Kendimi kaybetmiştim. Her zaman beynini dinleyen ben; artık kalbimi dinliyordum. Artık herşeyi fazla düşünmeyecektim. Eskiler, eskide kalacaktı. Kalbim ne söylüyorsa onu yapacaktım. Ve kalbim; Neymar'ı öpmeyi bırakmamamı söylüyordu.
Yaklaşık 5 dakikadır öpüşüyorduk ve bu inanılmazdı. Mükemmel hissettiriyordu. Nefes almayı unutuyordum bazen. Elleri, beline doladığım bacaklarımdaydı. Benim ellerim ise onun saçlarındaydı.
Sonunda öpmeyi bıraktı ve alnını alnıma değdirdi. Gülüyordu. Tanrım! Gülüşü onu daha çok öpme isteği uyandırıyordu bende.
"Seni seviyorum" Gözlerimin içine bakıyordu. Gülümsedim. Sanırım artık saklayacak birşeyim yoktu.
"S..Seni seviyorum" Kızardığımı biliyordum. Tanrım! Felaket görünüyorumdur kesin. Akmış bir makyaj, karmakarışık bir saç ve kırmızı bir surat.
"Sanırım ... artık düğün salonuna gitmeliyiz"
|Rafaella'nın Ağzından|
Annem ve Eliza'nın babası Eric'in yanından ayrıldım ve Sam'in beni beklediği masaya doğru yürüdüm. Bu akşam mükemmel görünüyordu. Tam o sırada arkamda adımı söyleyen birini duydum. Başımı o yöne doğru çevirdiğimde bu kişinin Joanna olduğunu anladım.
Yanıma geldi ve "Neymar'ı gördün mü?" dedi. Düşündüm. Görmemiştim. Evet evet, bir süredir ortalıkta yoktu. O sırada aklıma Elizabeth'i de bir süredir görmediğim geldi. Belkide dışarıdalardır?
"Hayır, görmedim" Somurttu ve yanımdan uzaklaştı. Joanna'dan önce ben bulmalıydım onları. Hızla dışarıya doğru yürüdüm. Etrafa bakındım. Dışarıda değillerdi. Otopark'ı geçtim ve çim yeşilliklerin olduğu alana doğru yürüdüm. Burada da değillerdi. Nefesimi verdim ve elimi belime koydum. Belkide birlikte değillerdir? O sırada gittikçe yakınlaşan bir gülüşme sesleri duydum. Hızlı adımlarla az ötemdeki kulübenin ardına saklandım. Bahçenin bazı bölgeleri karanlıktı. Kim olduklarını göremiyordum. Sonunda ışığa doğru yakınlaştıklarında Neymar ve Elizabeth'i gördüm. Tanrım! Berbat görünüyorlardı. Eliza'nın Makyajı akmıştı, saçları birbirine karışmıştı. Neymar ise papyonunu çıkarmış boynuna asmıştı. Gömleğinin bir-iki düğmesi açıktı. Merakla onları izlemeye devam ettim. Anca gülüyorlardı. Sonunda düğün salonunun arka kapısından içeriye girdiler ve gözden kayboldular. Yavaşça saklandığım yerden çıktım ve düğün salonuna doğru yürümeye başladım. Düşünüyordum. Acaba onlar? Onlar birlikte miydiler?
Salona girdim ve hızla Sam'in yanına doğru yürüdüm. O da beni gördüğü gibi ayağa kalktı. Yanına vardığımda ellerimden tutup alnımdan öptü.
"Mükemmel görünüyorsun, her zaman ki gibi" Gülümsedim fakat aklım hala Neymar ve Eliza'daydı. Eliza o tiple buraya gelmeyecekti herhalde.
"Biraz dışarıya çıkmaya ne dersin, ben boğulacak gibi hissediyorum artık" dedi kravatını çekiştirirken. Başımı salladım ve birlikte dışarıya çıktık. Rüzgar hızla yüzüme vurdu ve saçlarımı Sam'in yüzüne doğru estirdi. Sam'e baktığımda gülümsediğini gördüm. Ona doğru döndüm ve elimi yanağına koydum. O da aynısını yaptı ve birden beni kendisine çekip dudaklarıma yapıştı. Hafifçe bir gülümsedim ve ellerimi saçlarına geçirdim. Onu seviyordum ve gün geçtikçe daha da fazla sevecektim.
|Elizabeth'in Ağzından|
Kendimi ilk defa bu kadar mutlu hissediyordum sanırım. Neymar bana beni sevdiğini söylemiş, bende ona onu sevdiğimi söylemiştim. Dakikalarca öpüşmüş, gülmüş eğlenmiştik. Her güzel şeyin bir sonu olduğu gerçeği yüzümüze vurmuş ve salona arka kapıdan girmiştik. Benim lavaboya geçip makyajımı komple silip baştan yapmam gerekiyordu. Onun da papyonunu bağlaması gerekiyordu ve saçlarına da biraz şekil verse iyi olabilirdi. Sanırım biraz fazla birbirine karıştırmıştım onları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Da Silva's Sister [Written by; Neymarable] TAMAMLANDI
Fanfiction* Kahramanımız Elizabeth'in, üvey kardeşi Neymar ile şiddetli anlaşmazlık sorunları vardır. İkisi de birbirlerine karşı son derecede kaba ve umursamaz davranır. Peki, bu davranışlar ne kadar sürer dersiniz? Merak ediyorsanız okumaya başlayın! ©All...