7. Bölüm : Aşk Tutulması

5 1 0
                                    

"Ben sana aşkla tutuluyorum Elif. Ay tutulması da neymiş, sen bir de benim sana tutuluşumu görsen..."

Elif'le konuşmalarının üzerinden tam olarak 2 saat geçmişti. Ve ne polisler ne de teşkilat ekibi henüz bir sonuca varamamıştı.
Evde çocukların hepsi yanyana oturmuş sessizce düşünüyorlardı. Arada Bartu ayağa kalkıp odayı turluyor daha sonra geri yerine oturuyordu. Barış, Buket'e sarılıyor destek vermeye çalışıyordu. Oğuz dimdik karşıya bakıyor düşünce aleminde boğuluyordu. Ayaz ise başını ellerinin arasına almış bi çıkış yolu arıyordu.
Mehmet Bey çocukların başında duruyor onların güvenliğinden emin olmak için çabalıyordu.

Telefonun kapanmasının ardından adres mesaj olarak gelmişti. Ancak Mehmet Bey bunun bir tuzak olabileceğini söylemiş ve çocukları depoya göndermemişti. Eğer Elif oradaysa zaten eve getirirlerdi. Diğerlerini tehlikeye atmaya gerek olduğunu sanmıyordu.

Bartu 5 sakika oturuyor ardından ayağa kalkıp mırıldanarak bir şeyler söyleyerek odayı turluyor ardından tekrar oturuyordu.

Mehmet Bey'in telefonunun çalmasıyla herkes ona dikkat kesildi.

-Alo

-.......

-Evet.

-..........

-Ne demek başka bir şey yok.

-...........

-Anladım tamam. Yaralıları hastaneye götürün. Bizde oraya geliyoruz.

Konuşmayı sonlandırdıktan sonra çocuklara döndü. Bartu ayaklanmış söyleyeceği şeyi bekliyordu. Diğerleri ise beklentiyle bakıyordu Mehmet Bey'e.

-Abi söylesene ne olmuş. Bulmuşlar mı Elif'i ? İyi miymiş?

Mehmet Bey üzüntülü gözleriyle çocuklara baktı.

-Çocuklar, Elif orada yokmuş. Tuzakmış.

-Nasıl yokmuş ya? Ne demek yokmuş? İyi bakmışlar mı?

-Bartu sakin ol oğlum. Evet bakmışlar. Deponun girişinde 11 adam tarafından saldırıya uğramışlar. İçlerinde vurulanlar olmuş ama içeri girmişler. İçerde bir sandalye ve koltuk varmış zaten. Sandalyenin üzerinde de kanlı bir bıçak. Aynı zamanda yerde de fazlaca kan varmış ve yaptıkları test sonucunda bıçakta parmak izi yok, kan Elif'e ait.

Bartu arkasını dönüp ellerini saçlarından sinirle geçirdi. Ona bir şey olmamalıydı. Daha yeni alışmışken kaybedemezdi onu. Bartu düşüncelerinden sıyrılıp tekrar konuşulanları dinledi.

-...Oraya gideceğiz. Bir de siz bakın isterseniz. İçiniz rahat olsun hiç değilse.

-Tamam hadi hemen gidelim. Acele edin. Hadi.

Herkes acele bir şekilde kalkıp gelen araca bindiler. 1 saat içinde depoya vardıklarında Bartu adeta uçar gibi girdi depoya. Her şey anlattığı gibiydi. Yerdeki küçük kan gölünü görünce gözlerinin buğulanmasına engel olamadı Bartu.

Buket de görür görmez ağlamaya başlamıştı. Oğuz gelip Barış'a Bartu'yu işaret etti. Kendi de Buket'e sarılarak sakinleştirmeye çalıştı. Çünkü biliyordu ki şuan Bartu'nun desteğe çok fazla ihtiyacı vardı.

Barış, Bartu'nun omzunu destek olmak ister gibi sıktı. Bartu bu hareketten güç alarak omuzlarını dikleştirip kardeşine sarıldı.

-İyidir değil mi Barış?

Barış omzunu sıkarak konuştu.

-İyidir be abi. Elif'ten bahsediyoruz. Tabi iyi olacak. Güçlü kız o.

5 Küçük Kibrit Ve Bir KıvılcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin