Win gözlerini yorgunlukla açıp yatağından doğrulmak üzereyken, belindeki eller onu daha sıkı sardı. Kalkma çabası Bright'ın bu hareketiyle hemen bitmişti.
"Günaydın." diye fısıldadı sevgilisine. Onun gözleri hala kapalıydı, sadece ufak bir mırıltıyla karşılık verdi. Bright'ın yanakları yastığa yayılmış, dudakları hafif aralıklıydı. Uyuyan hali uyanık haline hiç benzemiyordu.
İzlendiğini fark ettiğinde gözlerini hafif araladı. Saniyesinde gülümsemesi yüzüne yerleşmişti. Sabahları birbirlerinin yüzlerini görmek ikisini de çok mutlu ediyordu. "Senin dersin erken başlıyor, kalkıp hazırlan." dedi Win. Sevgilisini kalkması içini ittiğinde, Bright kollarıyla onu belinden daha çok sardı: "Biraz daha böyle kalalım."
"Geç kalacaksın. Yarın okul yok, yarın istediğin kadar böyle kalabiliriz."
"Söz mü?"
"Söz." dedi Win. Bright somurtan suratıyla onun belindeki kollarını çözdü. "Özgürsün bakalım, şimdilik." diye mırıldandı yataktan kalkarken.
Bright ensesini kaşıyarak banyoya giderken, Win hala yataktaydı. İçindeki sıkıntı kalkmasına engel oluyordu, onu yataktan kaldıran şey kapının çalması oldu. Doğrulup, kapıya yöneldi. Delikteki elden dolayı kimin olduğunu görememişti ama tahmin etmesi zor değildi. Kapıyı aralayıp, arkadaşlarının içeri girmesine izin verdi: "Hala hazırlanmamışsın, çok şükür." dedi Chen koltuğa yayılırken.
"Şükür?"
"Bugün okula gitmeyelim diyoruz."
"Saçmalamayın." diye söylenerek yanlarına oturdu Win.
"Tüm gün üçümüz takılırız. Bugünü kendimize ayıra-" Fluke'un cümlesini odadan çıkan Bright kesmişti. Gözler onun üzerine döndüğünde, Chen konuştu: "Günaydın, keyfini bozmadık umarım?"
"Günaydın, sabah sabah ilk gördüğüm suratlardan birisi seninki olduğu için moralim biraz bozuldu açıkcası." Bright'ın alaylı konuşması kaşların çatılmasına sebep olmuştu. Üzerine geçirdiği ceketinin ardından çantasını da eline aldı. "Çıkıyorum ben." diye mırıldandı koltukta oturan Win'e doğru yaklaşırken. Sevgilisinin başına dikildikten sonra ona doğru eğildi. Win bu ufak öpücüklere alıştığı için refleks olarak başını kaldırdı ve öpücüğe cevap verdi.
"Aile var burda."
"Hani?" Bright kapıya doğru ilerlerken, Chen arkasından göz devirdi. "Defol burdan."
Evde arkadaşlarıyla tek başına kaldığında, Win'in üzerine ağırlık çökmüştü. Bugün dersi ekme olayına tav oldu.
⇢⇢⇢⇢
Bright gün içinde Win'i hiç görmediği için somurtarak dar sokağa girdi. Önünde telefonunda birbirine bir şeyler göstererek ilerleyen arkadaşları vardı. Günü garip ve sıkıcı geçiyordu. Hava çoktan kararmıştı ve bunu kafasında böyle planlamamıştı. Her şey daha erken olup biter diye düşünmüştü.
"Madem bu kadar uzak, neden arabayı orda bıraktık?"
"Buraya arabayla girersen, sadece tekeri alıp gidersin Bright." dedi Gun. Ardından Yin de ekledi: "Haklı.. şu tiplere bak. Anaları babaları yok mu bunların?" Bright gözlerini etrafta gezdirdi. Daha akşamın ilk saatleri olmasına rağmen, sarhoş insanların yığılmalarıyla doluydu sokak.
"Burası!" Garip bir yerin girişinde durduklarında, üçü birbirlerine bakıyordu. "Ee geldik, şimdi ne yapacağız?" dedi Bright.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I loke you | BrightWin
Fiksi PenggemarDüzyazı / Texting - Win peşine düştüğü bilekliği ararken, daha güzel bir şeyi buluyor. - Başlangıç: 25.05.20 Bitiş: 01.08.20