1.2

1.1K 162 59
                                    

Yeon Woo hâlâ evimdeyken, yapmış olduğu çorbayı ocakta tekrardan ısıtıp önüme getirdi. Ne kadar yemeyeceğim dese de ısrarla yememi istiyordu. Sanırım evimden gitmesi için yapmam gereken şey, şu iğrenç çorbasını bitirmekti. Hayır, kovamıyorum da...

"Hadi artık iç, Jin-ahh! Bak bu 2.ısıtışım. İçersen biraz daha iyi hissedersin?"

Sen gidersen, daha iyi hissedeceğim...

Kafamı salladım, zoraki bir gülümseme ile. Hastaydım ve kimseyi yanımda istemiyordum. Yeon Woo, hasta olduğumu nereden bildiğini bile bilmiyordum. Yaklaşık 2 saattir evimde durmuş, benimle ilgileniyordu. Çorba getirdiği için de nezaketten kovamıyordum.

"Yeon, sen benim hasta olduğumu nereden biliyordun?"

Yapay bukleli saçlarının arasında parmakları dolaşırken utançla konuştu.

"Dün gece evine gelirken camdan gördüm ve öksürüyordun. Senin için çok endişelendim, dün gece baya dışarıda kalmış olmalısın..."

Endişeli bir şekilde konuşurken aklıma Min Seo geldi. Dün gece dışarıda kalmıştık baya, sarılmıştık... Kalbim ritimlerini hızlandırırken buna bir son verdim ve Yeon Woo'ya cevap verdim.

"Evet, dün gece Min Seo ile birlikte dışarıda kaldık biraz."

Min Seo, kelimesini bastırarak söylemiştim ki bunu anlayıp buradan bir an önce gitsin.

"Min Seo? Sevgilin mi oppa?"

"Ya-" Cümlemi bölen ard arda basılan zil sesi olmuştu. Olduğum yerde uzanmaya devam ederken, Yeon ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında gördüğüm kişiyle ayaklandım.

Arıza, buradaydı.

Gözleri Yeon'dayken hemen sonra bana baktı. Ölümcül bakışları altında eziliyordum.

"Siz de kimsiniz?" Yeon kibar bir şekilde Min Seo'ya sorusunu yöneltirken ona cevap vermeden önüme dikildi.

Gözlerinde buruk bir his vardı.

"Neden haber vermedin? O kadar endişelendim, neden? Bana söyleyebilirdin, sana çorba yapardım. Neden başkaları sana çorba yapıyor?"

"Min Seo-ahh! Yanlış anlama!"

"Neyi yanlış anlamayım ha?! 2 saat önce bu kız gönderi paylaşıyor, altına yorum yapıyorsun ama benim sana attığım 3 saat önceki mesaja bakmıyorsun!"

"Sakin olur musun? Cevap verecektim, şarjım bitti birden. Bak. Orada şarjda telefon."

Elimle prizi gösterdim, alaycı bir tavırla gülümsedi.

"Bunu, bu kızla baş başa kalmanız için yaptın. Sizi rahatsız etmeyelim diye şarja taktın."

"Saçmalama! Yah! Yeon, cevap versene. Şarjımın bittiğini söylesene?!"

Yeon, umursamaz bir tavırla konuştu.

"Ben bilmiyorum, bir ara tuvalete gitmiştim. O ara olmuş olabilir."

Hadi ama! Yanımdaydın o sırada!

"Neden yalan-"

"Tamam, Jin. Yeter."

Arkasına dönüp gitmeden hemen önce gözlerimin içine baktı ve konuştu.

"2 haftalık süreci boş ver. Zaten 5 gün kalmıştı. Ne yap, biliyor musun? Sen hiç bana mesaj atmamışsın ve ben hiç sana 2 haftalık teklifi sunmadım..."

"Min Seo..."

"Ha bu arada, geçmiş olsun." Dedikten hemen sonra kapıdan çıktı.

"Oppa, çorba-"

"Defol!"

"Ne?"

"Defol git dedim sana! Bir daha da karşıma çıkma!"

Yeon Woo, ağlayarak çıktığında şarjda olan telefonuma lanet okuyarak elime aldım. Gruptan gelen mesajları es geçerek, Min Seo'nun attığı mesajlara bakmaya başladım.

kms2: Bugün okula gelmedin, iyi misin?

kms2: Dün biraz dışarıda kaldık yha, üşüttün mü?

kms2: Sıcak bir şeyler içmeyi unutma!

kms2: Hasta olduğunu öğrendim. Hem de bir başka kızın gönderisi ile...

kms2: Evine geliyorum, belki de son kez konuşmak üzere.

Şimdi ben kendimi sana nasıl affettireceğim?

wwidehandsome_ksj:
Her şey için özür dilerim...

Yazacak başka bir şey bulamazken, gruba girdim bu sefer.

Mesajları okurken gördüğüm şeyle sinir kat sayım daha da artmıştı.

Jungkookkk???!!!!

💙😎

Bölüm sonu yorumlarınız?

Medyaya foto bulamıyorum...

Neysem, seviliyorsunuz...💙

𝐖𝐨𝐫𝐥𝐝𝐰𝐢𝐝𝐞 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬𝐨𝐦𝐞「 KSJ 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin