chan, kolunu minho'nun başından çekip vücudunun etrafına sararak kendine yakınlaştırdı.
"düşmene izin vermeyeceğim, söz veriyorum. seni bırakmayacağım, tamam mı?"
minho başını salladı ve chan yavaşça süpürgesini dikkatle kontrol ederek aşağı uçmaya başladı. yere ulaştıklarında, kollarını sardığı bedenden usulca çekip minho'nun süpürgeden inmesini sağladı. vücudu korkudan o kadar halsiz kalmıştı ki, chan'a onu kurtardığı için gülümsemiş ve aniden daha fazla dayanamayan bedeni gözleri kayarak yere yığılmıştı.
"minho hyung!" seungmin ve hyunjin bayılan abilerini görünce aynı anda bağırıp hızla yanına koşmuşlardı.
"uzak durun, nefes almasına izin verin." chan minho'yu ilk önce kollarının arasına daha sonra da havaya kaldırıp kucağına aldı. gelini kucağına alır gibi revire koştu.
"bayan pomfrey yardım edin lütfen." diye bağırmıştı, odaya girdiği gibi.
"ah canım, ne oldu böyle?"
"sadece bayıldı, bilmiyorum."
"onu şuraya yatır hadi, kontrol edeceğim." chan söylediği gibi onu yatağa yatırıp geri çekildi.
bir süre sonra minho'nun arkadaşları koşarak revire gelmişlerdi. changbin de onlarla birlikte gelmişti.
"hyung." çok geçmeden jisung da koşarak odaya girmişti.
"dinlenmeye ihtiyacı var. ciddi bir şey yok, sadece korkmuş. uyandığında gidebilir, merak etmeyin." dedi bayan pomfrey. "onunla kalabilirsiniz." diyerek revirden çıktı.
ne olduğunu bilen seungmin ve hyunjin, chan'a döndüler.
"teşekkür ederiz. gerçekten teşekkür ederiz."
"ne demek o?" woojin ikisine de merakla bakıyordu.
"minho hyung'u düşmekten kurtardı, woojin hyung." daha sonra hyunjin cümlesine devam etti. "sana onun iyi birisi olduğunu söylemiştim."
"teşekkür ederim." dedi woojin, mahcup bir şekilde. "kabul edip etmeyeceğini bilmiyorum ama, bizim arkadaşımız olur musun?"
chan ise gülümsedi, arkasına dönüp gitti.
"nereye gitti?" düşük bir ses duydular ve minho'nun uyanmış olduğunu görmek için ona döndüler.
"hyung, uyandın." jeongin sıkıca ona sarıldı.
"evet, uyandım."
aradan biraz vakit geçtiğinde chan odaya yeniden geldi, onun uyandığını görünce hızla yanına gidip dudaklarını araladı.
"hey, iyi misin? neden bayıldın?" endişeyle bakıyordu.
"ben iyiyim, sadece yükseklikten korkuyorum." başını aşağı sarkıtıp son kısımı fısıldadı.
"tamam, sorun değil. bir daha yapma." söylediği gibi arkasında sakladığı bir şeyi minho'ya teslim etti.
*bir chocolate frog.
___________*harry potter evreninde çikolata kurbağası diye de geçiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hogwarts || banginho
Fantasy[tamamlandı.] minho'nun chan'dan çok fazla sebepsiz yere nefret ettiği, ancak ona daha iyi tanıma şansı vermeye karar verdiği yer. [minchan #1] [banginho #2] [chanho #1] [changlix #8] cr: @nctea_sis