"Sen varsan her gece Dolunay...🌕🌑"
"Ye-Yeşim, senin ne işin var burada?" diye sordu Toprak, şaşkınlık ve korku karışımı bir sesle.
Allah çarpsın onu ilk defa bu kadar korkmuş görüyordum.
"Markette birkaç işim vardı. Onun için geldim. Maaaşallah marketi inletiyordunuz. 'Yeşim beni seviyor, yok beni seviyor' diye. Kimi seviyor muşum ben?" dedi Yeşim sinirle.
"Ha sen onu diyorsun." diye lafı ağzında gevelemeye başladı Emir.
Valla onu da ilk defa böyle korkmuş görüyordum. Eren de onu ilk defa böyle korkmuş görüyor olacak ki şaşkınlıkla Emir'e bakıyordu.
Eren'e durumu kurtarması için kaş göz yaptım. Aksi takdirde maça geç kalacaktık.
Eren söze girdi "Şimdi Yeşim'ciğim, canım kardeşim, bunların kendilerini sevdiğini iddia ettiği Yeşim sen değilsin. Bizim mahallede bi ufaklık var. Görmen lazım. Çok tatlı. Hep bizimle oyun oynar. Bu ikisi de 'Yeşim benimle oyun oynamak istiyor, Yeşim beni seviyor' diye kavga ediyorlardı." diyerek toparladı rezil durumumuzu.
Oha lan! İki dakikada nasıl senaryo uydurdu.
Bir de Toprak'a oyuncu derdim, ben.
Yeşim mahçup bir şekilde konuşmaya başladı "Yaa ben yanlış anlamışım. Kusura bakmayın. Konuşmanızı böldüm, vaktinizi aldım. Çok özür dilerim. Umarım rahatsızlık vermemişimdir."
"Yok canım sorun değil." diyerek konuştum.
Sonra da Emir ve Toprak'ı göstererek "Bu ikisinin zevzekliği. Marketim ortasında 'Yeşim beni seviyor, Yeşim beni seviyor.' diye bağırırlarsa bütün Yeşim'ler üzerine alınır." diye de ekledim.
"Ben de gideyim artık. Alacaklarımı da aldım zaten, hadi size iyi akşamlar." diyerek Yeşim gitmek için arkasını dönecekti ki
Toprak veledi hızla araya girdi
"Aaaaa olur mu Yeşim'ciğim? Kız başına nereye gidiyorsun? Ben seni götürürüm. Zaten arka mahallede eviniz." diyerek yağcılık yapmaya başladı kıza.Allah'ım sen bu kıza sabır ver. İşi gücü yok. Bir de Toprak velediyle uğraşıyor.
Hemen kolunu sıktım. Ve kulağına fısıldadım.
"Otur oturduğun yerde, başımıza daha fazla iş açma." diyerek uyardım.Artık ne kadar anladıysa...
Emir araya girdi
"Ne münasebet canım ben bırakırım Yeşim'i." dedi.Eren, hızlıca Emir'in kafasına bir tane geçirdi.
Lan benim canım acıdı. Çok sert vurmuştu.
"Teşekkür ederim ikinize de. Ama abim kapıda bekliyor. Zaten gerek de yok. Toprak'ın dediği gibi evim yakın. İyi akşamlar hepinize." diyerek arkasını döndü.
"İyi akşamlar canım." dedi Toprak ve Emir aynı anda.
Pis yağcılar!
Yeşim uzaklaştıktan sonra biz de birkaç eşya daha alıp kasaya gittik. Ürünlerimizin parasını ödeyip -daha doğrusu ben ödedim- dışarı çıktık.
"Ya abla bunlar çok ağır kollarım kopacak." diye sızlandı Velet.
"Sızlanma da taşı velet. Zaten parasını ben ödedim." dedim sinirle.
"Ooooo enayi malı, en sevdiğim." dedi Velet Bozuntusu pis pis sırıtarak.
"Ulan Velet ağızı yüzünü dağıtırım senin. Kes sesini ve taşı şunları." dedim gözlerimden ateşler saçarak.