on yedi

228 22 10
                                        

"yaptığım yemekten memnun kaldın mı?" tadashi, odasına geçtiklerinde merakla sarışın çocuğa bakmıştı. odada nereye oturacağını bilemeyen çocuk, öylece odanın ortasında dikildiğini fark ettiğinde kendini yerdeki armut koltuğa bıraktı. onun dışarıdan geldiği kıyafetleriyle tadashi'nin yatağına yatmak istememesi ona fazlasıyla tatlı gelmişti. kei, sonunda karşısındaki çocuğun gözlerine baktı.

"fena değildi." karşısındaki saftirik çocuğun bunu ciddiye alacağının gayet farkındaydı bu yüzden onun gülüşünün yüzünde donup kalışını, şokla karışık bir utanç ve gururu kırılmış bir ifadeyle kalakalışını keyifle seyretti. hafifçe inleyerek kendini yatağına bıraktı çocuk, sonra da yatağının üstündeki peluş oyuncağını kucağına alıp kollarını ona doladı. şimdi bir nebze üzgün gözüküyor olması sarışın olanın rahatsızlık duymasına sebep olmuştu. sahiden, kaç yaşındaydı bu çocuk? "şaka yaptım, üzülme hemen."

"üzülmedim ki." gözleri saniyesinde parıldayan çocuk, duygularını hemen ele verdiğinin farkında değil gibiydi.

"oyuncaklarla oynamak için fazla yaşlı değil misin?" kei alaycı bir ifadeyle sorduğunda tadashi kaşlarını çatmıştı.

"peluşlarımın olmasının beni çocuk yaptığını düşünmüyorum. böyle düşündüğüne göre ergenliğinden beri çocuk olmaktan utanç duymuş, hızla büyümeye çalışmış birisin. sana içindeki çocuğu beslemeni öneririm." gülümseyerek ekledi. "gerçekten içindeki çocukla barışık olan insanların daha olgun olduğunu düşünüyorum." bunun üzerine sarılın olanın dudakları hafifçe aralanmış, kaşları havaya kalkmıştı. hayatında ilk defa ne diyeceğini bilemiyor gibiydi, gerçi bu sözleri bir başkası söylese palavra olduğunu düşünür, umursamazdı ancak karşısındaki bebeksi çocuğun böyle bir şeyi söylerken gerçekten olgun gözüktüğü yadsınamaz bir gerçekti. bu çocuğu çözdüğünü zannettiği her saniye, aslında buna hiç de yaklaşmadığını fark ediyordu.

"belki de haklısındır." şimdi şaşırma sırası tadashi'ye geçmişti ancak çok da uzun sürmeden gururla gülümsemeye başladı. "hemen böbürleniyorsun bakıyorum?" kei kaşlarını yeniden havaya kaldırmış ancak gülmesine de engel olamamıştı. sonra aklına bir şey gelmiş olacak ki gülüşü alaycı bir sırıtışa döndü, gözlerini karşısındaki çocuğa dikti. "bu arada, neydi şu sarışın çıtır mevzusu?"

tadashi'nin kırmızıya dönüşünü keyifle izledi. "ne? ne çıtırı?" inandırıcı olduğunu sanıyordu.

"benden başka çıtırların da mı var yoksa?"

"hayır!" ne dediğinin farkına varınca daha da çok kızardı tadashi. "benimle eğleniyorsun resmen." bunun üzerine hafifçe gülen kei, tadashi'nin nefesinin kesilmesine sebep olmuştu. daha sonra yavaşça ayağa kalktı sarışın çocuk, tadashi'nin önünde başları aynı hizaya gelene kadar eğildi. aralarındaki mesafenin kısalığı, ikisinin de kalbinin heyecanla çarpmasına sebep olsa da bu durumdan keyif alıyormuş gibi gözüken tek kişi sarışın olandı.

"evet, eğleniyorum." gözleri, tadashi'nin gözlerinden aşağı inip çillerinde bir süre oyalandıktan sonra dudaklarına ulaşmıştı. hayatında ilk defa birazdan öpüleceğini hissetmiş olan tadashi, neredeyse bayılacaktı ama geri çekilmeye niyeti yoktu. her şey olabilirdi; çekingen, çocuksu, sakar ama tek bir şey değildi, korkak. sarışın oğlanın sıcak nefesinin dudaklarına çarptığını hissettiği birkaç saniyeden sonra odasının kapısı hızla açılmış, turuncu saçlı arkadaşı odaya dalmıştı. onu çok seviyor olsa da o an boğası gelmişti tadashi'nin.

selam,
100 yıl sonra bölüm attım ve inanın bu kurguyla ne yapacağımı hiç hatırlamıyordum bu yüzden nereye bağlarım bilmiyorum. hâlâ bunu kütüphanesinde bulunduran varsa ne mutlu bana.

güncel olarak yazdığım bir sakuatsu kurgum var, bir göz atmak isterseniz ismi 'stay with me'.

easier | tsukiyamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin