Bir sürelik sessizlikten sonra boğazımı temizleyip duşakabinden çıktım ve "İlk seninkini yıkayalım" dedim.Başıyla onaylayıp o da çıktı sadece kafası içeride kalacak şekilde eğildi ve "Umarım yeni bir savaş başlatmayacaksın" diye homurdandı.Gülüp "Umarım" dediğimde bana kısa bir bakış atıp tekrar önüne döndü.Suyu normal olarak ayarladım ve kafasına tuttum bu sırada ellerimi saçlarına geçirip boyanın iyice akmasını sağladım.Ellerim yumuşak saçlarının arasında geziyordu.Boya saçı ıslak olduğu için tam rengini göstermemişti daha.Omuzlarına akmış boyaları görünce suyu omuzuna doğru götürdüm.Ellerimide omuzuna indirdiğimde vücudunun kasıldığını hissettim.Boyayı çıkartmak için boyanın olduğu kısmı baş parmağımla ovdum.Yutkunup suyu kapattım ve "Tamamdır" dedim.Doğrulup başını aşağı yukarı salladı sonra geriye açılıp eliyle geçmemi işaret etti.
Bende onun gibi kafam ve omuzum duşakabinin içerisinde kalıcak şekilde eğildim arkama geçip duş başlığına uzandı.Kolu yetişmeyince çıplak belimi tuttu.Bu yaptığı irkilmeme neden oldu.Fark etmiş olacakki bir kaç saniye duraksadı sonra elini belimden çekip duş başlığına uzanıp bir süre suyun ısınmasını bekledi.
Ilık su kafamın arkasından alnıma doğru akarken parmaklarını saçlarımın arasına geçirip dağıttı.Gözlerimi yumdum ve saçlarımdaki parmaklarının rahatlığına verdim kendimi.Sonra ilk suyun kafamdaki sıcaklığı gitti ve sonrada Çağrı'nın parmakları.Olduğum yerde doğruldum ve saçlarımı duşakabinin içine doğru sıktım.Saçlarımdaki suların birazı aktığında Çağrı'ya döndüm.Düşünceli bir şekilde bana baktığını gördüğümde "Ne oldu?" diye sordum.Bana doğru yaklaştı ve "Biraz daha değişikliğe ihtiyacın var" dedi.Gülümseyip "Ne gibi?" diye sorduğumda "Bana makas bul" diye emretti.Gözlerimi kısıp bir yandan gülümserken "Artık emirleri sen mi veriyorsun?" diye sorduğumda omuzunu silkip "Bir süreliğine" dedi.Sırtıp sağ tarafta olan dolaba ilerledim burda bir makas olmasını dileyerek.Dolabı açıp karıştırmaya başladım.Kısa süreli bir çalışmadan sonra makası alıp ona döndüm ve "Buldum" dedim.
Gülümseyip elimden makası aldı ve beni nazikçe omuzlarımdan tutup aynanın karşısına götürdü.Durduğumuzda arkama geçti ve "Korkma dedemin ve kendi saçımı ben keserdim.Deneyimliyim yani" dediğinde güldüm ve "Sana güveniyorum" dedim.Göğüsümün 4 parmak altında biten uzun saçlarım vardı.Saçlarımı işaret ve baş parmağının arasına aldı ve kesmeye başladı.Makasın çıkarttığı sesle saçlarımın ucunda bir hafifleme oluyordu.
Düzeltmelerini yaptıktan sonra "Bitti" dedi ve bir kaç adım geriye gitti.Aynada kendime baktığımda saçlarım artık omuzum ve göğüsümün arasındaydı.Gülümsedim,beğenmiştim."Bence oldu" dediğinde başımla onaylayıp "Bencede" dedim."Sıra bende" diyip heycanla ona döndüğümde başını iki yana sallayıp "Hiç şansın yok" dedi.Omzularımı düşürüp derin bir nefes aldım.Bana uzattığı makası alıp aldığım dolaba geri attım.Tekrar ona döndüğümde dikkatimi banyonun dağınıklığı çekti.Yerdeki saçlar,sular,duşakabinin duvarındaki boyalar,tuvaletin ortasındaki tabure.Her yer her yerdeydi sanki.Yüzümü buruşturup "Burayı toplamak gerekiyor sanırım" diyip Çağrı'ya döndüğümde bakışlarını banyoda gezdirip "Sanırım" dedi ve bana dönüp "Kolay gelsin" dedi tam arkasını dönüp tuvaletten çıkacakken kolundan tuttum.Bana bıkkınca baktığında gülüp "Hiç şansın yok" dedim.Derin bir nefes alıp verdiğinde güldüm.Doğa'ya gerçekten ihtiyacımız olmasaydı haber vermeden manava gittiği için böyle bırakıp kaçardım ama bu hareketimden sonra yerdeki tabureyle hoş olmayan şeyler yapmaya kalkışabilirdi.
Çağrı'nın bakışları üzerimde gezindiğinde refleks olarak kollarımı göğüsümde birleştirerek saklamaya çalıştım.Yutkundu ve ilerleyip çamaşır sepetinin üzerine attığı tişörtünü bana verdi ve "Giy bunu" dedi.Alıp üzerime geçirdim.Burnuma gelen kokusuyla gülümsedim.Hoş bir parfümü vardı."Bak şimdi" dedim ve devam ettim "Sen burayı silebileceğimiz bir şey bulmaya çalış bende burayı süpüreyim" dediğimde başıyla onaylıp "Adil bir antlaşma" dediğinde gülümsedim.Tuvaletten girildiğinde hemen solda duran süpürgeyi fişe taktım ve süpürmeye başladım.
İşimiz bittikten sonra nihayet Doğa'da gelebilmişti.Ellerindeki poşetleri yere bıraktığında koridordaki duvara yaslanmış ona bakıyordum.Bakışlarını bana çevirdi ve gözlerini araladı "İnanamıyorum!" dedi ve bana yaklaştı.Eline saçlarımdan bir parça alıp "Çok güzel olmuş" dediğinde gülümsedim ve omuzumun arkasından arkadaki Çağrı'ya baktım."Çağrı kesti" dedim ve tekrar Doğa'ya döndüm.Doğa şaşkınlıkla "Vay be!" dedi bakışları Çağrıdayken."Güzel bir iş çıkartmışsınız" diyip geriye döndü ve girişe bıraktığı poşetlerin yanına gidip onları mutfağa taşıdı.
Tekrar yanımıza geldiğinde "Hadi yapalım şu işi" dedi sonra bir anda kaşları çatıldı ve bakışlarını bir bana bir Çağrı'ya çevirdi ve "Bu haliniz ne?" diye sordu ve devam etti "Üstünüze ne oldu?" diye sorduğunda gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım."Islandık" diye yanıtladı Çağrı Doğa'nın sorusunu.Doğa kafasını iki yana sallayarak "İçerde neler oldu bilmiyorum ama banyom gittiğim gibi değilse pek hoş şeyler yaşanmayacak" dediğinde güldüm."Neyse" dedi "Benimle gelin size giyecek bir şeyler vereyim" ve ilerlemeye başladığında bizde peşine takıldık.
Doğa'nın odasına girdiğimizde Doğa dolaplarını karıştırmaya başladı.Sonunda bulduğu şeyleri bizim elimize tutuşturdu ve odadan çıktı."Sen burda giyin ben tuvalette giyinirim" dedi ve ilerlemek üzere arkasını döndü Çağrı."Kalabilirsin" dediğimde şaşkınca bana döndü.Gözleri üzerimde gezindi ve bir kaç saniye sessizlik oldu sonra "Gitsem daha iyi olur" dedi ve odadan kapıyı kapatıp çıktı.Sertçe yutkundum.
Doğa'nın bana verdiği siyah,askılı,kısa tulumu giydikten sonra odadan çıktım.Salona geçtiğimde bir kaç dakika sonra Çağrıda altında gri dizinin biraz üzerinde biten bir şort ve beyaz v yaka bir tişört giymişti.Giydikleri tam olduğuna göre Doğa'nın babasından kalan şeyler değildi bunlar.Tahminimce sevgilisinin kıyafetleriydi.Doğa Çağrı'da gelince oturduğu yerden kalktı ve salonun köşesine koyduğu tripota ilerledi.Kamerada bir kaç bir şey ayarladıktan sonra "Tamamdır ilk kim geliyor?" diye sordu."Sen git" dedi Çağrı.Başımla onaylayıp oturduğum yerden kalktım.Beyaz duvar ve kameranın arasına geçtiğimde Doğa "Mimik yok,saçlar kulakların arkasına" dedi.Dediklerini yapıp dümdüz kameraya baktım.Çağrı'nın bakışlarını üzerimde hissediyordum.Fotoğrafı çektikten sonra fotoğrafa baktı ve "Ne olur ne olmaz 2 tane daha çekeceğim" dedi.
Benim çekimlerim bittikten sonra Çağrı oturduğu yerden kalkıp kameranın karşısına geçti.Bende Doğa'nın arkasında onları izliyordum."Mimik yok" diye tekrarladı Doğa sanki Çağrı çok mimik kullanırmış gibi.Çağrı dümdüz bakarken ilk fotoğrafı çekti Doğa.Bakışlarım Çağrıdaydı.Ciddi bakışları vardı hep ama artık arkasındaki hüzünlü geçmişi görebiliyordum."Son bir tane" dedi Doğa.Bir an gözlerim Çağrı'nın gözleriyle buluştu.Kahverengi derin gözleri vardı ve insanın onu merak etmesini sağlıyor,insanı içine çekiyordu.Doğa'nın sesiyle bakışmamızı kesti."Çağrı kameraya bakman gerek" dediğinde Çağrı başını aşağı yukarı salladı ve kameraya baktı.
Sonunda Doğa'nın evinden ayrılıp sessiz bir taksi yolculuğundan sonra otele gelmiştik.Lobide ilerlerken Çağrı "Sen git ben geleceğim" dedi ve yanımdan ayrıldı.Durup gittiği yere baktığımda resepsiyona ilerlediğini fark ettim.Esmer hala adını bilmediğim kız yanındaki arkadaşıyla bir şey konuştu kız başını sallayınca resepsiyondan ayrıldı ve Çağrı'nın yanında gitti.Birlikte bahçeye doğru ilerlemeye başladıklarında gülümsedim.
Bakışlarımı lobide gezidirdiğimde lobide oturan bir adamın bakışlarını üzerimde hissettim.Garip bakışmamızdan sonra bakışlarımı ondan çekip asansöre ilerledim.
Asansörün aynasından kendime baktığımda siyah ve kısa saçlarımı inceledim.Ellerimi saçlarımın uçlarına götürüp gülümsedim.Gerçekten güzel kesmişti.
Asansör açılınca çıkıp boş koridorda ilerledim.234 numaranın önünde durup cebimdeki kartla kapıyı açıp içeri girdim.Yavaş adımlarla içeri doğru ilerledim.Kendimi yatağa doğru atacakken sırtımda hissettiğim bakışlar ve arkamdan gelen çıtırtı sesiyle arkamı döndüm.Gördüğüm manzarayla sertçe yutkundum.
Umarım beğenmişsinizdirr
Sınır:7 vote,15 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADRENALİN (+18)
Novela Juvenil"Sana bir teklifim var" dediğimde alayla güldü ve "Üzgünüm jigolo değilim" dedi.Gülüp "O zaman iyi ki jigolo aramıyorum" dedim. -- Daha önce birbirlerinin yüzünü bile görmemiş iki genç kaderin onları bir araya getirmesiyle kısa olucağını düşündükler...
