3."Acı Ve Mutluluk"

20.5K 283 69
                                    

Yürüdüğüm yol, sorğuladığım
gerçekler, yaşadığım hayat hiçbiri
Benim seçimim değildi. Bunlar
daha ben kundakta bebekken
Yaşamak zorunda bırakıldığım
gerçeklerdi. Bunları tek
başıma yaşamış gibi hissetmem
yüreğimdeki ateşi körüklerdi
hep.

Bir ikiz kardeşim vardı. Bunu hep
hatırlattım kendime yalnız
değilsin. Bir kardeşin var.

Ama olmadı. yalnız hissetmekten
kendimi alıkoyamadım. Düştüğüm
çukurda, battığım bataklıkta
yalnızdım.
Bedenim bir mal gibi satıldığında,
bir hiçmişim gibi benden yaşça
büyük adamların altına yatmak
zorunda bırakıldığım da çok
küçüktüm. Onlar için yaşımın
bir önemi olmamıştı.
Önemli olan cinsiyetimdi.
Onuda ben seçmemiştim, kadın
düşmanı bu dünyaya kadın olarak
gelmeyi ben seçmemiştim.

Boş sokakta sadece üçümüzün
adım seslerinden başka ses
yoktu, yaklaşmıştık bu
sokaktan sonrasına sadece izin
verildiği sürece girilirdi. Zaten
çoğu insan başına bela almamak
içinde buraya uğramazdı.

Sonunda gelmek istediğimiz yere
geldiğimizde adımlarımı
durdurdum. Önümde kocaman
bir demir kapı vardı simsiyah
ve yukarıya doğru uzanıyordu.
İçerden biri açmadığı sürece
dışardan açılmayacağı çok
belliydi. Ama umrumda değildi
buraya kadar geldiysek o kapıdan
içeri girmeden gitmezdim.

Aslan bir adım öne çıkıp kapının
biraz üstünde çok dikkatli
bakılmadıkça farkedilmeyecek
Olan bölgeye parmağını
bastırdığında kapı büyük bir
gürültüyle aralandığında
şaşırmamıştım demiştim o
kapıdan ne olursa olsun
giricektik.

Yağızın şaşırmış sesini
duyduğumda sürükleyerek
getirdiğim taşı ileri doğru fırlatıp,
ona döndüm.

"lan senin parmağınmı açtı
kocaman kapıyı" gözleri kocaman
açılmış demir kapıyı işaret ediyordu.

Aslan sırıtıp yürümeye
başladığında bende onu takip
ettim. Arkadan Yağızın  homurdanmaları duyuluyordu.

İçeriye adım attığımızda kapı
ardımızdan büyük bir gürültüyle
kapandığındada durmadık, zaten
Üçümüzde buraya geldiğimizde
neleri göze aldığımızın farkındaydık.

"burası nasıl bir yer lan" yağız
büyülenmiş gibi konuştu Zaten  dediği kadar vardı. Giriş kısmı  taşlarla kaplı olsada her yer
ağaçlıktı sanki ağaçlar buranın
görünmesini engelliyormuş
gibiydi. Ağaçların neyi gizlediği ise
Zaten belliydi simsiyah kocaman  Göğe kadar uzanan bir bina vardı
O kadar siyahtıki karanlıkla  bütünleşmişti sanki ve o kadar
karnlıktıki insanların karanlık tarafı gibiydi. Dışarıdan ne kadar ulaşılsada görülmezdi bu  bina ne kadar büyük olsada ağaçlar onu saklamıştı.

"hadi gelin." gözlerimi binadan
Çekip aslanın girdiği kapıdan büyük simsiyah kapıdan içeri girdim. Evin duvarların aksine beyazdı. Etrafa heryer de tablolar
asılıydı onun dışında evin heryeri
renkliydi dışarısının aksine her
renkten bir tane vardı evin içerisinde, merdivenler her taraftaydı üst katlarda yukarı doğru çokça merdiven olsada alt katlardada çok fazla vardı. Aslan alt katlardaki merdivenlerden inmeye başladı. Merdivenler sanki bir kuyu gibiydi dibe batan bir kuyuyu andırıyorlardı.

Merdivenlerden inerken bile hertarfta tablo asılıydı çeşit çeşit farklı şekillerde tablolar vardı. Aşağıya yaklaştıkça hafif bir müzük sesi duyulmaya başladı. Aradığımız yer aşağıda olmalıydı.

Son basamağıda indiğimizde aslan önümüzde durdu ve kapıyla aramızdaki bağlantıyı kesti.
"Beyler bayanlar bu kapıdan girdiğiniz anda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak o yüzden bu kapıdan girdiğimiz an afitap benim sevgilim yani yeni adıyla deniz yağız da çok samimi arkadaşımız
Sefa anladınızmı?"

Kafamı salladım sadece ne denirdiki ben artık afitap değil denizdim.

" benimki ise kılıç" aslanın kendi adını söylemesiyle Yağızın kaşları
çatıldı." ya oğlum bune herkes havalı isimleri almış birde benimkine bak bende istiyorum havalı isim"bunları çocuk gibi ayağını yere vurarak söylemişti.

" nesini beğenmedin bebeğim senin için özel olarak seçtim işte" Yağızın yanağından makas alarak söylemişti. Yağız sinirle üzerine atıldığında aslan arkama saklandı.
"afitap koru beni" üzerimdeki hırkayı çekiştirmeye başladığında sinirle nefes alıp aslanı arkamdan çıkarmış onu vurmaya çalışan yağızıda kolundan tutarak diğer tarafıma çekmiştim.

"yeter! Şuan en son düşünmemiz gereken şey isimlerimiz bu yüzden çocuk gibi kavga etmeyi kesin bu kapıdan girdiğimiz an  farklı kişilersiniz unutmayın efe için burdayız." yağız suçlu bir çocuk gibi kafasını eğdiğinde aslanda parmaklarıyla oynuyordu. Derin bir nefes alıp" hadi girelim"diyip önden ilerlemeye başladığımda
Önüne geldiğimiz kapıyı açtığım an Yağızın şaşkın sesini aslanın ben demiştim diyen sesini işitmiştim. Çünkü burası tahmin edebileceğinizden daha kötü bir yerdi.

Son ses açılmış müziğin sesi içiriden gelen ter, içki, sigara kokusu, masaların üstünde oynanan kumar, kapalı cam fanusların içinde çırılçıplak dans eden kadınlar kenarda koltukta oturan adamların yanlarındaki ikişer üçer tane olan kadınlar, ve yarı çıplak bir şekilde onlara içki dağıtan kadınlar.
Kafamı nereye çevireceğimi bilemedim ama bunlar şaşkınlıktan yada korkudan değilde buranın bana çok tanıdık gelmesindendi nefesimin daraldığını hissediyor sanki görünmez bir el boğazımı sıkıyor gibiydi. Aynısı oluyor küçüklüğümde, geçmişte set çektiğim anılar kafamda gün yüzüne çıkıyordu.

Her şey daha yeni başlıyor,
Geçmişin suları tekrar gün yüzüne çıkıyor. Herkesten saklanan  geçmişin...

 

Sizi seviyorum💓💋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sizi seviyorum💓💋

Lullaby 🖤

Ninni (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin