minho ve chan içeri girmişlerdi.
"mutlu yıllar minho." dedi yumuşak bir sesle.
minho'nun gözleri ışıldıyordu. arkadaşlarının doğum gününü unuttuğunu düşünüyordu, ama işte buradalardı, oldukça şaşırmıştı.
"teşekkür ederim." dedi, o kadar mutlu olmuştu ki minho'nun gözleri doluyordu.
"şimdi orada dur mr. lee, doğum gününde ağlayamazsın." dedi woojin.
"afedersin."
"her neyse, hediyeleri açmak ister misin hyung?" jeongin heyecanla konuştu.
"evet neden olmasın?"
minho arkadaşlarının aldığı hediyeleri teker teker açmaya başlamıştı.
seungmin:
jisung:
woojin:
jeongin:felix:
hyunjin:"hyunjin bu senin için bile çok tatlı, ama umarım kedilerim onları yemez." herkesin gülmesine sebep olmuştu minho.
"ops, jewell'ı tamamen unutmuşum hyung."
"her neyse, teşekkür ederim çocuklar."
"chan ne olacak?" diye sordu woojin.
"sanırım bu benim doğum günü hediyem." elindeki peluşu gösterdiğinde chan başını salladı.
"woah~ bu çok tatlı, minho hyung." jeongin gıpta ederek bakıyordu.
"bir tane almak ister misin?" hyunjin nereden çıktığı belli olmayan bir şekilde sordu. jeongin ise başını çevirip sadece ona bakmakla yetinmişti.
"pastayı sevdim, çok güzel duruyor." dedi minho, ortamın garipliğini yok etmek için.
"teşekkürler, ben seçtim." changbin söyler söylemez felix'den yumruk yemişti. "ahh!"
"kendini övme binnie." dedi felix, herkesin ona bakmasına sebep olmuştu. fakat hemen ardından çalan müzikle tüm dikkatler başka bir yere çekilmişti.
"ne? burada müzik çaldıklarını bilmiyordum." diye ekledi minho.
"woojin onlara sordu." chan gülerek "daha çok yalvardı." dedi.
o sırada çalan şarkı minho'nun favorisiydi. hepsi dans etmeye başladığında woojin dans etmeyi sevmediği için kenarda oturmuş içeceğini yudumluyordu.
daha sonra aniden şarkı değişmişti. bu sefer oldukça yavaştı. herkes birbiriyle ortak olmaya başladı. seungmin, jisung ile, hyunjin, jeongin ile ve changbin ile de felix. o sırada chan elini minho'nun beline koyup kendine yakınlaştırdı. şimdi hepsi şarkının altında sallanıyorlardı. chan, minho'nun gözlerinin içine baktı. sanki bir an yıldızlara baktığını düşündü.
"ne oldu, hyung? yüzümde bir şey mi var?"
"hayır, hiçbir şey yok. sen sadece..." diye durakladı chan.
"sadece?" minho ise tekrarladı.
"sadece güzelsin." chan gamzesini çıkartarak gülümsedi. minho'nun kızarmasına ve başını alçaltmasına neden olmuştu.
_______
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hogwarts || banginho
Fantasy[tamamlandı.] minho'nun chan'dan çok fazla sebepsiz yere nefret ettiği, ancak ona daha iyi tanıma şansı vermeye karar verdiği yer. [minchan #1] [banginho #2] [chanho #1] [changlix #8] cr: @nctea_sis