on sekiz

210 17 14
                                    

"tadashi ben çok ama çok özür dilerim!"

odaya girer girmez çığlık atıp bu şekilde bağıran çocuk hiç yardımcı olmuyordu. kei, onu gördüğü saniye iç geçirip gözlerini devirmiş ve kendisini gerisin geri armut koltuğa tekrar bırakmıştı. shoyo'nun bağırıp durması ve az önceki yakınlaşma yüzünden kıpkırmızı olmuş olan tadashi, arkadaşını susturmak için hızla ayağa kalkmış; ağzını kapatmaya çalışıyordu. bağırış çağırış üzerine odaya koşan tobio karşısındaki manzaraya bakakalmıştı.

"ne oluyor?"

"hiç-"

"aşkım ben çok kötü bir şey yaptım." shoyo'nun haykırışı, tadashi'nin sessiz sözcüğünü yutuvermişti.

"aynen, polisi arayacağım şimdi." kei alayla konuştu. turuncu kafalı oğlan durumu bu kadar uzatmasa hiç sorunları olmayacaktı aslında, gördüğü andan beri gözlerini üzerinden çekemediği güzel çocuğu öpememiş olması dışında tabii. bu durumun üzerine geri zekalı olduğu kanısına vardığı shoyo'nun bunu ciddiye alıp korkacağından emindi, beklemediği şey polis dediği anda beti benzi atan tadashiydi.

"ne polisi?"

"sarkastik değil miydi?"

"insanlar hakkında öyle denmez tobio, çok ayıp?"

üçü de birbirinden salak olan arkadaşlara ağzı bir karış açık bakakaldı kei. aslında kendi arkadaş grubuna benziyorlardı. salak olan kotaro, salak olmadığı halde salak gibi davrandığı için ekstra sinir bozucu olan tetsuro, aklı başındaymış gibi davranan kenma ve aklı sahiden de başında olan keiji. bu grubun tek eksiği aklı gerçekten başında olan karakterdi, kei ise o karakter olma amacında değildi.

"ciddi değildim ama eğer izin verirseniz tadashiyle gerçekten polis konusunda konuşmak istiyorum."

"tabii. shoyo gel çıkalım."

"olur, lütfen kaldığınız yerden devam edin." deyip göz kırpan çocuğun suratının ortasına peluş oyuncak yemesi saniye sürmemişti. "ama sana demiştim sana bakıyor diye."

tobio, susmak bilmeyen sevgilisini odadan sürükleyerek çıkarmak zorunda kalmıştı. mahçup bakışları alışkanlık haline getirmiş tadashi ve az önce olanı onlar odadan çıktığı anda hafızasından silecek kadar az umursamış olan kei odada yeniden yalnız kalmışlardı. kei, yaşanacak olan şeyin gerçekleşmemesine bozulmuş olsa da artık anın büyüsü bozulmuştu zaten.

polis konusunu konuştuktan sonra yakındaki şubeye gidip ifade verdiler ve kei, üstüne basa basa şikayetçi olmadığını söyledi. sonuçta o olay olmasaydı bu çocuğu bir daha göremeyecekti ve o zamanlar çok sinirlenmiş olsa da artık fazlasıyla komik geliyordu. karakoldan ayrıldıktan sonra asıl planı eve geçip aptal ev arkadaşlarına olan biteni anlatmak olan kei, tadashi'nin biraz daha takılma önerisini reddedemedi.

havanın hala güzel olmasını fırsat bilerek yakınlardaki bir parka giden ikili, birer dondurma alarak kuş cıvıltılarının içlerini ısıttığı parkta dolanmaya başladılar. laflar birbirini açtı, aşağı yukarı her şey hakkında üstünkörü de olsa sohbet ettiler. tadashi, arkadaşlarıyla nasıl tanıştığını ve ikisinin arasını nasıl yaptığını anlatırken kei, genelde keiji hakkında konuştu çünkü diğer ikisi hakkında konuşurken gereğinden fazla geriliyordu. kenma da... kenmaydı işte.

"tadashi, istersen yarın da sen bana gel. hem aptal arkadaşlarımla ve keijiyle tanışırsın hem de istersen sana araba kullanmayı öğretirim." cümlesinin sonuna doğru sesine alaycı bir ton eklendi kei'nin.

"heh, ben de nerde kaldı diyordum." gözlerini devirdi tadashi. "evine gelirim, kei, bahane aramana gerek yok."

bu çocuğun en beklenmedik anda kendisine cevap verebiliyor oluşu bir kez daha etkiledi sarışın olanı.

selamlar, sonunda buna bölüm yazabildim (söz verdiğim için) umarım okuyan vardır

ve ilgilenmek isterseniz osasuna yazıyorum, ismi starlight

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 29, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

easier | tsukiyamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin