4. Bölüm : Koala Misali

8 3 2
                                    

"Uyumak onu bu evrenden uzaklaştıran tek şeydi. Belki da uyumak istediğimiz  ama gerçekleşmeyen hayatı yaşamanın ilk adımıydı. Hayallerdi... Bize sıcacık huzur kokan bir evin kapısını açan şeydi. "

Hemen hepsi bir yerlere bakmaya başladı. Ev eşyalıydı. Bir bir odalara girip çıkıyor nerede kalacaklarını düşünüyorlardı. Elif dolaşamayacak kadar yorgun olduğunu düşünüp Mehmet Bey'e döndü.

-Benim odam neresi?

Mehmet Bey onu takip etmesini söyleyip koridordan sağdaki odanın kapısını açtı. Elif içeriye baktığında gökyüzü gibi masmavi bir oda gördü. Bu odayı sevmiştim. Evdeki odası siyah bir şekilde iç karartıcıydı. Zaten genelde siyah rengi tercih ettiği için herkes onu sevdiğini düşünürdü. Ama işte insan her zaman sevdiğini tercih edemiyordu.

Odada bir yatak daha olduğunu görünce arkadakilere döndü Elif. Onların orada olduğunu görünce buraya gelmişlerdi anlaşılan. 

-Yanımda kim kalıyor?

-Buket kalacak kızım. Ev küçük olduğu için ikişerli kalacaksınız odalarda.

Başını salladı. Olumlu anlamda. Yapacak bir şey yoktu. Hep bir kız kardeşi olup onunla aynı odada kaldığını hayal ederdi Elif. Şimdi bu çocuk ruhlu kızla aynı odada kalmak belli etmese de onu mutlu etmişti. Yüzündeki masumluk Buket'in ruhuna kadar işlemişti.

Diğerleri itiraz etmediğini görünce başta şaşırdılar. Ardından hemen kendilerini toparlayıp Mehmet Bey'i takip ederek odalarına dağıldılar. Anlaşılan Elif'in sorun çıkaracağını düşünmüşlerdi. Onları şaşırtmak hoşuna gitmişti açıkçası. Yatağına sırt üstü uzanıp gözlerini kapatarak güzel bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Buket'in odada olduğunu unutmuştu.

-Gülümsemek çok yakışıyor.

Neşeyle söylediği bu sözlerden sonra gözünü açmadan kısa süre daha gülümseyip sonra yüzünden sildi gülüşünü.

-Teşekkür ederim.

Buket cevap vermesini beklemeden söylemişti. Haliyle cevap verince başta şaşırsa da sonradan o da gülümsedi. Elif ise ona sırtını dönerek uyumaya çalıştı. Bugün yoğun bir gün olmuştu çünkü.

°°°°°°°°°°

Ne kadar saat uyuduğundan habersizdi Elif. Yatağında huzursuzca kıpırdanıp pencereden havanın kararıp kararmadığına baktı. Dün gece geç uyuduğu için çok uzun süre uyuyor olmalıydı çünkü hava kararmak üzereydi. Kalkıp karşıdaki aynada üzerini, saçını başını düzeltip kapıya doğru yöneldi. Koridoru geçince karşıdaki oturma odasında hepsinin oturmuş sessiz bir şekilde televizyon seyrettiğini gördü.

Odaya girip boş olan tekli koltuğa oturdu. Dün hemen uyuduğu için evi inceleme fırsatı olmamıştı. Burasının düzenlenmesi de çok iyiydi. Koltuklar siyah renkteydi. Halı ise beyaz. Çok güzel bir zıtlıkları vardı birbirine. Ne kadar zıt olsalar da o kadar uyumluydular. Bu renklerin birleşiminden doğan görüntü Elif'i hayran bırakıyordu.

Elif odayı incelemeyi bitirdiğinde hepsi ona bakıyordu. O da onlara dönüp bakmaya başladı.

-Ne oldu? Ne bakıyorsunuz öyle?

İfadesizce söylediği sözler üzerine hala bakmaya devam ettiler. Ne yani kimse konuşmayacak mıydı !? Sonunda Oğuz'un konuşmasıyla ona döndü.

-Biz seni öldün sanmıştık.

Ona "Ne diyor bu değişik" bakışlarını gönderince o da açıklamaya girişti.

-Kızım saatin farkında mısın? 17 saattir uyuyorsun hani hatırlatayım dedim.

-Antiloplar bu kadar uyumuyor be.

5 Küçük Kibrit Ve Bir KıvılcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin