Sabah odama dalan abim sayesinde irkilerek uyandım.
-Melis kalk gidiyoruz
-ne? Nereye?
-Ozanlara. Kahvaltıyı orda yapıcaz sonra da sen Cem'le takılırsın
Her ne kadar istemesem de evde oturmaktan daha iyi bir fikir olacağı için tepinerek yataktan kalktım.
Beyaz converslerim, siyah midi boy eteğim ve beyaz bluzumla çok güzel gözüküyordum. Normalde erkek gibi olan benden beklenmeyecek hareketler jebsuebusb
Yürüme mesafesinde 10 dakikada vardık onlara. İster istemez bi heyecanlanma geldi. Maddi durumları bizimki gibiydi sanırsam. Ne zengin ne fakir. Orta yani.
Abim kapıyı çalınca bizi Ozan karşıladı. Abime sarılıp bana da elini uzattı. Biraz da şaşırmış gibi gözüküyordu. Galiba abim benim geleceğimden bahsetmemişti. Kendimi istenmeyen misafir gibi hissetmedim değil yani.
İçerde Emre ve Enes de vardı. Benim gözüm Cem'i ararken odaya Bulut'un girmesiyle ne tepki vereceğimi şaşırdım. Sen ne alaka oluum?
-Bulut
-Melis
Ozan konuşmaya başladı.
-Bulut.. Üvey kardeşim ama öz kardeşim gibi severim. Babalarımız da annelerimiz de farklı. Aynı olandan bir hayır göremiyoruz maalesef.
Kardeşine hayıflanması güldürmüştü beni. O sıra Ozan'la göz göze gelince hemen gözlerimi çektim.
Kahvaltıdan sonra Bulut'la balkona çıkmıştık. Cem ortalıklarda yoktu.
-Cem geleceğini bilseydi emin ol kahvaltıyı kendisi hazırlardı.
Neden böyle bir cümle kurdu bilmiyorum ama aklımda bazı şeyler dolanıyordu. Cem'in anonim olması ihtimali gibi...