Lagün | 9

134 16 7
                                    

Merhabalar!
Normalde daha önce yayımlayacağım düşündüğüm bir bölümdü ama yazıp kaydettikten sonra ne olur ne olmaz diye  tekrar girdiğimde yazdıklarımın silindiğini gördüm ardından gelen moral bozukluğuyla tekrar yazmaya başladım. Umarım beğenirsiniz. Bol bol yorum bekliyorum çünkü çok mutlu oluyorum her yorumunuzu okuduğumda ayrıca yanımda olduğunuzu daha çok hissetmek beni aşırı derecede mutlu ediyor. Yazım yanlışlarım varsa özür dilerim.Herkese iyi okumalar.

Multimedia | Billie Eilish & Khalid - Lovely.

Deniz sabah uyandığında başı aşırı derecede ağrıyordu.
Sersemliği tamamen üzerinden attıktan sonra yatağından kalkıp banyoya gitti. Lavaboyu kullanıp elini yüzünü yıkadıktan sonra çıktı ve odasındaki pencerenin önüne gitti. Gözleri yeşil ve mavide gezdi.
Odası genel olarak orman manzaralıydı ama denizide biraz görüyordu, penceresini açıp temiz havadan bir nefes çekti ve ciğerlerinde hissettiği ferahlıkla geri bıraktı.
Saat daha erkendi, üzerini değiştirip hırkasını ve beresini alarak odasından çıktı.

Evden çıkarken Lagünü uyandırmamak adına kapıyı sessizce kapatırken ormanda bir süre yürümeyi planlıyordu. Zaten Lagün'ün uyanmasına bir kaç saat vardı. O uyanana kadar çoktan gidip gelirdi.

Ormana girdiğinde soğuk hava yüzünü yakıp geçerken az ilerde bulunan uzun süre önce yıkılmış ve yan yatmış, üzeri yosunlu ağacın yanına giderek üzerine oturdu.
Kuş sesleri etrafını sarmalarken gözleri kapalıydı ve doğayı dinliyordu. Gürültülü sessizlik zihnini rahatlatıyordu. Dün gece gözlerinin önüne serilirken Lagün'ün dudaklarını tekrar hissetmişti dudaklarında.

Parmakları dudaklarını bulurken gözlerini açmıştı. Dudakları küçük bir buse şeklini almıştı.
Bugün içini sıkan onu boğan bir şey vardı ki o da karakol işiydi.

Evet bu illa ki olacaktı ama bu kadar erken olmak zorunda mıydı?
Kendini kandırabilirdi tabii ki ama gerçek dünyadaydılar. Onun zihninde yaşamıyordu kimse. Kızında onu merak eden bir ailesi olmalıydı. Onlara haksızlık edemezdi. Sevdiğin ve değer verdiğin birinden ayrı kalmanın ne demek olduğunu biliyordu ve bunu o insanları tanımasa bile yapamazdı.
Lagün belkide bir şeyler hatırlamaya başlamıştı ve o yüzdendi bu aralar olan dalgınlığı. Gitmek istiyordu. Kim istemezdi ki?

Sonuçta işin sonunda ailesine kavuşma ihtimali vardı. Bu seçeneği yabancı bir adamın yanında kalmaya tercih ederdi tabii ki.
Zaten eve döndüğünde onu nasıl bir Lagün'ün beklediğini bilmiyordu. Kızgın, sinirli veya ona karşı bir şey hissetmediği için duygusuz.

Deniz biliyordu ki, Lagün dün olanı olmamış sayarsa kesinlikle üzülecekti.
Tek temennisi bu yöndeydi. Konuyu açıp detaylıca konuşacak değildi. Küçük bir öpücüktü ve çokta konuşulası bir yanı yoktu.

Bu konuyu bugün, burada aşıp kendi içinde bitirmesi gerekiyordu. Aslında sadece öpücük değildi direk olarak Lagün'ü zihninden silmeliydi aksi takdirde çok üzülebilirdi.

Bin yılda bir olacak -hatta belki olmayacak- bir şey gerçekleşmişti. Evinin bulunduğu deniz kıyısına bir insan vuruyordu. Bu bir kadın oluyordu, üstelik bu kadın tatlı şirin ve çok güzeldi - her neyse detaylara takılınmamalıydı- .
Hafızasını kaybetmişti ve zihninde sorular haricinde hiçbir şey bulunmayan bu kadınla bir kaç gün geçirmişti ve sonrada tam son gidip kızı öpesi tutmuştu.
Ona karşı özel hisleri vardı. Sanırım yavaş yavaş içine bunu sindirmişti.
Yanlıştı çünkü yaşayacakları bir şey yoktu.
Bu mantıksız hareketi nasıl oldu da yapmıştı.

Evet her gün karşı cinsle etkileşim halinde olup istediğinden hoşlanan veya istediğiyle birlikte olan bir erkek olmayışı büyük bir etkendi.

LagünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin