1.7

1.1K 166 134
                                    

"Jin... Her şey yalanmış..."

"Ne?"

Min Seo'dan ağlama sesinden başka bir ses gelmediği için yeniden konuştum.

"Nerdesin şimdi? Yanına geleceğim." Onun konuşmasını beklemeden ceketimi askılıktan aldım, anahtarlar ceketimin cebinde olduğunu görünce seri bir şekilde evden çıktım.

"Bizim evin olduğu mahalledeki parktayım."

"Güzelim, benim oraya gelmem 3 saatimi alır arabayla. Akşam da oldu, gidecek bir yerin yok mu? Ben gelene kadar güvenli bir yerde kalabilmek için?"

Burnunu çekti, sümüklü.

"Gelmene gerek yok."

"Saçmalama, seni yalnız bırakmam."

"Peki. Ben arkadaşıma geçeceğim. Seni bekliyorum, tamam mı? Çabuk gel..." Sürekli kesilen nefesiyle konuşmuştu.

Kafamı salladım, ama onun görmeyeceğini unutup kendime küfür ettim.

"Tamam, çabuk olacağım ama lütfen ağlama. Tamam mı? Gelince konuşacağız, sakın ağlama."

"Tamam..."

"Oraya gidince bana konum atmayı unutma."

"Olur..."

"Geleceğim, kendine iyi bak."

"Bekleyeceğim, sen de kendine iyi bak..."

Telefonu kapattığımda arabaya bindim ve yola koyuldum. Onu kim ağlattıysa, suratını darmadağın edecektim!

3 Saat Sonra

Konuma gelmeme 5 dakika kaldığını söyleyen navigasyona son kez baktım. Şu an sanırım Min Seo'nun evinin olduğu mahalledeydim. Küçük bir kasaba olduğu için yeri bulmam kolaydı. Navigasyonun da yardımı vardı tabii.

Tekrardan Min Seo'yu aradım.

"Ben geldim. Parkın oradayım. Buraya gelebilir misin?"

"Tamam 2 dakikaya geliyorum."

Arabadan inip, sırtımı arabaya yaslamıştım. Etrafta gezinen insanlar beni ilk defa görmüş, tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Bir de bazı kızlar bana bakıp saçları ile oynuyorlardı. Ama hiçbiri umurumda değildi.

Min Seo hariç...

Karşıdan gelen kızın Min Seo olduğunu anladığımda ona doğru ilerledim. Tam karşımda durduğunda eğik olan kafasını kaldırdı, gözlerime baktığında kötü hissetmiştim.

Gözleri ağlamaktan şişmişti.

"Jin-" Yeniden ağlamaya başladığında başını tutup göğsüme bastırdım. Elindeki çantayı yere fırlatıp ellerini belime doladı. Daha çok ağlamaya başladı.

"Şşşhh... Ağlama..."

Etraftaki kadınlardan ses gelince gözlerimi etrafa gezdirdim. Bize bakıp bir şeyler fısıldaşıyorlardı. Bunu Min Seo da fark edince, yüzü hâlâ göğsümdeyken konuştu.

"Beni buradan götür..."

Kafamı sallayıp, ondan ayrılmadan hemen önce saçlarının üzerine öpücük kondurdum. Bu hareketime ben de şaşırmıştım.

𝐖𝐨𝐫𝐥𝐝𝐰𝐢𝐝𝐞 𝐇𝐚𝐧𝐝𝐬𝐨𝐦𝐞「 KSJ 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin