24.Bölüm

538 12 3
                                    

Bir süre sessizlikten sonra "Anlatamam" dedim ve ekledim "Benden daha çok nefret edecek" dediğimde derin bir nefes alıp verdi ve "Böylede çocuğa işkence ediyorsun.Eminim ki senden nefret etmeyecek" dediğinde alt dudağımı kemirmeyi bırakıp "Anlatmak istesem bile onu bulamam" dedim ve ekledim "Gitti".Güldü ve "Onu bana bırak.Sen bana anlatıp anlatmayacağını söyle" dediğinde pes edip derin bir nefes aldım ve "Anlatacağım" dedim "Sen sadece akşam 12 gibi bizim eski bara gel" dedi ve telefonu kapattı.Kapanan telefonla ellerimi saçlarıma geçirip saçlarımı dağıttım."Benden nefret edecek" diye fısıldadım kendi kendime sonrada belki de etmez diye düşündüm ama hakkımdaki gerçekleri ve onu nasıl bir belaya sürüklediğimi öğrendiğinde yüzümü bile görmek istemeyecekti.Emindim.Ama yinede Doğa'nında dediği gibi bilmeyi hakediyordu,bilmesi gerekiyordu.Ondan daha fazla kaçamazdım.

Getirdiğim çoğu şey otelde kaldığı için ve bu akşam biraz daha olsa güzel gözükmek istediğim için dışarı çıktım.Caddedeki mağzalardan birine girdim.

Çağrı'nın ağzından:

Doğayla olan telefon konuşmamızdan sonra ankesörlü telefonu kapatıp yerine koydum.Kalabalık sokakta ilerlerken arkamdan duyduğum "Çağrı!" diyen sesle kaşlarımı çattım.Arkamı döndüğümde gördüğüm kişiyle yutkundum."Esin?" dediğimde yanıma yaklaştı ve kollarını boynuma doladı.Bir süre tepkisiz kaldıktan sonra sarılmamı beklediğini fark edip kollumu beline doladım.Geri çekildiğinde gülümseyen suratını astı ve "Aramadın,sormadın" dedi.Elimi enseme götürüp "Üzgünüm.Telefonumu kaybettim ve bütün numaralar silindi" dediğimde derin bir nefes alıp verdi pek inanmış gibi değildi ama yinede "Aradığımda bu yüzden çalmıyordu demek ki" dedi.Başımla onu onayladığımda elini çeneme koydu ve "Şurda bildiğim bir yer var.Oturalım mı biraz?" diye sordu."Ben..." diye bahane üreticekken zaten çoğu zaman aklımda dolanan Akel geldi aklıma.Belki de bir süreliğine onu kafamdan atmak iyi olurdu."Olur" dediğimde gülümsedi ve elimi tutup önden ilerlemeye başladı.Peşinden ilerlerken ellerimize baktım.Aklıma Akel'in elini tuttuğum bir kaç an geldiğidne elimle yüzümü sıvazladım.Bir tarafım Akel'i kafamın içinden tamamen atmak istiyordu.Ama bir tarafım böyle bir şeyi asla istemiyordu.Doğa'nında dediği gibi birbirimize çekiliyorduk ve engel olamıyordum.Ona çekilmeyi seviyordum.

Düşüncelerimden kurtulduğumda Esin'in bir şeyler anlattığını fark ettim."Buraya küçükken hep babamla gelirdik" dedi ve bana döndü.Dükkanın kapısındaydık."Geçelim mi?" diye sorduğunda şöyle bir göz gezdirip omuz silktim.Gülümseyip içeri ilerledi.Cam kenarında masalardan birine geldiğimizde elimi elinden çektim ve oturdum.Elimi çekmeme biraz bozulsada hemen toparlanıp karşıma oturdu.

Gelen garsona siparişleri verdikten sonra dirseklerini masaya dayayıp yüzünü ellerinin arasına alıp gülümseyerek bana baktı ve "Kaçabildiniz mi kuzeninin babasından?" diye sordu.Sesinde gereksiz bir heyecan vardı.Dediği şeyle başımı ona çevirdim.Dediği şeyi ilk kavrayamasamda sonradan Cengizlerden kaçarken Esin'in odasını kullanmak için Akel'in babasından kaçtığımızı söylemiştik.Başımla onaylayıp "Evet" demekle yetindim ve bakışlarımı dışarıya çevirdim."Babası neden peşinizde?" dediğinde bıkkınca bakışlarımı ona çevirdim ve "Ailevi" diye geçiştirdim.Suratındaki heyecan yerini hayal kırıklığına bırakırken anlayışla başıyla onayladı söylediğimi.Yanağına dayadığı elini çekip masada duran elimin üstüne koydu ve "Seni özledim Çağrı.Seninle geçirdiğimiz geceyi,benimle güldüğün anları.Sana ulaşmaya çalıştım ama ne yapsam ulaşamadım.Polise gidecektim ama babasından kaçtığınız için tehlikeye atmaktan korktum.Sana bir şey oldu diye çok korktum" dedi.Kaşlarımı çattım ve ona baktım."Esin..." diye söze başlayacakken beni durdurdu ve "Bir şey söylemek zorunda değilsin.Tabi söylesende güzel olur ama.Zorunda değilsin.Ben...ben sadece söylemek istedim" diye sıraladı cümlelerini heyecanla.Yutkundum ve elinin altındaki elimi çektim.Hayalkırıklığıyla eline baktığında elimi az önce elimin üstünde duran elinin üstüne koydum.Bu hareketimle bakışlarını bana çevirdi.Gözlerinde belli belirsiz bir umut vardı.Bir cevap vermedim ama içten yapmaya çalışarak gülümsedim.Gülümseyerek karşılık verdi ve bana doğru eğilip dudağıma küçük bir öpücük kondurdu.Bu hareketiyle gözümde Akel'i öptüğüm anlar canlandığında sinirle gözlerimi yumdum ve sertçe yutkundum.Her an aklımda olmasından nefret ediyordum.Masadaki elimi istemsizce yumruk haline getirmiştim.Geri çekildiğinde saate baktım.Ayağa kalkıp "Esin benim gitmem gerekiyor" dediğimde kaşlarını çattı ve "Ama içecekler?" diye sordu."Sonraya sözüm olsun" diye yalan söyleyip kasada hesabı ödedikten sonra dükkandan hızlı adımlarla çıktım.

Taksiden indiğimizde Doğa koluma girdi.Geldiğimiz bara şöyle bir göz attım.Doğa'ya telefonda olanları anlattıktan sonra ona gelmemi söylemişti.Esin'in yanından ona gittiğimde bir şekilde beni bu salak yere gelmeye ikna etmişti.Kafan dağılır falan demişti ayrıca Akel'in gelmeyeceğine söz vermişti."Hadi" dediğinde derin bir nefes alıp bıkkınca ona baktım ve "Beni nasıl ikna ettiğini anlamadım" dediğimde göz kırpıp "Meslek sırrı" dedi.Dediği şeye gülüp ilerlemeye başladım.

Kapıdan geçtiğimiz anda yüksek müzik sesi kulağımı doldurmaya başladı.Oldukça kalabalıktı.Arkadaki masalara doğru ilerlediğimde gördüğüm kişiyle olduğum yerde kaldım.Bana umutla bakan gözlerinden ayırdım gözlerimi ve Doğa'ya baktım.Kulağına eğilip "Gelmeyeceğini söylediğini sanıyordum" dediğimde o da kulağıma eğilip "Belli ki yalan söyledim" dediğinde geriye çekilip bıkkınca ona baktım şirince gülümseyip omuz silkti ve kolumdan çıkıp karşıdaki masalardan birine ilerlemeye başladı.Daha önce gördüğüm sevgiliside ordaydı.Bakışlarımı tekrar Akel'e çevirdiğimde bana yaklaştı tam elini uzattığı sırada masaya ilerleyip bana dokunmasına izin vermedim.

Karşıma geçtiğinde baştan aşağı onu süzdüm.Siyah saçlarını düzleştirmişti.Kahverengi gözlerini siyah farlarıyla belirginleştirmişti.Bedenine yapışan dar,mini,siyah ve sıfır kollu bir elbise giymişti altınada bir topuklu ayakkabı.Gözümü ondan çekip bakışlarımı etrafta gezdirdim.Bir yandan ona bakan var mı diye kontrol ediyordum çünkü oldukça güzel ve dikkat çekici olmuştu.Her hali öyleydi ya...

"Çağrı..." dediğinde bakışlarımı ona çevirdim."Buraya sana kendimi affettirmek için gelmedim" dediğinde kaşlarımı çattım.Ne saçmalıyordu?"Belki şu anki olayda kendimi affettirebilirdim ama olay sadece bu değil Çağrı" dediğinde kaşlarımı mümkünmüşçesine dahada çattım.Yutkundu ve gözlerini benden kaçırıp "Ben sana bir sürü yalan söyledim" dediğinde masaya yaklaşıp "Uzatmada söyle Akel" dedim sert bir ses tonuyla yutkundu ve bana döndü."Ben..."

ADRENALİN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin