23.Bölüm

566 10 3
                                    

Başımı kaldırdığımda Akel'in gözlerinden akan yaşları gördüm.Gözlerimiz buluştuğunda gözlerinde bir korku oluştu ve kendini yatakta sürükleyerek sırtını yatak başlığın yasladı ve bacaklarını kendine çekip örtüyle üstünü kapattı.Şaşkınlıkla ona doğru yaklaştığım ve ona dokunmak üzere elimi kaldırdım "Yaklaşma!" diye sesini yükseltti ve "Dokunma lütfen" dedi titreyen sesiyle.Adımlarım ve elim olduğu yerde kaldı.Bakışları tuhaftı.Sanki korkuyormuş gibiydi benden.Sanki...tanımıyormuş gibiydi beni.Üst dudağımı dişledim ve havadaki elimi indirip geriye adım atıp yataktan indim ve sinirle yerdeki tişörtü alıp üzerime geçirdim ve kapıyı sertçe çarpıp odadan çıktım.

Akel'in ağzından:

Gözlerimi araladığımda yanımın boş olduğunu gördüm.Başım çatlıyordu.Yerdeki cam kırıklarını gördüğümde kaşlarımı çattım.Yattığım yerden doğruldum ve üzerime baktım.Dün gece olanlar yavaş yavaş aklıma gelmeye başladığında sertçe yutkundum ve hızla yataktan kalktım.Dolaptan üzerime Çağrı'nın tişörtlerinden birini geçirdim ve koridora çıktım.Ev sessizdi.Salona baktığımda Çağrı burda değildi."Çağrı" diye seslendim ama kimse cevap vermedi.Tireyen alt dudağımı ısırarak zapt etmeye çalıştım.Hızlı adımlarla mutfağa ve balkona baktım ama burdada yoktu."Çağrı" diye fısıldadım tekrar.Gözlerim dolmaya başlamıştı.Hızlı adımlarla orda olmadığını bilsemde bir ümitle banyoya gittim ama orasıda tahmin ettiğim gibi boştu.Aynanın karşısına geçtiğimde saçlarımın belli yerlerinde hala boya kalmıştı,gözlerim kızarmış ve şişmişti.Boynumun belli yerlerinde hafif morarıklar vardı.Parmaklarımı morarıkların üzerinde gezdirdim ve gözlerimi yumdum.

Arkamı dönüp duşakabinin suyunu açtım ve üzerimdeki tişörtü ve iç çamaşırlarını çıkarttım.Kapıyı kapattıktan sonra kendimi duşa attım.Sırtımı duvara yaslayıp yavaşça yere doğru kaydım.Gözlerimi yumup bacaklarımı kendime çektim.Her şeyi mahvetmiştim.Geri dönmeyecekti.Açıklayabilsem açıklardım ama yapamazdım.Onu kendimden dahada soğutamazdım.Bütün gerçekleri ona anlatamazdım.Yalnız olmanın verdiği rahatlıkla engellemeye çalıştığım gözyaşlarımı saldım.Belki de yıllardır arkasına saklandığım güçlü kadın rolünden bir anlığına kurtulmuş ve sıcak su damlaları bedenime damlarken en başından yapmak istediğim gibi hıçkırarak ağlıyordum.

Kapı sesi duyduğumda başımı kaldırdım ve hızla oturduğum yerden kalkıp suyu kapattım ve havluyla söyle bir kurulanıp içime bir şey giyme gereği duymadan Çağrı'nın zaten bana oldukça uzun gelen tişörtünü üzerime geçirdim.Heycanla kapıyı açıp çıktığımda karşımda koridorun başında kızarık gözleriyle,dağnık saçlarıyla ayakkabısını çıkartan Çağrı'yı gördüm.Beni daha fark etmemişti.Burnuma gelen alkol kokusundan anladığım kadarıyla içmişti."Çağrı" dedim mahçup bir şekilde gözlerini bana çevirdiğinde gözlerinin ne kadar kızarmış olduğunu daha net gördüm.Gözlerindeki siniri,nefreti ve öfkeyi net bir şekilde görebiliyordum.Gözleriyle beni baştan aşağı süzdü.Yüzünde iğrenir bir ifade vardı.Ona doğru bir adım attığımda elini havaya kaldırıp "Yaklaşma" dedi.Sonra bu tarafa doğru geldi ama bana bakmadan ve umursamadan yatak odasına ilerledi.Yanımdan geçerken omuzlarımız çarpıştı ama onu bile umursamadan yatak odasına girip kapıyı kapattı.Gözlerimi kırpıştırarak dolmalarını engelledim ve salona doğru ilerledim.

Koltuklardan birine oturmuş tırnaklarımı ısırarak odadan çıkmasını bekliyordum.Ona ne istediği açıklamayı verebilirdim ne kendimi affettirebilirdim.Gözlerimi tava çevirdiğim sırada odanın kapısı açıldığında oturduğum koltuktan ayaklandım.Üzerini değiştirmişti.Ayakkabılarına doğru ilerlediğinde "Nereye?" diye sordum korkak bir sesle.Cevap vermedi,dönüp bakmadı bile.Ellerimi ıslak saçlarıma geçirdim sonra gördüğüm şeyle ona yaklaştım.Ayakkabısını giymeye çalışmasından faydalanarak boynundaki tırnak izine dokundum ve "Buraya...buraya ne oldu?" diye sordum.Parmaklarımı hissettiği an geri çekilip beni kendinden uzaklaştırdı ve nefret dolu bakışlarını üzerime çevirdi.Elini ensesine götürdü ve "Sana ne Akel?Sana ne!" dedi sinirle.Dediği şeyle yutkunup geri çekildim.Gözlerim dolmuştu artık engel olamıyordum.Yanağıma inen sıcak gözyaşıyla gözlerimi kapattım.Açılan kapının sesiyle gözlerimi açtım.Kapıdan çıkmak üzereyken "Çağrı...gitme" diye fısıldadım.Bu dediğimle olduğu yerde durdu ve omuzunun üzerinden bana kısa bir bakış attı.Gitmez belki dediğim anda kapıyı arkasından çekerek çıktı.Kapının kapanma sesi evin içinde yankılanırken akan gözyaşlarımı elimin tersiyle silmeye çalıştım.

Odaya gidip iç çamaşırlarımı giydikten sonra odadan çıkacaktım ki çalan kapıyla heycanla kapıya ilerledim.Gülümseyerek kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm Okan Beyle yüzümdeki gülümseme soldu.Okan'ın bakışları bir süre üzerimde dolaştıktan sonra bakışlarını yüzüme çıkardı.Kaşlarını çatıp "Lavinia?İyi misin?" diye sordu.Gülümseyip "İyiyim" dedim.Yanıma kalaştı ve elleriyle kollarımı kavrayıp "Buldular mı sizi?Ağlamış gibisin?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım ve "Barışla zor bir dönemden geçiyoruz" dedim.Anlayışla başını salladığında kapıdan biraz çekilip "Geçmez misiniz?" diye sordum.Gülümseyip içeri geçti ve ayakkabılarını çıkarttı."Balkona geçin geliyorum" dedikten sonra hızla yatak odasına girip altıma şortlarımdan birini giydim.Altımda şort olduğu belli olsun diye tişörtün bir kısmını içime sokuşturdum.Ellerimle saçlarımı şöyle bir düzeltip mutfağa geçtim.

Kahveleri hazırladıktan sonra balkona geçtim.Elimdeki kahvesini aldıktan sonra bende kendi kahvemi kendi önüme koydum.Cebinden sigara pakedini çıkartıp "İçebilir miyim?" diye sorduğunda "Tabiki sizin eviniz" dediğimde güldü.Paketten çıkarttığı bir dalı dudaklarının arasına koyup diğer cebinden çıkarttığı çakmakla sigarayı yaktı sonra paketi bana uzatıp "İster misin?" diye sorduğunda gülümseyip kafamı iki yana salladım ve "Teşekkürler" dedim "Teklif var ısrar yok" diyip paketi cebine geri koydu."Barış nerde?" diye sorduğunda dudağımı aşağı sarkıtıp omuz silktim."Hmmm büyük bir kavgaya benziyor" dediğinde güldüm ve bir yalan uydurarak "Her zamanki halimiz aslında.En küçük olayı bile büyütürüz.Kumandanın nerde duracağı bile kavga etmemize yetiyor" dediğimde güldü ve "Eşim ve bende böyleydik" dedi.Kaşlarımı şaşkınlıkla havaya kaldırıp "Evli misiniz?" diye sordum.Güldü ve "Hayır artık değil.Bir kaç sene önce boşandık" dediğinde "Üzüldüm" dediğimde sigarasından bir duman alıp kafasını iki yana salladı ve "Ben üzülmedim.Kendimi en özgür hissettiğim gün boşandığımız gündü" dediğinde bu dediğine güldüm."Böyle ilişkiler insanı bir o kadar salak aşık ederken bir yandanda yoruyor" dediğinde düşündüm.Başımla Okan Bey'i onayladım.Çağrıyla bir ilişkimiz yoktu ama aramızda tutkulu bir çekim olduğunu hissediyordum ve eminim o da hissediyordu ve bu bile yorucuydu.

Okan Beyle bir süre keyifli bir sohbet ettik.Bana eski eşinden bahsetti.Çok güzel bir kadın olduğunu üniversitede tanıştıklarını kısa bir sürede evlendiklerini ilk yıllarda her şeyin çok güzel gittiğini ama sonrasında yavaş yavaş işlerin sarpa sardığından bahsetti.Eşi çocuğu olmadığı için onu terk etmişti.Dediği gibi en özgür hissettiği gün olmadığından emindim.Hatta belki en kalbinin kırıldığı gündü çünkü hala eşinden bahsederken gözlerinin için parladığını görebiliyordum.

Okan Bey gittikten sonra aklıma gelen şeyle Doğa'yı aramaya karar verdim.Bir kaç çalıştan sonra açtığında "Doğa" dedim "Biliyorum Çağrı anlattı" dediğinde kaşlarımı çattım ve "Ne?" diye sordum."Olayları diyorum Çağrı anlattı" dediğinde alt dudağımı dişleyip yatağa oturdum ve "Ne dedi?" diye sordum."Yakınlaştığınızı ve sonra bir anda garip ve onu tanımıyormuşsun gibi davranmaya başladığını söyledi.Çocuk ne olduğunu şaşırmış" dediğinde "İstemedim..." diye fısıldadım.Bir süre sessizlikten sonra "Ona anlatman gerek Akel.Bilmeyi hak ediyor" dedi.

Umarım beğenmişsinizdir vote ve yorum atmayı unutmayın❤️

ADRENALİN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin