Sonsuza kadar

113 9 1
                                    

Cafeden çıkıp çok güzel bir göl kenarına gittik. Ay o kadar güzel gözüküyordu ki.
"Selin..."
"Efendim."
"Ben... Ben çok özür dilerim."
"Neden?"
"Ben seni sevemem."
"Neden?(!)"
"Selin sen çok güzelsin. Sevmeye korkacağım kadar güzelsin..."
"O zaman sev beni(!)"
"Seve-" derken kendimi tutamadım ve sözünü bitirmesine izin vermeden dudaklarımı dudaklarında buldum. Kendini geri çekmedi belimi kavradı ve yavaş yavaş uzaklaştı benden.
"Selin..."
"Söyle..."
"Yapma..."
"Furkan... Beni seviyorsun."
"Evet... Seni seviyorum." İşte sonunda bana karşı koyamıyordu. Sımsıkı sarıldı bana sanki bir daha hiç sarılamayacak gibi sımsıkı... Ay ışığının altındayken aklımda bir şiir vardı... Yazar şiirde şöyle diyordu;
Bırak ay gitsin,
Sen kal bu gece...
"Furkan..."
"Efendim güzelim? "
"Gitsek mi artık üşümeye başladım, " dediğimde başımı omzuna yasladı.
"Seni seviyorum. " Sesinde anlam veremediğim bir burukluk vardı.
"Seni seviyorum. "
Furkan yavaş yavaş benden uzaklaşırken gözlerim gözlerine deydi gözleri dolmuştu... Gözlerini sildiğim sırada kulağıma yaklaşıp bir şeyler fısıldadı;
"İçimde kocaman bir dünya kurdum
Ve sen,
O dünyada gökyüzüsün..." Korkuyor gibi bakıyordu. Onu herşeyden çok seviyordum ama içinde sakladığı şey onu yiyip bitiriyordu.
"Seni sonsuza kadar seveceğim bunu unutma." Gözlerime baktı ve ellerimi tuttu. Aynı anda aynı cümleyi kurduk. "Sonsuza kadar sevgilim, sonsuza kadar..."  bu cümleyi kurarken gözlerimi kapatmıştım. Gözlerimi tam açacakken dudaklarımda hissettiğim baskıyla tekrar kapattım. Onu seviyordum ve birbirimiz için yaratılmış gibiydik. Belki de birbirimiz için değildik onu sevmem yanlıştı, hiçbirşey bilmiyorum. Kafam git gide daha çok karışıyordu.
Ben gökuüzüydüm,
O deniz...
Birbirimizi yansıtmak serbestti,
Ama kavuşmak imkansız...

Dileğim SendinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin