on iki

1.3K 215 155
                                    

buluşmaya karar verdikleri kafeye gittiğinde sarışın çocuğun arkasına yaslanmış, camdan dışarıyı seyrediyor olduğunu gördü tadashi. son kez derin bir nefes çekti içine ve yanına gitti çocuğun. ayağa kalkacağını ve sarılacaklarını falan sanmıştı ama çocuğun bunlara hiç niyeti yok gibiydi. gözleriyle oturmasını işaret etti kısa bir bakışmanın ardından. tadashi "bu nasıl randevu?" diye içinden saydırırken kei konuştu.

"ne içeceksin?"

"çokoliko vitaminli sıcak çikolata." tadashi menüye bile bakmadan hızlıca kararını dile getirmişti. bu çok sevdiği kafeye arkadaşlarıyla hep gelirdi zaten ve genelde bu içeceği tercih ederdi. kei, menüde böyle bir şey olduğundan bile habersiz, garip bakışlarını gezdirdi tadashi'nin üstünde. tadashi normalde bir randevuda bu içeceği söylemezdi ama sarışın çocuğa yeteri kadar rezil olmuştu zaten bu yüzden takmadı.

garson gelip ne istediklerini sorduğunda kendisi için bir americano istedi kei ve ekledi. "...ve çokoliko vitaminli sıcak çikolata." tadashi onun bunu sesli söylediğini duyunca gülmeden duramamıştı. garson bunu garipsememişti ama kei için bunun ne kadar ilginç bir içecek ismi olduğu açıktı. garson siparişleri getirmek üzere gittiğinde tadashi konuştu.

"menünün çocuklar için olan kısmında." dedi gülerek.

"menüyü çok incelememiştim."

"anladım. o zaman... nasılsın?"

"normal işte." dedi kei ve sonra kafasının durumunu sormuş olabileceğini fark etti. "henüz halüsinasyon görmeye başlamadım."

"saçmalama! doktor iyi olduğunu söyledi zaten." tadashi aynen ondan beklendiği gibi şakayı ciddiye almıştı. o sırada gelen garson kısa bir sessizliğe bürünmelerini sağladı. tadashi garsona teşekkür etmeyi ihmal etmemişti. bu ise kei için yine oldukça ilginç bir alışkanlıktı, kendinin aklına bile gelmiyordu.

"seni buraya çağırma amacımı merak ediyorsundur." diye girdi söze kei. tadashi merak etmiyordu. daha doğrusu daha önce bu buluşmanın bir amacı olduğunu düşünmemişti. sadece ikisi de birbirinden hoşlandığı için tekrar görüştüklerini sanmıştı ama bütün bunları çaktırmayıp onaylayan bir mırıltı çıkarttı. "otoparkta kamera varmış, bana çarptığını görmüşler. sonra da arabaya atıp gittiğin için beni kaçırdığını falan sanmışlar. ifademi aldı polisler."

tadashi'nin başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. "ne? ne dedin? ne yaptın? hapse mi gireceğim? ben yapamam orda! ölürüm daha iyi. zaten öldürürler beni orda." kei onun bu hâline güldü. "şikayetçi olmadım tabii ki. ama bu iyiliğimin bir karşılığı olmalı, değil mi?" aslında sadece dalga geçiyordu ama tadashi bunu ilerleyen zamanlarda çok ciddiye alacaktı.

easier | tsukiyamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin