11 • Jungkook ile birlikte gidebilir miyim?

679 72 37
                                    

Hafıza, insan benliğinin not defteri, geçmişin kaydının tutulduğu yer, kendisiyle yaşanması en zor şey ve Tanrı'nın insanlara verdiği en büyük cezadır.

Hafızadan her kaçışta bir hatıraya çarparız.

Yeri geldiğinde defterimizi, kalemimizi, çantamızı, anahtarlarımızı, paramızı, telefonumuzu ve hatta sevdiklerimizi unutturan hafıza, asıl unutmak istediklerimizi asla unutturmaz.

Kuvvetliydi hafızam. Uzun yıllar öncesini, yapılanları, söylenenleri, yaşananları dün gibi hatırlayan bir hafızam vardı.

Ben eşimin her anını hatırlarken, o bana baktığında, benimle gelmiş olsa bile eşi olarak hatırladığı kişi değildim.

"Jimin" dedim. Sırtı dönüktü bana.

Oturma odamızın geniş koltuğunda o yüz üstü uzanıyor, ben de dikkatlice neredeyse tamamen iyileşmiş, kalan birkaç yara izine krem sürüyordum.

"Efendim?" Sesindeki mayışmışlık çok hoşuma gitmişti nedensizce.

Bir ay geçmişti, bir ay olmuştu beni hatırlamayan eşimle tekrardan tanışmaya başlayalı. Her şey yolunda gidiyordu aslında fakat Jimin hala beni hatırlamıyordu. Birlikte uyuyor, yemek yapıyor, alışverişe gidiyor, doktor kontrollerine gidiyor, sürekli beraber zaman geçiriyorduk fakat tek anımızı dahi hatırlatamıyordum. Beni hatırlaması için kendimi parçalıyor, parçalara ayırıyordum ama Jimin beni asla hatırlamıyordu.

"Ben seni bir tek gün bile unutmadım Jimin." dedim aniden.

Bencil herifin tekiydim. Sanki onun elinde olan bir şeymiş gibi, onu suçlar gibi konuşuyordum. Zoruma gidiyordu, onun beni canından çok sevişini hatırlamayışı zoruma gidiyordu.

"Bu" dedi, sanki büyük bir suç işlemiş gibi mahçuptu, sesinden anlamıştım. "Bu benim elimde olan bir şey değil."

"Biliyorum." dedim. "Biliyorum, ama bu çok zormuş Jimin. Aramızda dağ olsa aşarım, deniz olsa yüzer, yol olsa yürürürüm ama aramızda kocaman bir boşluk var sanki ve elimden gelen tek şey oturup beni sevmeni beklemek, beni sevdiğini hatırlamanı beklemek. Bu çok zormuş."

İlgi manyağı değilim, hiç de olmadım ama ilk kez sevilmeyi çok istiyordum, olmuyordu.

"Biliyorum zorlanıyorsun, çok zorlanıyorsun çünkü seni çok seviyordum ama bunu hatırlamıyorum." dedi, uzandığı yerden kalktı ve yüzünü bana döndü.

"Hiçbir şeyi hatırlamıyorum ve şu an, şu dakika hafızam beni çıldırtıyor." Jimin'in bu sözleri aslında onun da ne kadar üzüldüğünü gösteriyordu.

"Ne zaman tanıdım seni, ne zaman sevdim, ne zaman seviştim, ne zaman evlendim.. Hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Sadece senin anlattığın her anıyı tekrar kaydediyorum beynime ama senin sevgine yetişemiyorum bir türlü ve bu beni çok korkutuyor. Daha şimdiden yoruldum, çok yoruldum. Seni yeniden tanımaya, sana yetişmeye çalışmak yoruyor beni ve sanki buna mecalim yok, çok yorgunum, çok çabuk yoruldum daha en başından."

Gözlerim dolu doluydu. Birinin eski halini özlemek kadar çaresiz hissettiren bir şey daha yokmuş. O eskiden olduğu gibi hala orada, benim karşımdaydı ama beni tanıdığı haliyle değil. Buna çare bulamıyordum.

"Daha çok yeni ama sen de anla beni. Hiç tanımadığım bir adamın evinde yaşıyormuşum gibi hissetmiyorum yanlış anlama, bunu atlattım çoktan." dedi.

Ellerimi tuttu.

"Sadece şu an geldiğim noktada kafamın içinde dönen binlerce soru, belirsiz bir geçmiş ama en gereksiz geçmiş yıllarım var. En olmadık şeyleri bana hatırlatan ve en gerekli şeyleri unutturan bir hafızaya sahibim. Kafamın içindekiler beni uyutmuyor, hatırlamak istiyorum, unutmayı ben istemedim ama hatırlamayı çok istiyorum."

Collision •• yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin