Merhabalar.
Küçük bir aradan sonra ben geldim.
iyi okumalar canlarım.
Umarım seversiniz.
-------------------
Bu sürüp giden şey yaşamak mı sahiden? Nefes alıyoruz ve geri veriyoruz. Sonra tekrar tekrar ve tekrar. Uyuyoruz uyanıyoruz belki de kabuslarımıza yol açıyoruz. Sonra bir gün sonsuza kadar uyuyoruz. Belki de o zamana kadar hiçbir şey hissedememiş bir şekilde.
Abim onun boğazına yapıştığında hiçbir şey hissetmedim. Ona üzülmedim ya da ona zarar geleceği için mutlu olmadım. Bomboş suratla ikisine baktım.
Ne için savaşıyorlardı sahiden?
Biri bana seslendi. Kendime geldim.
"Dolunay sana diyorum zarar verdi mi bu piç sana?"
Sakince başımı iki yana salladım ve ikisine bir süre daha bakıp arkamı dönüp kapısı açık olan odaya yürüdüm. Odadan eşyalarımı aldım ve yavaş adımlarla odadan çıkıp asansörün yanında iki köpek gibi hırlaşan koskocaman adamlara baktım. Ne onları bu hale getirmişti? Ben mi?
"Nereye?"
"Sana ne Çağın?"
Bomboş bakışlarla suratına baktım. Ona neydi sahiden?
"Hırlaşmanız bittiğinde eve gelirsin abi, hoşça kal."
Gelen asansöre bindim. Bana şaşkınlıkla bakan ikiliye çevirdim bakışlarımı. Onlara karşımda kimse yokmuş gibi baktım.
Kapılar kapandı. Dik tutmakta zorlandığım omuzlarımı indirdim. Sanki büyük bir savaştan çıkmış gibiydi vücudum. Beni bu kadar yoran neydi?
Asansörden indim. Kapıda benim için bekleyen arabaya bindim ve eve gitmeyi bekledim. Kafam cama yaslıyken hiçbir şey düşünemedim. Düşüncelerim pelte halinde her yere dağılmış gibiydi. Araba durduğunda indim ve eve yürüdüm. Kimseye görünmeden odama girip kendimi yatağıma bıraktım. Tavanı seyrettim. Ağırlaşan göz kapaklarıma izin verdim. Belki güzel rüyalar görürdüm?
....................
Uçurum. Bir yolun başlangıç ve bitişi.
Kollarımı bedenime sarmıştım. Üzerimde küçükken giymeyi çok sevdiğim mavi elbisem vardı. Ama ben büyümüştüm.
Belki de daha çok küçüktüm.
Elbisemin etekleri rüzgarda uçuşurken aşağıya baktım. Uçsuz bucaksız bir deniz bana gülümsüyordu. Ben de ona gülümsedim. Tam o anda elbisemin eteğini biri çekiştirmeye başladı. Gülümsemem soldu. İrkildim. Ve gözlerimi yanıma çevirdim.
Ona baktım.
Küçük kıza.
Bana.
Ağlıyordu ama gülümsüyordu da tüm gücüyle. Ona bunu ben öğretmiştim.
"Neden buradasın?"
"Beni sen çağırdın."
Belki herkes benden susmamamı isterken çağırmıştım. Ama bunun gerçekleşmeyeceğini anlayalı çok olmuştu.
Eteğimi bıraktı ve dizlerini kırıp uçurum kenarına yavaşça oturdu. Sanki bütün gücü tükenmiş gibiydi... Şimdi o küçük ayakları uçurumdan sallanıyordu. Bir an arkama baktım. Arkamdaki ormanda siluetler dolanıyordu.
Ben de yavaşça yanına oturdum.
Mavi elbisemin uçları kirlendi.
Sanki kirlenen sadece o değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜYA
General FictionBir rüya gördüm.Anlatıyorum. Hazır mısınız? Kendinizi güzel hazırlamanız gerekiyor. Çünkü bu rüya iki küçücük kızın sonunun başlangıcı. Bir tanesi tekrar başlatmış hikayesini ama diğeri sonunu biliyormuş zaten. Son yakınmış ona. O sonmuş. Son o. ...