başka bir evrende

1.5K 239 131
                                    

Bölüm diğerlerine kıyasla kısa ama gönlünüzden çiçekler bırakmayı unutmayın 🌸🌺



27 Temmuz

Bir akşamüstü göletin kenarında iki büyük ağacın arasına kurduğumuz hamağın üzerindeydik, uzun süren atışmalarımızın ardından aynı hamağı paylaşmakta karar kılmış, ikimiz de mayışmış bir halde orada uzanmanın tadını çıkarıyorduk. Hiç usanmadan yüzdükten sonra saçlarımız henüz nemliydi, ayaklarımı ona uzatmış uyukluyordum. Chanyeol eski moda güneş gözlüklerini takmış, ezberlemek istercesine aynı şiir kitabını okuyordu. Ne buluyordu o satırlarda kim bilir.

"Sence değişir miyim, Chanyeol?"

"Hım?" Gözlerini kitabından çekmedi, sesi oldukça sakindi. "Ne konuda?"

"Farklı biri olabilir miyim yani?"

"Bambaşka biri olacağını sanmam, bu gerçekdışı bir umut olur."

Fazla dürüst olduğu için hayal kırıklığına kapılarak gözlerimi kapatıp kolumu başımın altına koydum, yepyeni biri olmak gülünç bir hayaldi tabii. "Hep böyle güçsüz mü kalacağım? Diğerlerinin devam edebildikleri noktada ben henüz ayağa bile kalkamamış halde buluyorum kendimi. Ya yerimde sayıyorum ya da yeniden düşüyorum."

Chanyeol kitabını indirdiğinde güneş gözlüğü yüzünden nereye baktığını ve dikkatinin bende olup olmadığını tam olarak anlayamadım ama ona bakmaya devam ettim, kitabını açık halde göğsüne bırakmış ve derin bir iç çekmişti. Yüzü bana dönüktü, hâlâ beni incelediğini hissediyordum ama uyuyor da olabilirdi.

"Onunla konuşmuş olmam iyi mi oldu yoksa kötü mü bilemiyorum. Yine en başa döndüm, iyileştim ama farklı bir acıda buldum kendimi."

Gözlerimi yukarıya dikip ağaçların dallarına baktım, saatlerdir oradaydık.

"En baştaki Baekhyun'dan farklısın, daha güçlüsün." Gözlüğünü çıkarmadığı halde bana baktığına emin oldum o an, parmakları ayak bileğimin etrafına sarılıydı.

"Ben hiçbir şeyin değiştiğini hissetmiyorum."

"İlk geldiğinde yabaniydin." Dudakları alaylı bir ifadeyle kıvrılmış, ardından eski halini almıştı. "Herkese nefretle bakıyordun, bakışların... Bakışların çok farklı şimdi. Artık o öfkeyi göremiyorum, geriye yalnızca kırgınlıkların kalmış gibi."

"Onlar da geçecek mi?"

"Zamanla." Parmakları halen bileğimde ve ayağımın üstündeydi. "Belki biri karşına çıkar ve her şey daha kolay olur."

"Artık kimseyi sevmek istemiyorum."

"Sevmek söz konusu oldu mu planlar işlemez." O alaylı ifade yeniden yüzünde belirdiğinde şüpheye kapıldım hemen. "Seninle sevişmek planlarım arasında değildi."

Gözlerimi kaçırıp başımı yeniden koluma yasladım, ne diye şimdi bu konuyu açmıştı bilmem ama hâlâ bacağıma dokunuyor olduğu için utangaçtım. "Bu benim de planlarım arasında değildi."

"Bunu başlatan sendin, beni o gün öptün ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Sahi nasıl oldu bu? Benden nefret ettiğini zannediyordum."

"Ne önemi var şimdi bunun?"

"Şu an sen ve ben varız burada, yalnızca biz. Neden önemi olmasın?"

Kısa bir sessizlik oldu, cevap vermeye uzun süre çekindim. "O gece gölette yüzerken..." Bana çapkın bir şekilde baktığı için düzeltme ihtiyacı duydum. "Benimle kayalıklardan atladığın gün yani, sanırım o zaman başladı."

Bluing the SummerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin