Yaklaşık bir iki saat sonra kapıdan gelen sesler ile kız uyumuş olduğu koltuğun üzerinde kıpırdanarak uyumaya devam etti.Şu an yarı uyanıktı geriye kalan yarımlık kısımda ise uyuyordu. Bilinci açık ama vücudunu uyandıramıyordu.
Vücudunun tamamını sarmış uyuşukluğu bedeninden uzaklaştıramıyor olması sinirlerini fazlaca geriyordu.
Kapının kapanma sesini işittiğini gözlerini kırpıştırarak araladı.
Sonunda.
"Neden burada uyudun?"
Elindeki paketler ile adam kapının oradan, kendisine seslenmişti.
"Bilmiyorum."
Galiba verilebilecek en saçma cevabı vermişti genç kız.
Esneyerek yerinde doğrulduğunda; adamda mutfağa doğru ilerliyordu.
Yerinden kalkıp mutfağa doğru ilerledi genç kız." Ben odama gidiyorum." Diyerek oradan ayrıldı.
Kendini eski yatağa attığında; acaba bu yatak önceden kime aitti diye düşünüyordu.
Her gece olduğu gibi.
***
Sabah martıların sesleriyle uyanmıştı. Sesleri çok yakından geliyordu. Bir ara sanki yatağın baş ucuna konduklarını düşünmüştü genç kız.
Çünkü biri sürekli ötüp duruyordu.
Hala ötüyordu.
Aslında daha demin ki düşüncelerinin bir kaç saniye önce olduğunu yeni yeni farkediyordu.Ki bu sesler martı sesi değildi. Bu ses; evinde kaldığı genç adama aitti.
Onu nasıl bir martıyla karıştırırdı.
Lanet olsun.Gözlerini yavaşça açtı ve gözlerini kendisine dikmiş olan adama baktı.
Masmavi gözleriyle, şaşkın şaşkın bakıyordu.
Acaba neden şaşkındı?
"Neden bana öyle bakıyorsun?"
Genç sonunda konuştuğu için adam rahatlamıştı ve o da cevap vermek adına dudaklarını araladı." Az önce bana; 'kes artık sesini martı bozuntusu!' Gibi bir cümleyle çemkirdin."
Açıklamasını yaparak kafasını kaldırdı.
Bana çemkirdiğimi mi söylüyordu?
Hah! Ben ve bu naif hallerim çemkirmeye uygun değildik diye düşündü genç kız." Ben çemkirmem." Dedi kaşlarını çatarak.
" Sen öyle san."
Mırıltı şeklinde söylediği kelimelerin ardından odadan çıktı genç adam.
Çıkarken ise;
" Kahvaltı yapacağız, bayan çemkirmeyen."Gözlerini devirdi genç kız kapanan kapıya bakarak.
Sahi onun adı neydi ki?
Bunu neden sormamıştı kaç gündür?
Asıl soru şuydu galiba;
Kendisinin adı neydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lagün
Teen Fiction" O; batmış gemiden çıkan bir enkaz, ben ise basit bir bedene hapsedilmiş, bir ruhtum." * "Kırmızı et sever misin?" Sandalye de oturan kız omuzlarını kaldırıp indirdi. "Neden olmasın?" Dedi. "Bayılacağın bir yemek hazırlayacağım sana. Parmaklarında...