"İnsanların hatırlamamaları gereken şeyleri hatırlamak gibi sinir bozucu bir alışkanlığı vardır."Bölüm şarkısı: Sagopa Kajmer - Oldu Olanlar
Unutmak...
Bilinen anlamıyla: "Belleğinde kalmamış olmak, aklından çıkıp gitmek, aklında kalmamak, anımsamamak, bir şeyi dalgınlıkla bir yerde bırakmak ya da bir işi dalgınlık nedeniyle yapmamak." demekti. Ancak benim için çok daha fazlasını ifade ediyordu. Anlamının aksini yapmaya meylediyordum bu kelimenin. Yaşadıklarım, bana yapılan kötülükler, acılarım, hayal kırıklıklarım... Bunlardan hiç birini unutmamıştım. Unutmak bir yana, tam tersine hafızama kazımıştım ben her şeyi. Unutmak, benim tabiatımda yoktu..
Beynim uyuşmuştu sanki, ölmüş müydüm, uykuda mıydım, bayılmış mıydım bilmiyordum. Başımda hissettiğim şimşek çakarsına ağrıyla, yavaş yavaş araladım gözlerimi. Nerede olduğumu idrak etmeye çalışıyordum. Sahi, ne olmuştu bana, neredeydim ben? Gözlerimi tamamen araladığımda, başucumda birinin oturduğunu fark ettim. Bulunduğum yerin nere olduğunu anlayamamıştım. Gördüğüm bir odaydı sadece, hastane odasına benziyordu. Kendime geldiğimi gören, yanımdaki kişi bana döndüğünde, onun benim yaşlarımda bir kız olduğunu fark ettim. Ona merakla:
"Neredeyim ben, bana ne oldu ve sen kimsin?" dedim.
O:
"Öncelikle, hastanedeyiz şu an, bu olanlar için üzgünüm ama, arabamla yolda giderken bir anda sen hızlıca önüme çıktın. Böyle olunca da, arabayı durduramadım ve netice olarak sana çarptım. Arabanın çarpma şiddetiyle sen, yol kenarındaki, derinliği fazla olmayan uçuruma doğru savruldun. Ben de babamla seni oradan kurtarıp buraya getirdik. Kim olduğuma gelince, adım Harleen. Peki senin adın ne?"
Ben:
"Peşimde adamlar vardı, onlardan kaçarken karşıdan gelen arabayı fark etmemişim. Ki iyi ki de fark etmemişim. Yoksa beni yakalayıp ne yaparlardı bilemiyorum. Beni kurtardığınız için çok teşekkür ederim. Bu arada tanıştığımıza memnun oldum Harleen, ben de Ishaan." dedim gülümsemeye çalışarak. Gülümseyemiyordum, çünkü yüzüm ağrıyordu nedense.
Harleen:
"Tanıştığımıza memnun oldum Ishaan. Ancak teşekkür etmene gerek yok. Asıl ben özür dilerim, arabamı durduramadım ve sana çarptım. Üzgünüm..." diye devam ediyordu ki, odanın kapısı açıldı ve içeriye iki adam girdi. Biri doktora benziyordu, diğeri de tahminimce Harleen'in babasıydı.
Doktor olduğunu tahmin ettiğim adam:
"Nasılsın bir bakalım genç adam." dedi ve iyi olup olmadığıma dair bilgi edinmek için, yattığım yatağın baş ucundan aldığı belgeleri inceledi. Sonrasında da beni muayene etti ve:
"Görünüşe göre iyisin, bugün de burada gözetim altında tutalım seni. Yarın taburcu olabilirsin." dedi ve gülümseyerek dışarı çıktı.
Harleen'in babası olduğunu düşündüğüm adam da:
"Merhaba Ishaan, ben Rahul. Harleen'in babasıyım. Sanırım kızım sana olan biteni açıklamıştır. Öyle değil mi?"
Ben:
"Tanıştığıma memnun oldum, evet efendim kızınız her şeyi anlattı bana."
Rahul bey:
"Pekala Ishaan, o halde sana sormak istediğim bir şey var. O ıssız yolda neden, kimlerden kaçıyordun? Ve bana olanları anlatmaya başlamandan önce şunu söylemeliyim ki, bana ve kızıma güvenebilirsin. Başından her ne geçtiyse bilmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanadı Kırık Ruhlar Diyarı
Ficción GeneralÖyle bir zamanda yaşıyoruz ki, parasal, ailevi sıkıntılar bir yana ruhsal bunalımlarımız da öylesine büyük bir sorun haline geliyor. Öyle anlar geliyor ki, bu sorunlarımızla başa çıkamıyor ve tek çıkış yolu olarak intihar etmeyi görüyoruz. Ben de, b...