multi: Doğa.
benim hayalimdekinin aynısı. beğenmezseniz kendiniz nasıl hayal ettiyseniz öyle devam edebilirsiniz çiçeklerim<3
-Gecenin karanlığına inat varlığını belli eden yıldızlara iyice baktım. Her biri sırayla bana göz kırpıyordu. Acaba söylenenler gibi, ölenler yıldız mı oluyordu?
Bence çiçek oluyorlardı.
Şu an en sevdiğim yerlerden birinde, tepedeydim. Çimenliğin üzerine sırt üstü yatmış, yıldızları izliyordum. Buraya öyle ipsizi sapsızı gelmezdi. Gelirse de ben güçlüydüm, korurdum kendimi.
Yanımda bir tek kola-çekirdek ikilisi vardı. Birazdan onları çatur çutur yiyecektim. Yine bir başıma. Fakat yalnızlığı seven bir insan olarak bu benim için sorun değildi.
Kimi kandırıyorsun, Leyal? Babanın her işe gideceği günden sonra günlerce zırıl zırıl ağlayan sen değil misin? Peki ya, ölen annenin kıyafetlerini giydiğinde üzerine ufacık bir leke konsa çöküp ağlayan da mı sen değilsin? Sensin. Yalnızlığı seviyorum ve ben güçlüyüm diye geçinme.
"Hayır, ben güçlüyüm! Çok güçlüyüm hem de! İstersem her şeyi yaparım. Çünkü ben annemin kızıyım! Ben babamın biriciğiyim!" diye bağırıverdim yıldılara doğru dolan gözlerimle.
Kendimle bile çelişki içindeyken neyin kafasını yaşıyordum, hiçbir fikrim yoktu. Sanırım buraya gelmeden önce fazla kahve içmem kafa yapmıştı.
Ne memuru alkol bey?
"Pişşt!" diyen erkek sesiyle hızlıca doğrulup arkama baktım. Gördüğüm kişiyle şaşkınlığımı belli edercesine kaşlarımı havaya kaldırdım. Doğa, orada durmuş yüzündeki hep gördüğüm tebessümüye bana bakıyordu.
"Aa, sen?" dedim şaşırarak. Kaşlarını havaya kaldırıp beni taklit etti. "Aa, sen?"
Keyifsiz bir gülüş atıp önüme döndüm. "Gelsene, çekirdek ve kolam var. İkimize de yeter." dedim.
"Çağırmasan da gelecektim zaten."
Bu da gittikçe zıvanadan çıkıyordu ya, hadi hayırlısı.
Yanıma oturduğunda poşetimden buraya gelmeden önce aldığım 1 litrelik kolayı, belki birisi pislenir diye fazladan aldığım pet pardakları ve çekirdeği çıkardım. Kolaları doldurup bardağın birini ona uzattım ve çekirdeği açıp aramıza koydum. Poşeti genişçe açıp ikimizin rahatça ulaşabileceği bir yere koydum.
"Çöperini poşete atarsın, çimenleri kirletmeyelim." diye mırıldandıp bir avuç çekirdek aldım.
"Teşekkür ederim, bir dahakine de benden." diyince usulca başımı salladım. Pek keyifli değildim.
"Ee seni hangi rüzgar attı buraya?" dedi o da çekirdek alırken.
"Ben hep buradayım."
"Ben de ilk kez geliyorum."
Dudak büküp ona baktım. "Cidden buraya ilk kez gelmen büyük kayıp. Gerçekten bak."
Dudakları hafifçe yana kıvrıldı. "Buraya geldiğimde ben de öyle düşündüm. Bazı şeyleri geç fark etmek büyük kayıp, değil mi?"
"Öyle," dedim usulca. Sahi, daha onun ismini bildiğimi bilmiyordu. Şimdi çaktırmadan sorabilirdim.
"Adın ne?"
"Bilmiyor musun?"
"Nereden bileceğim?"
"Telefon konuşmamızı dinledin ya, soyuma sopuma kadar biliyorsundur her şeyimi."
Alayla söylediği şeye omuz silktim. "O kadar da değil." Sonra merakla ona döndüm. "Benim ismimi biliyor musun?"
"Leyal."
Şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. Benim ismimi nasıl biliyordu ki, hiç de söylememiştim. "Nereden biliyorsun?" diye sordum.
Omuz silkti. "Biliyorum işte."
Cevabımı almak için ısrar etmedim. Onun yerine anın büyüsünü bozmayıp yıldızları seyrettik. Çekirdek çöperini koyduğumuz poşet iyice dolduğu anda çimlere uzandım. Birkaç dakika sonra da yanıma uzandı. Aramızda pek az mesafe vardı ve bu nedensizce kalbimin ritmini bozuyordu.
Bu ritimsizlik hoşuma gitmişti.
Sessizlik içinde yıldızları seyrederken yine sebepsizce gözlerim doldu. Bazen her ne kadar güçlü olsam da kendimi savunmasız hissediyordum. Aklıma gelen düşünceler beni ağlatmaya yetiyordu. Şu an da, o dolmuşluk hissini yaşadığım anlardan biriydi. Konuşmak için dudaklarımı araladım. Belki konuşursam geçerdi.
"Yıldızlar... hepsini ben öldürdüm."
Şaşkınlıkla yattığı yerden başını bana doğru çevirdi. Belki de deli olduğumu falan düşünecekti. Devam ettim.
"Ölmek için yıldızlara intihar ipleri astım. Hiçbiri buna dayanamadı, tek tek yeryüzüne düştü. Yıldız katiliyim ben."
"Öyleyse yıldızsın sen," diye araya girdi. "Kendini öldürüyorsun."
-
sizce nasıl gidiyor hikâye?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yıldızlara asılı intihar ipleri
Short Story•kısa hikâye, tamamlandı. Onun gülümsemesi, bir kelebeğin haftalar sonrasını hayal etmesi kadar yersiz ve saçmaydı.