17.bölüm- 'Söz veriyorum'

4.3K 342 321
                                    

Hello 🍓

Dün atacağım demiştim, ama maalesef internetim azdı.

Gif koymadığım zaman hikaye yarımmış gibi hissediyordum 🤭

Satır arası yorumlar aşırı severim, biliyorsunuz jvkbbk

İyi okumalar❤

Eunha kurumuş ve bir o kadar da solgun dudaklarını aralamakta zorluk çekerken kafasını hafif yana doğru çevirerek gözlerini onun üzerinde gezdirdi. Titriyordu.....Eli ensesini kavrarken öfkeden dolayı kasılan yüzü gevşemişti Jungkook'un.

Şimdiyse o gözlerini kaçırmıştı karısından. Parmaklarını usulca saçlarının arasından geçirdiğinde bıkkın bir nefes verdi. Ne yapması gerektiği hakkında ufacık bir fikri yoktu. Bu yüzden hem kendini, hem de onu daha fazla yormak istememişti. Titreyen ellerini pantolonunun cebine sokarken hiçbir şey söylemeden odadan çıktı.

Gözlerini etrafta gezdirirken hemen sol tarafta duran sandalyede oturarak eliyle alnına baskı uyguluyordu. İçinde onu mahvedecek kadar büyüyen öfkesi aslında kimeydi? Dudaklarını kanatırmışçasına ısırırken elini alnından çekerek parmaklarını birbirine kenetledi. Bütün bunlar ne demek oluyordu?! Eunha böyle aptal bir oyunu nasıl oynardı?! Saklasa bile bunu öğrenemeyeceğini mi sanmıştı?!

'Tanrım....bundan da büyük bir kabus olamazdı herhalde.'

Eunha'nın her şeyi ona anlatması gerekiyordu. Aksi takdirde kafasındaki kötü düşüncelerin büyümesine engel olamıyordu.

"Efendim, çıkış işlemlerini hallettim." Youngjae patronunun tepkisiz kaldığını gördüğünde eliyle hafif şekilde omzuna vurmuştu. İşte o zaman hapsolduğu düşünce bulutundan kurtularak sorar gözlerle karşısındakine bakmıştı.

 İşte o zaman hapsolduğu düşünce bulutundan kurtularak sorar gözlerle karşısındakine bakmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Çıkış işlemleri hazır." diyerek kolundaki saati gösterdi, "1 saate çıkabilirsiniz." Kaşlarını çatmayı bırakarak kafasını onaylar anlamında sallamıştı Jungkook.

"Bugün çok yoruldun,evine gidebilirsin."
Kısık tonda çıkan sesine karşılık Youngjae endişeli bir şekilde bir adım öne geldi.
"Ama efendim...."
"Patronun olduğumu kabullendiğin halde..."

Youngjae'nin boş bakışları efendisinin üzerinde gezerken Jungkook konuşmasına devam etmişti.
"Neden lafıma karşı geliyorsun peki?"

Elini önünde birleştirirken yüzündeki şaşkın dolu ifadeyi silmeye çalıştığında  Youngjae kendisinin daha ne kadar aptal biri gibi davranacağını düşündü. 4 yıldır onunla çalışıyordu ve ne de olsa, iyi tanıdığını düşünmüştü. Ailesi burada olmadığından ona destek olmaya çalıştığı zaman böyle muamele yemek biraz fazla değil miydi?

Üzerindeki gömleğin yakasını düzeltirken kafasını hafif öne doğru eğerek ondan istenildiği gibi oradan uzaklaşmıştı. En büyük düşüncesizliği sanırım kendisi yapıyordu. Bunu kabuletmek o kadar da zor olmamalıydı.

KABUS•JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin