💙😎
Sabah uyandığımda, aklıma dün gece söylediğim şey gelince kendime küfrettim. Aklımdan geçenleri neden direk söyledin ki salak? Kız şoka uğradı, 5 dakika boyunca konuşmadı lan!
Büyümüş gözleri, hafif aralanan dudakları, dağılmış saçları ile, abartmıyorum 5 dakika sadece gözlerime baktı ve olayı idrak etmeye çalıştı. En son ise, ben kesin rüyadayım deyip odaya gidip uyumuştu.
Ben ne mi yapmıştım? Tabii ki, muhteşem yüzüm solmasın ve göz altlarım morarmasın diye uykuya vermiştim kendimi.
Şu an ise, sabah erkenden kalkmış, hâlâ uyumakta olan Arıza'ya kahvaltı hazırlıyordum.
Ne kadar da mükemmelim yahu! Her iş elimden geliyor!
Neyse neyse...
Evet, portakal suyunu da sıktığımıza göre kahvaltı hazır! Şimdi sırada onu uyandırmak var.
Kendimi şey gibi hissediyordum.
Şey ya, şey... Hani evli çiftler...
Kapısının önüne geldiğimde, giyinir olabileceğini hesaba katarak ilk önce kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince tekrardan tıklattım. Yine ses gelmeyince tam kapıyı açacakken o açtı kapıyı.
Dünki kıyafetlerinden kurtulmuş, yenilerini giymişti ve saçlarını taramıştı. Gülümseyerek konuştum.
"Güne nasıl başladınız Min Seo Hanım?"
Düşünür gibi yaptıktan sonra sırıttı.
"Uyandığımda ilk senin resmini gördüm, nasıl güne başlayabilirim ki?"
Posterden bahsediyordu.
"Tabii ki, mükemmel!"
Gülümsedikten sonra, mutfağa doğru ilerlerken bir yandan da konuşuyordu.
"Harika kokular geliyor Jin-ah!"
Sessiz kalmayı tercih ederken, kurduğum sofrayı görmesini bekliyordum.
"Woaahhh! Bunu sen mi yaptın?"
Büyümüş gözlerle bana bakarken güldüm.
"Biliyorum, biliyorum mükemmelim!"
Kahkaha atarken masaya oturdu ve önündeki tabağa sofradaki servislerden koymaya başladı.
"Evlenince bütün yemekleri sen yapacaksın!"
"Yah! Ben erkeğim, yemek yapmam. Senin yapman lazım!"
"İyi de, ben yemek yapmayı bilmem."
"Öğrenirsin."
Min Seo, duraksadı. Önce sofraya bakıp, sonra bana çevirdi gözlerini.
"Jin fark ettin mi?"
"Neyi?"
"Biz az önce evlilik konuşması yaptık. Resmen kimin yemek yapıp, yapmayacağını tartıştık..."
Diyecek söz vermezken, ona hak verdim. Biz bu duruma ne zaman, ne ara gelmiştik?
İnanın, ben de bilmiyorum.
...
Kahvaltı bittikten sonra Min Seo'yu yurda bıraktım. Eve geri geldiğimde şu abi olayını çözmek için çalışma masama oturdum. Bilgisayarın oturumunu başlattım. Mantar panom, zaten çok dolu değildi, onu da boşalttım her ihtimale karşı.
Min Seo, daha bebekken ölmüş ailesi, hem de kazada. Yani o tarihe ait bir trafik kazası haberi bulmam gerekiyor önce. Bunun içinde internet veya gazetelerden yardım almam gerekiyordu.
Bilgisayarın faresini oynatıp, internete girdim. Aramalara 1996 yılındaki trafik kazaları, yanıtını girdim.
Birkaç bağlantıya tıklayıp sitelerde gezerken çok da işime yarayacak bilgiler bulamadım. En son yine bir bağlantıya tıkladım, fakat açılmadı. Kaşlarımı çatıp defalarca kez yeniden denedim, yine de açılmadı.
İnternet mi gitti diye baktığımda, öyle bir sorunla da karşılaşmadım.
Sanırım, bilgisayardan daha fazla anlayan birine ihtiyacım vardı. Bunun için ilk olarak Jimin'i aradım. Jimin ve Jungkook, yazılım mühendisliği bölümüne gidiyorlardı ve bilgisayar onların uzmanlık alanıydı. Hemen Jimin'i aradım.
"Alo Jimin?"
"Efendim hyung?"
"Müsait misin?"
"Aslında 5 dakika sonra film başlayacak, Yoon ile birlikteyiz. Sorun mu var?"
"Ahh hayır, sadece bilgisayarda bir sorun ile karşılaşıyorum."
"Ne gibi hyung?"
"Bir bağlantıyı açamıyorum."
"Hyung, bağlantı gizlenmiş veya silinmiş olabilir. Jungkook'u ara, o bağlantıyı kolaylıkla açabilir."
"Hmm, Jungkook müsait mi?"
"En son, Namjoon hyunga kız aramak için dolaştığını söylemişti. Bilemiyorum..."
"Ben bundan yardım istersem, bir yerleri kalkar."
"Üzgünüm hyung, istersen film bitince gelirim. Ben hallederim?"
"O kadar vaktim yok, neyse sağ ol Jimin. Size iyi eğlenceler."
"Sağ ol, hyung."
Aramayı sonlandırıp, göz devirerek Jungkook'u aradım.
"Efendim hyung?"
"Neredesin?"
"Ben bir şey yapmıyorum, cidden. Kim suç işlemişse ben değilim."
"Jungkook-"
"Yah! Tamam hyung, en sevdiğin bardağı kırdığım için özür dilerim. Dün elimden kaydı!"
"Ne?! Bardağı mı kırdın?! Hem de, en sevdiğim? Üzerinde benim fotoğrafımın baskısı olan bardağı?!"
"Hyung, cidden isteyerek yapmadım!"
"Kes lan! Bunun için aramamıştım, bilmiyordum bile!"
"Off shit!"
"Kes velet, acil buraya geliyorsun?!"
"Ama benim işim-"
"Acil!"
"Hmm pki."
💙😎
Bölüm sonu yorumlarınız?
Hoşça kalın beybiler.💙😎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐖𝐨𝐫𝐥𝐝𝐰𝐢𝐝𝐞 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬𝐨𝐦𝐞「 KSJ 」
FanfictionTexting. 💙😎 "Kimsin?" "Ben worldwide handsome Kim Seokjin, asıl sen kimsin?" #hayrankurgu 2 ✨ #worldwidehandsome 1 ✨ #hopeworld 1 ✨