8.BÖLÜM:''CENAZE"

422 188 26
                                    

Keyifli okumalar 💙

(Duygulandığınız herhangi bir şark olabilir benim bunu yazarken dinlediğim şarkı YouTube de "bütün dünyayı ağlatan şarkı" olarak çıkıyor ama buraya koyamadım. Dilediğiniz müziği
açmak size kalmış)

...
Hep bir Kayan yıldız olmak istedim. İnsanların yüzleri gülerken dilediği dilekleri duymak. Belki de annesini, babasını dilerken ki o küçücük çocukların gözyaşları. Hepsini hissetmeyi o kadar isterdim ki...

Kimsesizlik, çok zor bir şey. Annem ve babam gittikten sonra bunu çok daha iyi anlamıştım. Bu his başkalarında görüp" yazık kimsesi yok" demeye benzemezmiş. Bu , bu bambaşka birşey.

Hani bir laf vardır ya "anlatılmaz yaşanır" çok doğru. Bunu anlayamaz kimse yaşamadığı müddetçe.

Kız çocukları babasına düşkün olurmuş. Bu hep böyle bilinir. Erkek çocuğu da anneye. Bende kendimi böyle inandırmıştım, ben doğruyu ikisini birden kaybedince anlamıştım. Canımdan bir parçaydı ikisi de.

Onlar gittikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı, olamadı. Hep güçlü durmaya çalıştım, düştüm. Gülmeye çalıştım, ağladım. Dik durmaya çalıştım, boynum bükük kaldı diğer çocukları annesi ve babası ile mutlu görünce.

Benim tek dayanağım teyzem.O giderse bu hayatta yapayalnız kalacaktım. O tek kelime ile hayatım değişebilirdi.

"ceset" söylemesi ne kadar kolay öyle değil mi?

Ekrem müdürün gözünde ki telaş beni derinden sarstı. Olayı idrak etmeye çalışıyordum. fakat etraftaki insanlar gözümün önünde bulanıklaştı ve başımın da dönmesi ile yere düştüğümü anlamıştım. Bilincim açıktı fakat duyduğum o kelime beni öylesine ürkütmüştü ki kendimi yerde yatar bir halde buldum.

Yerde yatarken tek duam o cesedin teyzemin olmamasıydı.

Gözlerimi araladığımda başımda duran Ekrem Müdür'ü gördüm.Telaşı yüzünden anlaşılıyordu.

Doğrulmaya çalıştım fakat kafamı yere sert vurmamın sebebi ile başım şiddetli ağrıyordu.

''teyzem nerede?''sesim oldukça telaşlı ve korkmuştu. Ekrem Müdür'ün yüzündeki olumsuz ifade ile bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Aniden olduğum yerden kalkıp, kulübeye doğru koştum. Arkamdan bir ses ''Alisa,dur bekle'' sese aldırış etmeden koşmaya devam ettim.klübenin kapısına vardığım zaman nefesim daralmış, gözlerim kan çanağı olmuştu. Kapıyı araladım ve karşımda yatan teyzemi görmem ile tekrardan göz yaşlarına boğulmuştum. Yerde sırt üstü bir biçimde yatıyordu. Yüzü bembeyaz ,gözleri apaçık bir şekilde tavana bakıyordu.

"Teyzem'' gözyaşlarımı daha fazla tutamamış teyzemin başında dizlerime çökmüş bir halde hüngür hüngür ağlıyordum.

Bu dünyadaki annem ve babamdan sonraki en çok değer verdiğim insandı.Onu da kaybetmiştim artık kendi başıma ne yapabilirim bilmiyorum. Ekrem Müdür gelip beni sakinleştirmeye çalışıyordu fakat hiçbir şey beni sakinleştiremezdi. ''Teyzee ne olur beni bırakma,beni tekrardan terk etme ,sana ihtiyacım var'' teyzemin soğumuş cesedine son kez sarılmıştım. Yaşadığım acı içimde bir kor gibiydi. Küçük bir kıvılcımla başladı tezyemi böyle görünce içimde kocaman bir yangına dönüşmüştü. Ve bu yangın o pislik ölmeden sönmeyecek.

"Yazık aç ve susuz bırakmış kadıncağızı o yüzden ölmüş."

Bahsettikleri kişi teyzemdi. "Teyzem kalk evimize gidelim sana yemek yapacağım. Hadi sen beni bırakmazsın değil mi ? Yemek getirin teyzeme, o acıkmış. Ölmedi o yaşıyor. Ne olur ona yardım edin yemek getirin. " Çığlıklar atıyordum bağırıyordum ama kimse kımıldayamıyordu. Herkes gözleri dolmuş bir halde bana bakıyordu.

KalıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin