KÖRDÜĞÜM ♥ 8

5.8K 335 89
                                    

MASAL

Güneş yavaşça uykuya dalmış, Ay onun yerine nöbete hazırlanmıştı. Mavi gri gökyüzü, kırmızı bir görüntüye sahipti. Kelimelerin ve vücut dilinin felç olduğu, hayallerin ve planların havada uçuştuğu zamanların içine hapsolmuş gibi hissettiriyordum. Bahar söylediklerinin her kelimesinde haklı olsa bile içimdeki zapt edilmez heyecanı engellemek istemiyordum. Az beklememiştim bu hisleri. Esas oğlanımız Enesken de her zamanda bulabileceğim bir şey değildi. Bir anı bir anını tutmuyordu ama son 24 saattir garip bir ahenk içerisindeydi. Onu böyle değiştiren neydi çok merak ediyordum. 'Üzümünü ye bağını sorma' desem de içten içe benimle aynı hislere sahip olma ihtimalini düşünmeden edemiyordum. Kalbim bu hisle delicesine çarparken başka şeye de odaklanamıyordum. Gerçekten aşık olmuş olabilir miydi? Peki acaba benimle mi aşka yaklaşmıştı yoksa aşk onun için hep aynı yerdeydi de sadece ben mi yaklaştım?

Kulağıma dolan melodiyle düşüncelerim birbirine düğümlendi. Beklediğim kişinin geldiğini düşünerek telefonu cebimden çıkardım. Gördüğüm ismin, hevesimi kursağımda bırakmakta üstüne yoktu. Bıkkın bir edayla telefonu açarken gözlerimi hastanenin bahçesinde dolaştırdım.

"Hala hastanedeyim anne. Tıpkı 10 dakika önce olduğu gibi."

Haşır huşur sesler geliyordu. Annemin yanlışlıkla aradığını düşünerek telefonu kapattım. Havanın serinlediğini hissederek ceketin fermuarını çekmemin ardından yine telefonum çalmaya başladı. "Efendim anne?" Şaşkın bir tonda bana seslenen annem "Sen mi aradın beni?" diye sordu.

"Hayır. Sen aramadın mı?"

"En son babanla konuşup çantama koydum. Sanırım elim çarptı. Neyse iyi oldu, baban hastaneye geliyormuş haberin olsun."

Annem cümlesini henüz bitirmişti ki babamın arabası hastaneye giriş yaptı. Bahar şom ağızlı mıydı yoksa dilinden çıkanlar gerçek mi oluyordu, emin değildim. Jet hızıyla oturduğum banktan kalktım. Kuytu bir köşeye doğru gerilerken "Görüyorum anne," dedim. "Geldi mi?" Babamı takibe aldığım için ufak bir 'hı hı' kelimesi ile cevap verdim. Arabasını otoparka park edip aşağı indiğini gördüğümde pusuya yatar gibi yere çömeldim. Tedbirli davranarak sanki bir sırrı paylaşır gibi sesimi alçalttım.

"Burada olduğumu biliyor mu?"

"Aksinin olabileceğini düşünüyor musun?"

Babamın kafasından geçenleri dışarıdan bir gözün anlaması güçtü. Bir tek annem bu konuda çok iyiydi. O da senelerin verdiği tecrübeden dolayıydı sanırım. Babam her zamanki seriliği ile hastaneye yürürken "Peki kızgın mı?" diye sordum. Annem hiç beklemediğim şekilde "Hayır. Aksine Bahar'ı düşünüp yalnız bırakmadığın için keyifliydi," diye cevap verdi. Derin bir nefes aldım. "Sen yine de-" Annemin bir anda sesi kesilince telefonu kulağımdan çektim. Karanlık bir ekran beni karşıladı. Şarjım bitmişti. Allah kahretsin, sırası mıydı şimdi? Hoş, dünden beri çok bile dayanmıştı ama şimdi Enes bana nasıl ulaşacaktı? Telefonumu şarj etmem gerekiyordu. En azından açılacak kadar şarj etsem yeterdi. Fakat yanımda şarj aleti yoktu ki. Of! Neden tüm gün şarjımı fullememiştim ki?!

Birinden bulurum umuduyla içeriye doğru yürürken 'Babamla karşılaşma ve korumalarla dışarı salınmama' fikri aklıma doldu ve olduğum yere çakılı kaldım. Hazır kapıda nöbet tutanlara görünmeden buraya çıkmışken yerimi ifşalamanın anlamı yoktu. Ne yapacaktım peki?

"Ufaklık."

Aniden kulağımın dibinden gelen sesle irkildim. Öylesine yakındı ki nefes alış verişini bile işitiyordum. Telaşla Enes'e doğru dönerken elimi kalbimin üzerine koydum. Avucumun içinde çılgın bir tempoya gümbür gümbür atan kalbimi körükleyen bakışlardan kendimi alıkoyamıyordum. Birkaç saat içinde ne kadar da özlemiştim bu toprak rengini. "Selam!" diyerek boştaki elimi salladım. "Burada olduğumu nereden bildin?" Rahat bir tavırla ellerini cebine sokmuş adam omuzlarını 'Bilmiyordum' der gibi silkti.

VELİAHTLAR 2 - ENSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin