GÜVENİLMEZ -9-

78 5 0
                                    

"Cesaret." dedim Eren'e bakarak. Gülümsedi. Bu gülümseme samimiden çok 'şimdi elime düştün' tarzı bir sırıtıştı. Gözlerimi bile kırpmadan ona bakıyordum. Kanıma karışan o şeyden olacak ki cesaret demiştim, normalde asla demezdim. Zaten normalde şişe çevirmece oynayacak arkadaşım bile yoktu.
"Tişörtünü çıkart." dedi. Erkekler birden uğuldamaya başladı. Önce Eren'e, sonra da Derin ve Defne'ye baktım. Defne kulağıma "Endişelenme," dedi. Dediğini yapıp ceketimi çıkardım. Sonra da tişörtümün ucunu tutup yukarı çektim. Üstümde sadece südyen, altımda dizleri yırtık kot pantolonumla erkeklerin ve kızların arasında duruyordum. Erkeklerin yüzlerine bir sırıtış yayılıp göğüslerime bakarlarken ıslık çalıyorlardı. Kızlar da önce benim, sonra da kendi göğüslerine bakıp aralarında fısıldaşıyorlardı. Defne'ye baktığımda gülümsüyordu. "Alya, bana kalırsa sarışın, mavi gözlü olmaktan çok daha dikkat çekici bir özelliğin varsa, o da göğüslerindir. İlk başta destekli takıyorsun sanmıştım." dedi. Bunu iltifat mı, yoksa dalga geçme mi olarak algılayacağımı bilemedim. Sonra şişeyi alıp çevirdim. Şişenin ucu Tolga'ya geldi. Ben sormadan o "Cesaret." diye sorumu yanıtladı. Bende aklıma ilk gelen şeyi sordum. "Bu odada ki en güzel kızla öpüş." dedim. Yüzüne bir sırıtış yayıldı ve diliyle dudaklarını yaladı. Gözleriyle oyundaki bütün kızları süzdü. Sonra Derin'e döndü. "Bu odada ki en güzel insan sensin Derin." dedi. İlk başta idrak edemesemde dalga geçtiğini anlayınca kahkaha koyverdim. Derin ona şakadan yumruk atarken "Orospu çocuğu," dedi. Tolga ve Derin dahil herkes kahkaha atarken Tolga ayağa kalktı. Sırayla bütün kızların arkasından dolaştıktan sonra yanımda durdu. Eğilip Defne'nin dudaklarına kısa bir öpücük kondurduktan sonra eli Defne'nin göğsüne gitti. Ama Defne onu durdurdu. "Öp dedi, elle demedi." dedi ve Tolga'yı itti. Tolga geriye sendelerken "Yapmamı isteyeceksin," tarzı bir şey söyledi ve yerine geçti. Eren Tolga'nın karnına yavaşca vurdu ve gülümsedi. Tolga yakışıklıydı, yeşil gözleri, kumral saçları ve kaslı vücuduyla ulaşılmaz çocuk imajı oluşturuyordu. Her kızın hayallerini kurduğu bir erkek gibiydi. Ama maalesef onun hakkında hayalimde görebileceğim tek şey, ne kadar fazla shotladığıydı. Düşüncelerden arınıp Defne'ye baktım. Sadece benim duyabileceğim şekilde "Pislik," diye mırıldandı. Onun bu haline gülesim geldi ama gülmemi bastırdım. Tolga şişeyi çevirdi ve oyunda adını bilmediğim bir kıza denk geldi. Tolga soruyu sordu. "Doğruluk." diye yanıtladı kız. Esmer'di. Rihanna'yı andırıyordu ama onun gibi asla olamazdı. O bir kraliçeydi. Tolga "Diyelim ki birisiyle seks yaptın, ve çocuk senden habersiz bunu videoya aldı. Sonra kaseti bana verdi. Sende bunu öğrendin ve bana kaseti sana vermem karşılığında her şeyi yapacağını söyledin," dedi. Kız bir an tereddüt edip yutkundu. Sonra "Devam et," dedi. Tolga sırıttı. "Benimle seks yapar mıydın?" diye sorunca kızın birden gözleri fal taşı gibi açıldı. Dehşet içerisindeymiş gibi Tolga'ya bakarken kolumla Defne'nin koluna yavaşça vurdum. "Tolga ne demeye çalışıyor, ve kız niye bu kadar şaşırdı?" diye sessizce sorduğumda Defne yüzüme baktı. Sonra önüne dönüp kıza baktı, ve tekrar bana döndü. "Ya hiç beklemediği bir soruydu, ya da Tolga cidden seks videosunu saklıyordur." dedi. Kafamı salladım. Tolga'ya baktığımda elindeki sigarasını dudaklarına götürdü. Bunu yaparken kızdan gözlerini bir saniye bile ayırmıyordu. Kız en sonunda "Yapardım, sanırım yapardım." dedi. Tolga sırıttı. "Seni inletmek güzel olurdu." dedi. Kız gözlerini devirdi. Tolga'ya bakıp hızla ayağa kalkmaya çalışırken Derin kolumu tuttu. Gözleriyle bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Kulağıma eğildi ve, "Sakin ol. Sadece dalga geçiyor." dedi. Kolumu ondan çektim ve "Sence de abartmıyor mu, yaptığı bir piçin davranışlarından farksız." dedim. Derin Tolga'ya baktı. "O zaten piç. Piç onun sıfatına bile uyamayacak kadar terbiyeli." dedi. Kız şişeyi alıp çevirdi. Şişe Derin'e denk geldi. Derin kıza bakmayıp elindeki sigarayı söndürdükten sonra soruyu beklemeden "Cesaret." dedi. Kız bana baktı. Sonra Derin'e baktı. "Gardrobunun içine sığabilir misin?" dedi. Derin kıza baktı. Sonra ayaklandı ama kız onu durdurdu. "Gardrobuna sığmaya çalış demedim." dedi. Derin ona soran gözlerle baktı. Kız bana baktı. "Alya ile gardrobun içine gir ve 1 dakika boyunca orada durun." dedi. Tolga ve Eren kahkaha atıp ellerini birbirlerine çakınca bu işte onların payı olduğunu anladım. Derin'e baktığımda o da bana bakıyordu. "İstemezsen girmeyiz." dedi. Ben cevaplamadan Tolga, "Oyunbozanlık yok. Çocuk seni becermeyecek zaten." dedi. Ona sert bakışlarımı yolladım. Ne kadar da itici. Ayağa kalkmaya çalışırken Derin bileğimi tuttu ve kalkmama yardım etti. Ona bakıp gülümsedim. Sonra kolumu çektim. Derin arkasını dönüp gardrobunun kapağını açtı ve kenara çekilip beni önden içeri soktu. Gardrobunun içinde kıyafetten çok kıyafet giyinmek için bırakılan boşluk vardı. Arkamdan gıcırtılı bir ses duyunca arkamı döndüm. Derin tam önümde bana bakıyordu. Dışarıdan, "Öpüşmeden çıkamazsınız." diye biri seslendi ve sonra gardrobun ışığını kapattı. Avucumun içiyle alnıma vurdum ve gözlerimi kapatıp "Harika," diye mırıldandım. Derin hiçbir şey söylemiyordu. Olduğum yerde yere çöktüm. "Kapıyı açmazlar, değil mi?" diye sordum. Bana soran bakışlarla baktı. "Öpüşmezsek," dedim utanmadan. Yarın uyandığımda hayatımda hiç duymadığım utancı hissedeceğimi biliyordum. "Kapıyı açmazlar değil mi?" dedim. Derin istemediğimi anlamış olacak ki o da karşımdaki kapağa çöktü ve "Öpüşmemize gerek yok, dudağını ıslat." dedi. Dediğini yapıp dilimle dudağımı yaladım. Derin'de aynısını yaptı ve ayağa kalktı. Sonra beni kaldırdı. Kapıyı açtı. Önce kendisi çıktı. Sonra da ben. Defne'ye baktım ve anlamasınlar diye utangaçmış gibi sırıttım. Derin oturdu ve bende yanına oturdum. Tolga Derin'e bakıp göz kırptı. "Yerinde olsaydım o göğüsleri de fırsat bulmuşken ellerdim." dedi. Derin cevap vermeden ben yanıtladım. "Düşündüm de, senin gibi birine göğüslerimi elletmektense bir hayvanla yiyişirim daha iyi. Ayrıca madem bu kadar meraklısın, neden kendi göğüslerini ellemiyorsun? Sonuçta zevk almış olursun." dedim. Derin bana döndü. Ona bakmadan tişörtümü üstüme geçirip ceketimide aldıktan sonra ayağa kalktım. Defne, Derin ve Tolga'da aynı anda kalktı. Onlara bakmadan odanın kapısını açtım. Odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattım ve merdivenlerden hızla inmeye başladım. Odanın kapısı açıldığında merdivenleri inmeme birkaç basamak kalmıştı. Tolga arkamdan hakaret ederken Derin ve Defne onu susturmaya çalışıyordu. Dış kapıyı tam açacaktım ki Tolga eliyle kapıyı kapattı ve beni hızla kapıyla arasına aldı. Tek elini kolumun resmen içine girecekmiş gibi sıkarken, diğeriyle boğazıma yapıştı. "Benimle konuşurken, laflarına dikkat edeceksin güzelim. Yoksa se-" devam edemeden Derin onu susturdu. "Tolga kapa çeneni, konuşucaksan da düzgün konuş." dedi ve ellerini çekmeye çalıştı. Tolga boğazımdaki elini daha da sıkarken nefesim kesildi. Ciğerlerime oksijen gitmiyordu. Zaten astımım vardı. Derin Tolga'ya "Bırak kızı!" diye bağırırken Defne Tolga'nın ellerini çözmeye çalışıyordu. Vakit kaybetmeden Tolga'nın bacaklarının arasına bacağımı indirdim. Tolga acıyla inleyip kolumdaki ve boğazımdaki ellerini çözdü. Erkek organını tutarken diğer yandan "Seni sürtük", "Seni öldüreceğim" tarzı şeyler söyleniyordu. Derin Tolga'yı tutup "Hakettin. Bir daha ona dokunursan yüzünü dağıtırım." dedi. Defne kolumdan tutup "Seni eve bırakayım." dedi. Merdivenlerden sesler gelince oyundakilerin yanımıza geldiğini gördüm. Defne kapıyı açıp beni dışarı attı. Arabaya ilerlerken Derin arkamızdan geldi ve Defne'ye "Ben Alya'yı bırakırım. Sen Tolga'nın yanına git. Ben kalırsam kaza çıkacak." dedi. Defne kafasını sallayıp bana baktı. Sonra sarıldı. Bende ona sarıldım. "Seni yarın ararım. Özür dilerim, eğlenirsin diye çağırmıştım." dedi. "Sorun değil." dedim ve kollarından kurtulup ona gülümsedim. O da bana gülümsedi. Sonra arkasını dönüp eve girdi. Derin'e baktığımda o da bana bakıyordu. "Arabam ileride." dedi. Kafamı sallayıp ilerlemeye başladım. Bana yetişip yanıma geldiğinde ona baktım. Yolu izliyordu. Bende kafamı yola çevirdim. "Dışarıdan göründüğün gibi değilsin." dedi Derin. Afallamış bir şekilde ona baktım. "Nasıl yani?" diye sordum. Bana bakmıyordu. Yolu izliyordu. Gözleri dalmıştı. "Asosyalsin. Asosyallerin genelde içlerine kapanık, haklarını savunamayan, çekingen ve korkak olduklarını düşünürdüm. Sen öyle değilsin. Tolga'ya tekme indirmek. Ne bileyim, ben bir kız olsam, düzeltiyorum, senin gibi bir kız olsam bunu asla yapamazdım. Bana kalırsa asosyal gibi görünebilirsin, ama içinde fazla sosyal bir kız yatıyor." dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. "Benim asosyal olmamın sebebi ortamla alakalı değil. Şuana kadar hiç arkadaşım olmadı. Hiçkimseyle konuşmadım bile diyebilirim. Asosyalim