kahvaltıdan sonra chan'ın serbest saati vardı. arkadaşları birer birer derslerine gittiğinde chan her zamanki gibi kütüphaneye gitti. tabii ki kitap okumak için gitmiyordu. sözde hayranları onun kütüphaneye gitmediğini biliyordu, çünkü okumaktan nefret ediyordu. bu sadece chan'ın söylediği bir yalandı, o yüzden orası saklanabileceği tek yerdi.
bazı kitaplara bakarak etrafı dolaşmaya başladı. sonra orada birini gördü, ilk önce hayranlarından biri olduğunu düşünüp refleksle saklanmıştı. ama onun hayranlarından biri değil de minho olduğunu görünce rahat bir nefes verdi. daha sonra gözleri minho'nun başının üstünde uçan bazı kitaplara kaydı, düşmek üzereydiler. chan hızla yanına koştu ve minho'ya kollarını sarıp kendine çekti, bu sırada kitaplar öylece yere düşmüştü.
"ne halt ediyorsun?" minho'nun söylediğini duydu.
"vay canına, işte gerçek bir saygısızlık. teşekkür ederim chan, beni kurtardın." chan yerde yatan kitapları minho'ya alaycı bir tavırla göstermişti. "seni kurtarmasaydım daha iyi olurdu."
"evet, elbette, hep yapıyorsun. insanları önemsemeden dolaşıyorsun." sinirli bir şekilde.
"kapa çeneni."
"hayır, gerçekten ben ..."
"shh~" chan minho'nun susmayacağını bildiği için elini onun ağzına götürüp kapatmıştı. birkaç saniye sessizce bekledikten sonra dönüp kapıya bakmıştı. hayranlarından birini görür görmez minho'dan uzaklaşıp masanın altına girdi ve ona fısıldadı.
"burada değilim."
"hey minho." minho kıza bakmak için başını çevirdi. biraz önce bambaşka bir durumun içindeyken şu an tamamen farklı bir durumla baş başaydı. "bang chan'ı gördün mü?"
"bang chan? kütüphanede mi? pf~ benimle dalga mı geçiyorsun?" gözlerini devirdi, rolünü gayet iyi yapıyordu.
"yani onu görmedin mi?"
"hayır, sanırım qudditch alanında dolaşıyor olabilir."
"doğru. bunu nasıl düşünmedim." kız teşekkür bile etmeden koşarak kapıdan ayrılmıştı.
minho kızın gittiğini dönünce chan'a döndü. tam bir şey söyleyecekti ki, chan bu sefer gerçekten ona sarılmıştı. minho kollarını hissettiği gibi donmuştu.
"teşekkür ederim." chan fısıldamıştı. daha sonra boş vaktinin azaldığını fark edince oradan çıktı ve kütüphaneden koşarak uzaklaştı. ardında minho'yu donmuş bir vaziyette bırakarak.
minho'nun şu anda yapabildiği tek şey belki, belki sadece jisung ve hyunjin'in haklı olduğunu düşünmekti. eğer ona bir şans verirse belki de onu sevebilirdi. ya chan farklıymış gibi rol yaptıysa, kötüymüş gibi davrandıysa, veya gerçekten iyi biriyse? böylece minho karar verdi.
ona bir şans vereceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hogwarts || banginho
Fantasy[tamamlandı.] minho'nun chan'dan çok fazla sebepsiz yere nefret ettiği, ancak ona daha iyi tanıma şansı vermeye karar verdiği yer. [minchan #1] [banginho #2] [chanho #1] [changlix #8] cr: @nctea_sis