➛ 24

2K 173 60
                                    

Camın arkasındaki ışık tam altında duran minik fanusu aydınlatıyordu. Turuncu balık bir sağa bir sola yüzüyordu. Gecenin karanlığında tek aydınlık yer onun minik eviydi.

Bright apartmandan çıkıp, etrafta Win'i aradı. Win'i sanki çok acayip bir şey görmüş gibi dükkanın camını şaşkınlıkla izlerken bulmayı beklemiyordu. Onun yanına yürüdü. Karanlıkta ayak sesleri yankı yapıyordu ama Win sesi bile duymuyordu.

Bright onun kulağına doğru yaklaşıp nefesini kulağına üfledi ve "Neye bakıyorsun?" diye fısıldadı. Win hızla geriye çekildi. "Niye gizlice geliyorsun? Korkuttun beni."

"Gizlice gelmedim, sen dalmışsın."

"Dalmadım."

"Neye bakıyorsun? Camdaki yansımana mı büyülendin?"

Win eliyle, camın arkasındaki fanusu gösterdi: "Şuna bak Bright." Yakışıklı olanın gözleri turuncu balığı bulduğunda, gülümsedi. "Balık?"

"Hadi ya! Gerçekten mi? Ben kedi sanıyordum, teşekkür ederim bu bilgi için."

Bright onun elini tutup, çekiştirdi: "Bizi bekliyorlar Win. Kediyi izlemen bittiyse gidelim."

Birkaç adım atmaya kalkıştığında, Win yerinden hiç kıpırdamadı: "Bright, bu balığı alabilir miyiz?"

"Tabii ki, camı kırıp çalalım balığı. 5 ay sonra hapisten çıkınca da beslemeye başlarsın." Win onun omzuna vurduğunda, kıkırdadı.

"Bunu istiyorum."

"Nerden çıktı birden?"

"Evimizde hayvan olması iyi olmaz mı?"

Bright "Evimiz?" diye kaşlarını kaldırdığında, Win sadece omuz silkti. Beraber yaşıyorlardı, bunu çoktan kabullenmiş; evinde ses olmasına alışmıştı.

"Yarın bunu almaya geleceğiz değil mi?"

"Geleceğiz..." Bright ellerini onun ellerine kilitledikten sonra "...şimdi gidelim." dedi. Win tekrar elini çektiğinde, kaşları çatılmıştı.

Serçe parmağını havaya kaldırıp Bright'a doğru uzattı: "Söz ver."

"Kaç yaşındasın Win?"

"Söz ver."

Bright, onun parmağına parmağını geçirip salladı: "Söz."

"Şimdi gidebiliriz."

⇢⇢⇢

"Al." Bright elindeki fanusu masaya bıraktığında masadakilerin gözleri açıldı. "Bu ne oğlum?" dedi Yin.

"Almışsın gerçekten?"

"İstemedin mi?"

"İstedim tabii ki. Çok teşekkür ederim." Win fanusu kendine doğru çektiğinde, Chen de masanın ucundan kendi tarafına çekmeye çalışıyordu: "Yemek getirmişsin."

"İğrençleşme!"

"Ne var? Hiç mi balık yemediniz?"

"O balık bu balık değil."

"Ne fark eder? Balık balıktır, biraz büyütün de kızartıp yiyelim."

Win'in gözleri arkadaşına doğru büyüdü. Fanusu onun elinden kurtarıp, kucağına aldı: "İsim koyalım..." tepesinde dikilen sevgilisini fark ettiğinde, "...otursana." dedi.

I loke you | BrightWinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin