1."Acıdan Yuvalar"

54.7K 512 214
                                    

Zorla aldığım nefeslerim
yetmemeye başladığında kendimi
çöp konteynerinin arkasına attım.
korku damarlarımda en az kanım
kadar hızlı akmaya başladığında
nefes seslerimi duymasınlar diye
elimi sıkıca ağzıma bastırdım.

Adım seslerinin olduğum yere
yaklaştığını hissettiğimde bedenim
daha çok titremeye başladı ve
olduğum yere daha çok sindim.
kalp atış seslerim o kadar
hızlandıki biran onların kalp atış
seslerimi duyduklarını bile
düşündüm.

Adamın adımlarının tam
arkasında durduğum konteynerin
önünde durduğunu gördüğümde
bacaklarımı kendime daha çok
çektim.

"Napıyosun oğlum burda,
hadisene! Kızı elimizden kaçırdık."
adam kafasını çevirip birkez daha
olduğum yere baktıktan sonra
yanındaki adamın onu
çekiştirmesiyle ikiside olduğum
ara sokaktan çıktılar.

Korkudan ve adrenalinden
hızlanmış nefesimi düzenlemeye
çalışırken yavaşça Oturduğum
yerden kalktım ve etrafa bakarak
yürümeye başladığımda
adamların gitmiş olduğunu
gördüm. Rahat bir nefes alarak
ara sokaktan çıktığımda ıslık
çalarak yürümeye başladım.

Issız sokakta sadece benim ıslık
seslerim ve adım seslerim
yankılanıyordu. Kafamı kaldırıp
gökyüzüne baktığımda yıldızlarla
süslenmiş olduğunu gördüm.

Yıldızlar.

Sevmezdim ben onları, onlar umut
demekti. Küçükken çok
beklemiş, umudumu hep elimde
tutmuştum hiçbirzaman ölmesine
izin vermemiştim.
Büyüdüğümde ve gerçeklere ilk
adım attığımda umudumuda
mezara gömmüştüm. İçimdeki tüm
hisler mezara gömüldüğünde on
yaşındaydım. Annemin bana ilk
inanmayışı, ilk kendimi koruma
çabam, ilk umutlarımı çürüttüğüm
zaman on yaşındaydım.

İlk katil olduğum zaman on
yaşındaydım. Ellerimi ilk kana
buladığım zaman, ruhumu arafta
bıraktığım zaman on
yaşındaydım. Uyuyamadığım
gecelerin, kabuslarımın
canavarını öldürdüğüm zaman on
yaşındaydım.

On yaşındaydım.

Kabuslarımın başlangıcını,
hislerimi, gülüşümü,
umutlarımı, en önemliside
ruhumu öldürdüğüm zaman on
Yaşındaydım.

Geçmiş soğuk bir rüzgar gibi içimi
üşüttüğünde kafamı iki yana
sallayıp geçmişin kirli sayfalarını
aklımdan atmaya çalıştım.

Koşmaktan kaymış olan peruğumu
düzelttim ve elimdeki siyah poşedi
sıkıca hırkamın cebine soktum.
efrafta polisler olabilirdi ve benim
başımda zaten tonlarca dert
varken bide onlara yakalanmak
istemiyorum. Ayaklarım artık
ezbere bildiği boş sokakta
durduğunda geldiğim yere baktım.
Ortada yanan ateş, ateşin
etrafında ise yan yana dizilmiş
kasalar ve benim gibi sokakta
yaşamak zorunda olanlar...

Boş bir kasaya gidip oturduğumda
Cebimdeki siyah poşedi çıkarıp
yağız'a uzattım. Hiç beklemeden
elimden alıp içindeki paralara
baktı. Bana baktığını hissetsemde
Ondan tarafa bakmadım kendini
bana borçlu hissetsin
istemiyorum.

Ninni (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin