Win oturduğu yerde rahatsız olur gibi kıpırdandığında, Chen ona alay eder gibi gülümsemişti. "Bence Win masamızdan kalksın, tüm dikkatleri üzerimize çekiyor."
"Kes sesini." diye söylendi Win. Etraftaki kızlar onu zaten yeterince geriyordu. Bir de Chen'in alay konusu olmuştu.
"Birbirinizle uğraşmayı bırakın."
"Fluke haklı, arkadaşının sevgilisi var ama tebrik etmek hariç her pisliği yapıyorsun." Nine, Chen'e döndü, Chen de sadece omuz silkmekle yetindi.
"İstersen bu gece Gulf'larda kalabilirim Win." Win'in kırmızı olan suratı, tonunu arttırmaya başladığında Nine cümlesine devam etti: "Bir şeyler falan yapacaksanız çekinmeden söylebilirsin. Ev arkadaşıyız sonuçta."
Chen'in yeni susan kahkahası tekrar duyulur hale gelmişti. "Hiçbir şey yapmayacağız, böyle şeyler söyleme!" dedi Win. Yemeğini bile yiyemiyordu utanmaktan.
"Bunlar utanılacak şeyler değil..." Nine yanında sırıtan sevgilisine döndüğünde gözlerini devirip cümlesine onunla konuşarak devam etti: "Gülmeyi kesmezsen; ben de bu konularda utanan bir sevgiliye dönüşeceğim."
"Sustum bile." Chen dudaklarını ağzının içine sokarak bir daha gülmeyeceğini belli etti.
"Kızlardan hoşlanan Bright'a Metawin şoku." diye mırıldandı Mew. Masaya yerleşirken keyfinin yerinde olduğunu da belli etmişti. "İnsanlara cinsel yönelim değiştitiriyorsun Metawin." Keyifle çatalını eline aldığında, gözleri de Win'in kızaran suratındaydı. Masadaki insan sayısı her zaman böyleydi ama Win bu sefer sanki tüm okul onların masasındaymış gibi hissediyordu. Her dakika tanıdık ekleniyordu masaya.
"Onunla sadece ben dalga geçebilirim..." Chen, Mew'in önünde olan tepsiyi biraz daha Mew'e doğru ittirdi ardından da: "...sen yemeğini ye." diye ekledi.
"Artık onu korumana gerek yok. Bright senin için üstlenecek bunu. Tahttan inme zamanı Chen."
"Hadi ordan, beni kimse tahtımdan edemez." diye söylendi Chen. Yine de içine kıskançlık çökmüştü.
"Salak saçma konuşmayı kesin de yemeğinizi yiyin." Win ikisine gözlerini büyüttüğünde, Chen ona doğru eğilip fısıldadı: "Bright yüzünden bizi ekmezsin değil mi?"
"Ne saçmalıyorsun?"
"Ekmeyeceksin değil mi?" Chen az önceki sorusunu bu sefer bağırarak seslendirdi.
"Saçmalama seni nerde ve niye ekeyim?"
"Ne bileyim öğle yemeğini artık onunla yemeye başlayabilirsin, geceleri bizim yerimize onunla dışarı çıkabilirsin?"
"Yemeğini ye." dedi Win. Olay iyiyce çığrın çıkıyordu. "Yapmazsın değil mi Win?" Chen'in susmayacağını anladığında "Yapmayacağım." diye mırıldandı.
Bu konuşmanın üzerinden birkaç saniye geçtiğinde, Bright onların masasının dibinde durdu. "Enişte gelmiş. Yeni çiftimizden ilk sahneyi şimdi alacağız." Mew elindeki çatalı tabağına dayadı ve film izler gibi ellerini göğsünde birleştirerek Bright'a döndü.
Bright masadakilere göz gezdirdikten sonra bakışlarını Win'in üzerinde durdurdu. Bir eli cebindeydi, diğer eliyle de masayı işaret etti: "Bizimle ye." dedi kabaca. Win kafasını kaldırıp, Bright'a anlamsızca baktığında; Bright kendini düzeltti: "Bizim masamıza gel."
"Soru eklerinden haberin var mı senin?" Chen'in birden Bright'a bakış açısı değişmişti. En yakın arkadaşıyla arasına girilmiş gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I loke you | BrightWin
FanfictionDüzyazı / Texting - Win peşine düştüğü bilekliği ararken, daha güzel bir şeyi buluyor. - Başlangıç: 25.05.20 Bitiş: 01.08.20