çünkü, insanlara güvenmiyorum. Onların arasında fazlalık gibi görüyorum kendimi. Bir erkeğin peşinden de koşmadım hiç. Taş kalpliyim galiba," dediğimde siyah bir Jeep Commander'ın önünde durmuştuk. Derin sürücü koltuğuna yerleşti. Bende yan tarafına yerleştim. "Devam et." dedi motoru çalıştırırken. "İnsanlar hep başkalarına karşı önyargılı oluyor ama kendi kusurlarını hiç görmüyorlar," dedim. Nefes alıp devam ettim, "Halbuki herkesin kusurları vardır." dedim. Derin bana baktı. "Senin yok." dedi. Kafamı ona çevirip şaşkınlıkla bakarken o da bana bakıyordu. Birkaç saniye birbirimize baktıktan sonra önüme dönüp yolu izlemeye başladım. Derin biraz daha baktıktan sonra o da önüne döndü. "Ee," dedi yola bakarak. "Vaktin varsa bir yerlere gidebiliriz." dedi. Saate baktım. Gece yarısını çoktan geçmişti. "Belki daha sonra." dedim. Derin "Daha sonra böyle olmayacağını ikimizde biliyoruz. Şuan içtiğin bira ve viskilerin, ayrıca uyuşturucunun etkisinden dolayı böylesin." dedi. "Haklısın, o zaman daha sonra da takılmayalım." dedim. Derin'in bakışlarının yüzümde dolaştığını hissettim. Arabayı durdurunca ona soran bakışlar attım. Suratıma bakmadan, "Geldik." dedi. Dişlerini birbirine bastırdığını yanağında bir çukur çıktığında anladım. Bakışlarıda sertleşmişti. "Teşekkür ederim, iyi geceler." dedim. Ve arabadan çıktım. Tam kapıyı kapatacakken Derin, "Pek de iyi bir gece olmadı." dedi sert bir sesle. Haklıydı, evine gelip Tolga ile terör estirmiştik. Ayrıca o iltifatından sonra bana takılmayı teklif ettiğinde resmen onunla konuşmak istemediğimi söylemiştim. Benden bir şeyler bekliyordu, ama yapamazdım. Ben buydum, ne kadar içsem de değişemezdim. Kapıyı kapatıp eve doğru hızla yürüdüm. Kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapatırken Derin'e baktım. Gözleriyle beni izliyordu. Kapıyı kapatıp odama çıktım. Banyoya girip küvete su doldurmaya başladım. Su dolarken bende makyajımı silip üstümdekileri çıkardım. Çıplak bedenimle aynanın karşısına geçip kendime baktım. Sonra suyu açıp yüzüme çarptırdım. Bunu 7-8 kere tekrar ettikten sonra kendime gelmek için birkaç kez yanağıma tokat attım. Sonra aynadaki yansımama baktım. Tişörtümü çıkartıp oyundaki herkesin karşısında oturduğum aklıma geldi. Tanrım, ne yapmıştım ben? Kendime iğrenircesine bakıp yüzümü buruşturdum. Kendimden nefret ettim. Zaten ediyordum, bu yaptıklarımdan sonra daha çok ettim. Defne'den uyuşturucu istememeliydim. Viski içmemeliydim. Oraya gitmemeliydim. Daha fazla düşünmek istemediğim için kendimi küvete attım. Suyu kapatıp duvarda asılı olan televizyona uzandım. Açtıktan sonra müzik kanalı açtım ve müzik dinlemeye başladım. Sonra duş jelini alıp suya biraz sıktıktan sonra şampuanı elime alıp saçıma sıktım. Yerine koyduktan sonra ellerimle saç diplerime masaj yaparak şampuanı köpürttüm. Başım ölesiye dönüyordu. Müzik kanalından Rihanna- Lost In Paradise çalarken mırıldanarak şarkıya eşlik etmeye başladım.

GÜVENİLMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin