Sabah güneşinin yakıcılığı esmer tenine sertçe değerken. Deniz mavisi gözlerini yavaşça ve kırparak aralamıştı genç adam.
Perdenin nasıl açıldığını bilmiyordu ama sinirleri fena halde bozulmuştu.
Elinin içiyle gözlerini ovuşturarak ve gerinerek yerinden kalktı.
Etrafa kısa bir göz gezdirmeden sonra yataktan kalktı ,üstüne başka bir tişört giydi ve banyoya gitti.
Rutin işlerini halledip çıktı ve kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa indi.
Kahvaltıyı hazırlarken zihninin boşluğunun farkında değildi sadece başı ağrıyordu şu an ve tek istediği şey ise midesine bir şeylerin girmesiydi.
Yaklaşık yarım saat sonra her şey hazır olduğunda lavaboya gitmek üzere oradan ayrıldı.
Genç kız uyandığında önce afallasa da hafızasında yer etmiş görüntüler, gözünün önüne gelmişti ve her şeyi hatırlamıştı.
Yerinden gerinerek kalktı ve yüzünü yıkamak üzere banyoya doğru ilerledi.
Banyoda ki işlerini hallettikten sonra burnuna gelen güzel kokuları takip ederek mutfağa yöneldi.
Mutfağa girene kadar evin sahibi olan genç adamdan hiç bir ses seda duymamıştı.
Neredeydi acaba diye düşünürken masaya baktı her şey dört dörtlüktü diye düşüneceği sırada, masanın aslında sadece tek kişi için hazırlandığı fark etti.
Kaşlarını çatıp gözleriyle etrafı taradı. Mutfağın penceresine yaklaştı ve dışarıya baktı.
Etraf gayet sessiz ve sakindi. Bu oldukça ürkütücü olsa da korkmamaya çalışıyordu çünkü kendisine zarar verecek bir kişi olsaydı eğer çoktan yapardı diye düşündü bunu.
'Belki de doğru zamanı bekliyordur.'
Diye zihninden başka bir düşünce daha geçti.
Kaşlarının şeklini düzeltip sandalyenin birine oturdu.
Arkasından duyduğu derin nefes alma ve verme sesiyle irkilerek arkasını döndü.
Arkasında gördüğü adamla rahatladı.
" Şey ben-"
" Üzgünüm sana tabak koymayı unutmuşum." Dedi. Tedirgince mutfak dolaplarına yönelirken.
" Problem değil. Bende gittin sanmıştım."
" Nereye gidebilirim ki?.."
Dedi genç adam, bir kaç şey daha söylemişti ama duyamamıştı kız.
" Bilmiyorum, belki dışarıya çıkmışsındır diye düşünmüştüm." Dedi genç kız sandalyeye oturduğunda önüne tabağını ve diğerlerini koyan adama bakarak.
" Her neyse." Diyerek yerine geçti genç adam.
Kız, masadaki kahvaltılıklardan tabağına biraz alıp yemeye başladı.
Sessiz geçen kahvaltıdan sonra masayı yine genç adam toplamıştı. Genç kız ise salonda her zamanki oturduğu koltuktaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lagün
Teen Fiction" O; batmış gemiden çıkan bir enkaz, ben ise basit bir bedene hapsedilmiş, bir ruhtum." * "Kırmızı et sever misin?" Sandalye de oturan kız omuzlarını kaldırıp indirdi. "Neden olmasın?" Dedi. "Bayılacağın bir yemek hazırlayacağım sana. Parmaklarında...
