" O; batmış gemiden çıkan bir enkaz, ben ise basit bir bedene hapsedilmiş, bir ruhtum."
*
"Kırmızı et sever misin?" Sandalye de oturan kız omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Neden olmasın?" Dedi.
"Bayılacağın bir yemek hazırlayacağım sana. Parmaklarında...
(Selamlar herkese öncelikle herkesten çok çok özür dilerim. Uzun bir açıklama yapmadan bölüme geçmenizi isterim ardından en son sayfada buluşuruz zaten. Bu arada bu bölüm *yetişkin içerik içeriyor. Bunu göz önünde bulundurarak okumanızı öneririm. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyoruuum. Herkese iyi okumalar dilerim.)
Lagün yavaşça geri çekilirken kaşlarını çatarak ondan uzaklaştı, Deniz ise havada kalan ellerini indirip onun belinde sabitledi.
"Bunu bana daha erken söyleyebilirdin?"
"Fikrini mi değiştirecekti? Ya da isteklerini." Dedi Deniz kızın gözlerinin içine bakarak. Onun pişman olmasını istemiyordu.
"Bak şu an sorunumuz bu değil. Be-ben sadece bilmiyorum işte bunu benden bu kadar saat sakladın." Deniz'in ellerini hafifçe iterek onun üzerinden kalktı. Cam kenarına doğru giderken bir eli saçlarını gitmiş, başını kaşıyordu sıkıntıyla. Aslında Deniz'e kızgın değildi sonuçta söylemişti önce veya sonra en azından çok geç değildi ya. Sanıyordu ki biraz fevri davranmıştı. Camdan bir süre dışarıyı izledikten sonra omuzlarına dokunan sıcak ellerle dudakları mahcupça yana doğru kıvrıldı. Ona dönecekken adam onu engelledi ve çenesini kadının omuzuna yasladı. Lagün ise Deniz'den görmeye alışık olmadığı hareketlerle gün boyu şaşkın şaşkın gezmiş ve buna bir yenisi daha eklenmişti.
"Bugün bu yüzden mi daha farklı davranıyordun?" Deniz'in başı ona dönerken nefesi kızın boynuna vurmaya başlamıştı. Lagün bu durumu görmezden gelmeye çalışırken bir cevap bekliyordu.
"Nasıl yani?" Dedi Deniz kaşları çatılırken. Aslında kızın ne demeye çalıştığını anlayabiliyordu ama bunu ondan duymak istiyordu. Değişimi fark etmesi iyiydi demek ki onu izliyordu ve dikkat ediyordu.
"Yani işte ne bileyim normalden daha farklıydın hep çekingen davranıyorsun tabii genel olarak. Camdan bir bebekmişim de kırılmamam için çabalıyorsun sanki. Bana mükemmelmişim gibi hissettiriyorsun bu harika ama aynı şeyi sana veremediğimi biliyorum. Sana haksızlık etmek istemiyorum. Az önce çok fevri davrandım, bunun için üzgünüm." Cama bakarak sıkıntılı bir yüz ifadesiyle sürdürdüğü konuşmasını Deniz bölmeden dinlemiş sadece onu izlemişti. Mimiklerini, her harfte değişen dudak şeklini ve arada sırada el hareketlerini.
Deniz'in cevapsız kaldığını fark edince yavaşça ona döndü ve başını hafifçe geriye atarak onunla göz göze geldi , nefesleri birbirine karışıyordu. Lagün yutkunarak onun gözlerine baktı ve beklemeye devam etti.
O çok derin bir adamdı sessiz ve gizemli. İyiydi, böyle olmak istediği için iyiydi. Bu bir zorunluluk değildi onun için bir istekti.Merhametliydi de yanı sıra. Bir erkeğe en çok merhamet yakışırdı aslında sadece erkeğe değil her insana.
İçimizdekimerhamet olmasa bizi insan yapan şey ne olurdu ki? Yavaşça elleri birbirlerinin vücutlarına temas etmeye başlarken Lagün başını hafifçe yana eğerek ona doğru bir hamle yaptı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.