(Yazım yanlışım varsa affola kontrol ettim ama gözümden kaçmış olanlar olabilir belki. Multimediada Deniz var. İyi okumalar herkese.)
"Günaydın."
Lagün mutfaktan gelen kokuları takip ederken kendini Deniz'in yanında buluvermişti.
" Günaydın."
"Ne yapıyorsun?"
"Pankek. Sende domatesleri dilimleyebilirsin."
Deniz'e ismiyle hitap etmeye alışmıştı ama bir türlü kendine hitap edilen isme alışamamıştı.
Gerçek ismini, kimliğini fazlasıyla merak ediyordu?
"Tamam." Diyerek sebzeliğe yönelen Lagün her zamankine göre daha iyi hissediyordu.
Evinde kaldığı adamın ismini öğrenmesi ona; oyunun ilk levelını geçmiş hissini vermişti.
Domatesleri yıkayarak doğrama tahtasında dilimlemeye başladı.
Bilinçsiz bir şekilde kusursuz ve incecik doğranan domateslere Lagün şaşkınlıkla bakıyordu.
Doğradıklarını tabağa koyarak arkasını döndü ve masadaki yerine koydu.
"Bu konuda baya beceriklisin ha?" Diyerek kendine takılan Deniz'e gülümseyerek omuz silkti.
Kendiliğinde olmuş bir şeydi sonuçta.
Deniz bir elinde pankek tabağı diğer elinde çikolata sosuyla masadaki yerine geçti. Lagün'de aynı anda çayları koyuyordu."Enfes görünüyorlar, ellerine sağlık."
Bu samimiyeti nerden bulmuştu bu kız?
Kendi kendine iyi bir şey yaptığını düşünsede bir yandan aksini iddia eden bir tarafı vardı Lagün'ün. Bu durum Deniz'e karşı olan hareketlerini zorlaştırıyor, tarafını bir türlü seçemiyordu. Onun iyi bir insan olduğunu düşünse bile ona güvenmesi için hiçbir nedeni yoktu. Sonuçta tahminine göre daha önce asla karşılaşmadığı bir insandı ve ne kadar güvenilir olabilirdi ki?
Tamam ona yardım etmiş, hayata döndürmüş, kalacak yer, yiyecek yemek vermişti - Deniz kesinlikle güvenilecek bir adamdı.
Kimi kandırıyordu ki art niyetli bir insan olsa çoktan yapardı yapacağını kaç gün olmuştu.Aklında çatışan düşüncelerini elinden kayan çatalı bölmüştü. Tabağa çarparak duran çatalla irkilerek tabağına baktı ardından Deniz'e.
Ona ciddi bir ifadeyle bakıyordu ve bu biraz ürkütücüydü. Göz rengi çok hoştu tabii ama aynı zamanda ürkünçlerdi de." Dalmışım, kusura bakma." Zoraki gülümsemeyle gözlerini Deniz'den ayırıp tabağına bakmaya başladı Lagün.
"Bugün ne yapmak istersin?" Dedi Deniz bozuntuya vermeyerek.
Kızın bu dalgın hallerini anlayışla karşılıyordu, normal şeyler yaşamamıştı sonuçta.Kız tek kaşını kaldırarak ona garip ama komik bir bakış attı.
"Yapacak o kadar çok şey var ki... Karar veremiyorum." Elleriyle etrafı gösteriyordu muzip bir ifadeyle gülerek.Deniz kaşlarını çatıp ardından Lagün'ün demek istediğini anlayınca gülümsedi.
"Film izleyebiliriz istersen ya da başka bir şey?"
Deniz çayından yeni yudumunu alarak dikkatle kızı incelemeye devam etti.
"Yani bana farketmez film izleyebiliriz ya da başka bir şey... mesela bana kendinden bahsedebilirsin. Hafızam kaybolmuş olabilir ama hala sadece isim bilmekle tanışılmış olunmadığını hatırlıyorum." Lagün gülümseyerek Deniz'e baktı.
Sevimli mi olmaya çalışıyordu? Başarıyordu.
Deniz kızın yapmaya çalıştığı şeyi anlamıştı.
Onu merak ediyordu -doğal olarak- ama anlatacak bir şeyi yoktu ki."Ben filmlerin olduğu kutuya bakayım sende o sırada masayı toplayabilir misin?" Dedi Deniz ayaklanırken kıza döndü.
Kaçıyor muydu bu adam?
Yani tamam belki onu ilgilendirmeyebilirdi ama merakını anlaması gerekti. Hafif bir baş sallamayla önüne döndü Lagün ve çayına devam etti.
Kendisi hatırlasa anlatırdı her şeyini ama zihnindeki boşluk uzayla yarışır cinstendi.Bir saat sonra mutfaktan çıktığında adam televizyonda haber izliyordu.
" Haber programlarından nefret ederim. Aa bak kendimle alakalı bir bilgi daha." Diyerek yanına vardığında haber konusuna bakacakken kanal değişmişti.
"Ne oldu ki neden değiştirdin?" Dedi Lagün merakla adama bakarken.
Adam ona garip bakışlar atarak cevap verdi;
" Sevmiyorum dedin ya ayrıca bir film seçtim." Elinde tuttuğu filme baktı. Ambalajından anladığı kadarıyla aksiyon ve macera karışımıydı.
"Burada sinema yok mu?" Diye sordu merakla Lagün, Deniz'in filmi takmasını izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lagün
Teen Fiction" O; batmış gemiden çıkan bir enkaz, ben ise basit bir bedene hapsedilmiş, bir ruhtum." * "Kırmızı et sever misin?" Sandalye de oturan kız omuzlarını kaldırıp indirdi. "Neden olmasın?" Dedi. "Bayılacağın bir yemek hazırlayacağım sana. Parmaklarında...