Cehennemin Tanrıçası

Bölüm 10

Evet 10.bölüme geldik. Şu ana kadar beni destekleyen herkese çok teşekkür ederim. instagramdaki mesajlarınızla gerçekten beni çok mutlu ettiniz. Size çok teşekkür ederim. Bölümleri ilham geldikçe yazıyorum arkadaşlar o yüzden yeni bölümler karışık bir şekilde gelebilir. Bunlar sadece hikayemin uyduruk olmaması için
Sizi bu kadar sıktığım yeter. Keyifli okumalar ! Ha bir de yorumlarda küfür kullanmazsanız çok sevinirim.

                                             🎈

Hera'nın anlatımıyla...

Elena ve Kraliçe Mika gelmeseydi bütün gün orada uyuyacaktım. Yorulmuş ve yıpranmış bedenimi öylece küvetin içinde bırakmış ve uyumuştum. Elena beni yarım saat önce uyandırdı fakat hala ruh gibiyim solmuş gözlerim, ıslak saçlarım ve kazınmış vücudumla alt kattaki iğrenç mahluklara benziyordum.

Elena gitmeden önce bana balodan bahsetmişti. Ah sırf Elena için katlanıyordum. Ayrıca zaten buna mecburdum çünkü Elena ne isterse onu yapmalıydım çünkü her şey anlaşılabilirdi. Gitmek hiç içimden gelmiyordu ayrıca... ayrıca....aman ne bileyim işte ben !

İç çamaşırlarımı giyerek kendimi tekrar yatağa fırlattım. Az önce uyanmıştım fakat aşırı uykum vardı ve bir güç beni yatağa çekiyordu. Tekrar kendimi uykunun kollarına bıraktım. Yarın ne yazık ki balo vardı.

                                               ~

Sabah yine her zamanki gibiydi. Gözlerim yavaş yavaş açılmaya başladı. Ama sanki kapansın diye birileri güç uyguluyordu. Gözlerimi birkaç kırpıştırmadan sonra iyice açtım ve ayağa kalkmaya çalıştım. Çalıştım çünkü gözlerimin önü simsiyahtı ve bu başımı döndürüyordu. Bundan nefret ediyordum.

Ayağa kalkma çalışmalarım başarısız olmuştu fakat en azından yatakta oturabilmiştim. Cenin pozisyonunda kafamı öne eğmiş olanları düşünüyordum. Psikolojim iyi değildi. O adamla hiç iyi değildi.

Bir anda kapımda bir hareketlilik sezdim. Kalkmaya mecalim yoktu o yüzden sadece kafamı kaldırdım ve gelen kişiye baktım. Gelen kişi Osti idi. Siyah askılıklı tulumu ile çok asi duruyordu hayır, asil değil asi ! Ama konumuz şu an bu değildi. Konumuz onun burda ne işi olduğuydu. Ama şaşırmıyordum artık. İsteyen istediğini yapardı bu krallıkta , ben hariç.

Osti su yeşili, tiksinti ile bakan gözlerini benimle birleştirdi. Benim solgun mavilerimle. Onun aksine şu an yaratık gibi duruyordum. O ise gayet bakımlıydı. Yatakta ellerimi bacaklarımın altında birleştirmiş Osti'ye bakıyordum. O da yeşillerini benden çekerek gözlerini odamda gezdirmeye başladı. Etrafı iyice süzdü.

"Sevgilim olmasaydı burayı rüyanda bile göremezdin , biliyorsun değil mi?"

Gözlerimi devirdim. Belli ki buraya beni aşağılamaya gelmişti. Sevgilisi yetmiyordu çünkü bana. Daha fazlası lazımdı. Ayrıca bu koca göğüslü mamut burayı bana Lucifer'ın değil de Elena'nın verdiğini bilmiyordu. Ve sanki her şeyden haberdarmış gibi konuşuyordu. Onu salak yerine koymalarına kıkırdamıştım. Bakışları birden bana dönmüştü.

"Komik olan ne yer cücesi?"

Dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemi engellemeye çalışıyordum. Ama o bana gözlerinden alev saçarak bakıyordu. Sanırım koca göğüslü mamutu sinirlendirmiştim.

"Hiiiiç, öyle aklıma bir şeyler geldi."

Bu cesareti nerden bulmuştum bilmiyorum. Hmm belki Lucifer'ın beni defalarca duvara dayayarak kokumu içime çekmesinden almış olabilirdim. Tamam itiraf ediyorum bende çektim! Ama bu ona sinirli olmadığım anlamına gelmiyor.