Gözlerimi açtığımda başımda heyecandan yerinde duramayan ve gülen bir suratla bana bakan Rafaella'yı gördüm. Gözlerimi açtığımı gördüğünde üzerimdeki yorganı çekti ve ellerimden tutup beni kaldırmaya çalıştı.
"Rafaella!" diye homurdandım ve ellerini bırakıp gözlerimi ovuşturdum. O ise hala kahkahalar atıp dans ediyordu.
"Uyan kızım artık! Sana anlatacağım dev gelişmeler var!" Dev kelimesini vurgulayarak söylemişti. Merakla ona baktım.
"Hayır. Önce yüzünü felan yıka, giyin" Nefesimi sinirle verdim ve uykulu bir şekilde -ve pembe inekli pijamalarımla- banyoya doğru yürüdüm. Neymar'ın odasının kapısı kapalıydı. Uyuyor olmalıydı. Tanrım, ne olur ölmüş olsun. Ona 'dev' sinirliydim. Sanırım az önce söylediğim "Ne olur ölmüş olsun" cümlesi biraz fazla oldu. Geri alıyorum. Onun ölmesini istemem. Sonuçta ona ne kadar sinirli olsamda ondan hoşlanıyorum. Kimse sevdiği kişinin ölmesini istemez değil mi ama? Ah! Ne saçmalıyorum ben sabah sabah.
Banyonun kapısını açtığım anda kapamam bir oldu. Yine Neymar ve yine vücudunda emanet gibi duran o havlusu. Yeter ama. Her zaman bu manzarayı görmek zorunda mıyım ben? Kapıyı sertçe ve sinirle tekrardan açtım.
"Yeter ama! Bunu bilerek yaptığını düşüneceğim artık!" Neymar saçlarını kuruladığı havluyu boynuna astı.
"Bende aynısını düşünüyorum. Belkide sen beni izliyorsun ve her duştan çıkışımda içeriye dalıyorsundur?" Ağzımı merakla açtım ve elimi belime koydum.
"Ancak bu kadar saçmalayabilirdin herhalde. Öyle birşey yapmıyorum. Belkide sen beni bu yarı çıplak halinle etkilemek için benim uyanıp banyoya girme zamanlarımı hesaplamışsındır?" Küstah bir şekilde güldü ve bana karşı bir adım attı. Kalbim birden daha hızlı atmaya başladı. Yüzümün de kızardığına eminim.
"Öyle birşey yapmıyorum. Ama yapsaydım, başarılı olurdum. Şu haline bir bak, sana bir adım yaklaşıyorum ve sen birden kıpkırmızı oluyorsun" Dişlerimi sıktım. Fazla olmaya başlamıştı bu artık. Sinirle etrafıma bakındım.
"S..Sen tam bir!.." Merakla cümlemin sonunu getirmemi bekliyordu. Tek kaşı havadaydı.
"Sen tam bir pisliksin Neymar! Çık dışarı!" Güldü ve yanımdan geçerken kulağıma doğru fısıldadı; "Kabul et Casteller. Seni etkiliyorum"
...
Odama binbir güçlükle vardıktan sonra Rafaella'nın sinirli bakışları ile karşılaştım.
"Tanrım, yüzünü yıkaman her zaman bu kadar uzun mu sürer?" Omuzlarımı silktim ve dolabımı açıp bir kazak ve pantolon çıkarıp üzerime geçirdim. Saçlarımı sadece tarayıp bıraktım. Hazır olduğuma kanaat getirdiğimde Rafaella'nın yanına oturdum ve onu dinlemeye başladım.
"Sam ile çıkıyoruz ve o beni öptü! Dudağımdan!" Gözlerimi kocaman açtım ve küçük bir çığlık atıp ona sarıldım. O da bana sıkıca sarıldı. Gülüyorduk.
"Tanrım! Bu müthiş bir haber! Tebrik ederim!" Gülümsedi ve "Sonunda söyleyebildi! Tanrım, birkaç hafta içerisinde söylemeseydi ondan vazgeçecektim" Gülümsedim.
Birkaç dakika daha bu konuyu konuştuktan sonra sessizlik oldu. Rafaella bana birşey söylemeye hazırlanıyordu. Merakla ona baktım.
"Elizabeth, Sam ile buluşmaya gittiğimde Colin'de oradaydı. Gerçekten çok kötü görünüyordu." Nefesimi verdim ve tırnaklarımla ilgilenmeye başladım. Colin konusunu açmak istemiyordum çünkü üzülüyordum. O bunları hak etmiyordu. Beni unutması için herşeyi yapabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDI
Fanfiction* Kahramanımız Elizabeth'in, üvey kardeşi Neymar ile şiddetli anlaşmazlık sorunları vardır. İkisi de birbirlerine karşı son derecede kaba ve umursamaz davranır. Peki, bu davranışlar ne kadar sürer dersiniz? Merak ediyorsanız okumaya başlayın! ©All...