"Acılı bir hayatla hayatsızlık arasında bir seçim yapmamı söyleseler, hiç duraksamadan acılı hayatı seçerim. İnsanlar hayatın ne kadar kötü olduğunu söylerse söylesinler, ben umudumu asla kaybetmedim. Henüz nasıl umut kaybedileceğini öğrenmedim."
-William FaulknerBölüm şarkısı: Armaan Malik - Kaun Tujhe
Umut..
"Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.
Bu duyguyu veren kimse veya şey." demekti umut.
Benim için... diye başlamayacağım söze. Çünkü benim için daha önce "umut" diye bir kavram söz konusu olmamıştı. Bu kavramın vardığından bile bihaberdim yaşadıklarım neticesinde. Ta ki bugüne kadar... Bugün, ciddi anlamda görmüştüm ki, ben de umut edebilirdim. Evet, bunca acı, olumsuz olay yaşamıştım. Hayatım boyunca hep sonu hüsran olan şeyler yaşamıştım. Ancak, işte her nasıl olduysa ilk defa hayata umutla bakabileceğim şeyler olmuştu. Rahul amca, hayata umutla bakmamı sağlamıştı. Kendimi güvende hissetmemi sağlamıştı. Aitlik duygusu hissetmemi sağlamıştı hatta. Bana, "sen benim oğlumsun, bizim ailemizin bir ferdisin" demişti. Hayatta ilk defa gerçekten güvenebileceğim birilerinin olduğunu hissediyordum.Rahul amcayla, uzunca bir sohbete dalmıştık. Nihayetinde akşam olmuştu. Adının Divya olduğunu öğrendiğim hizmetçi akşam yemeğini hazırlamıştı. Biz de masaya geçtik. Yemekler gelene kadar sohbet ediyorduk. Harleen, çok neşeliydi bugün. Ve bu neşesi bize de iyi geliyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse bana iyi geliyordu. Uzunca bir zamandan sonra ilk defa neşeli, samimi, aile sıcaklığı veren bir ortamda bulunuyordum. Ben, yaptığım hangi iyiliğin mükafatı olarak bu insanlarla karşılaşmıştım? Sebebini bilmiyordum ama, karşılaşmıştım işte böyle güzel insanlarla. Rahul amcaya da dediğim gibi "hayat ilk defa yüzüme gülüyordu".
Harleen:
"Ee beyler, neler konuştunuz bakalım benim yokluğumda?" dedi tebessüm ederek:
Rahul amca:
"Ishaan'la dertleştik biraz kızım. Ben ona anlattım yaşadıklarımızı, o da bana anlattı."
Harleen:
"Ama bu haksızlık, ben yanınızda yokken siz her şeyi konuşmuşsunuz. Ders çalışmam gerekiyordu sınavım olduğu için, çalıştım da. Ve siz, her ne konuştuysanız harfi harfine bana da anlatmak zorundasınız." dedi yalandan küsmüş gibi yaparak ve biraz da gülümseyerek.
Rahul amca:
"Sen bir sınavlarının hepsini bitir de, konuşuruz fazlaca değil mi Ishaan?"
Ben:
"Tabi ki Rahul amca, Harleen'in sınavları güzel geçsin de ben her şeyi sil baştan anlatmaya varım."
Harleen:
"Adamsın be Ishaan."
Onun bu sözüne gülümsemeden edemedim. Sonrasında gelen yemeklerimizi yedik. Yemekten sonra Rahul amca ve ben çay içmek üzere salona geçerken Harleen ders çalışacağı için odasına geçmişti.
Rahul amca:
"Eee Ishaan bey bugün nasıl hissediyorsunuz bakalım?"
Ben:
"Bugün, hayatımda hiç olmadığım kadar huzurlu, mutlu hissediyorum Rahul amca. Ne iyilik yaptım da bunun mükafatı olarak sizinle karşılaştım bilmiyorum ama, öyle güzel hissettiriyorsunuz ki anlatamam. Kendimi güvende hissediyorum, ilk defa birilerine tamamen güvenebildiğimi hissediyorum, sıcak ve samimi bir aileye ait olduğumu, ve daha güzel, tarifi mümkün olmayan pek çok hissi barındırıyorum kalbimde Rahul amca. Öyle bir his ki, iyi ki bana çarpmışsınız diyesim geliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanadı Kırık Ruhlar Diyarı
Ficção GeralÖyle bir zamanda yaşıyoruz ki, parasal, ailevi sıkıntılar bir yana ruhsal bunalımlarımız da öylesine büyük bir sorun haline geliyor. Öyle anlar geliyor ki, bu sorunlarımızla başa çıkamıyor ve tek çıkış yolu olarak intihar etmeyi görüyoruz. Ben de, b...