Selam canlarım benim ben geldimm:) Üçüncü bölüm ile tekrardan karşınızdayım. Ilk olarak hepinizin yeni yılını kutlarım. 2014ü çok ağır geçirdim ben şahsen ve 2015'ten çok büyük beklentilerim var:) Ayrıca güzel yorumlarınız için ayrı ayrı teşekkürlerr iyi ki varsınız :*
Hayır geliyor son iki adım hayır olamaz!! "Aaa hırçın kız? Senin burada ne işin var!?" dedi şaşkın şaşkın. Allahım bana sabır ver bu çocuk harbi gerizekalı. "Senin ne işin varsa bu uçakta benimde o işim var. Hadi şimdi bas git yerine!! Zaten seni gördükçe tepemin tası atıyor!!" diye tıslarken bana pis pis sırıtıp boarding kartını uzatıp oturduğu koltuğun numarasını parmağı ile gösterdi. "Hassiktir bi bu eksikti" diye mırıldanırken o çoktan yan koltuğa oturup bana bakıp sırıtıyordu. "Allah aşkına sen gülme! Herkes gülsün ama sen gülme!"derken onun yanında oturan teyze kafasını göreceğim şekilde eğilip bana baktı. "Kızım utanmıyormusun böyle yakışıklı bir oğlana böyle laflar etmeye? Yok gülme yok onu etme şunu yapma? Vallahi yerinde olsaydım kapmıştım çocuğu, sende iş yok." dedi. Oha teyzeye bak sen kuduruk çıktı. "Teyze ayıp ayıp yaşından utan ya" diye cevap verdim. Kendiside hemen bana lafı yapıştırıp bana "Terbiyesiz" dedi. Ortamızda oturan hıyar ise televizyon izler gibi bir kuduruk teyzeye, birde bana bakıp sırıtıyordu. "Sakin olun hanımlar, benim için kavga etmenize gerek" derken, tam ağzımı açıp küfürü basacaktım ki hostes anonsa başladı. Hostes bütün eminiyet ıvır zıvırlarını gösterirken, bir yandanda çaktırmadan yanımdaki gerizekalıyı kesiyordu. Iç sesim "Vay ırıspı vay" derken, uçak yavaştan kalkışa hazırlanıyordu. Kalbim korkudan küt küt atıyordu. Uçaklar ne zaman kalkışa geçse babam kötü olacağımı bildiği için elimi sımsıkı tutardı, ama şimdi ne yazıkki elimi tutan olmayacak. Uçak havalanmaya başlarken, gözlerimi sımsıkı kapayıp dişlerimi sıkmaya başladım. Içim "Sakin ol Ada!" derken elimi sımsıkı saran bir sıcak ve yumuşak el hissettim.
Iç sesim yine devreye girerek "Bu el bizim kuduruk teyzenin eli olamaz dimii' derken birden gözlerim faltaşı gibi açıldı ve yanımdaki ot'a baktım. Kendisi aynı şekilde gözlerini kapatmıştı. Nasıl yani şimdi bu mal benim gibi uçak kalkışlarından korkuyormuydu? Tam elimi elinden çekmek isterken gözleri kapalı diye fırsattan istifade çocuğu incelemeye başladım. Cidden yakışıklıydı öküz. Aman abartmayalım ama, çünkü bir Francisco Lachowski değil. Yada dur birdaha bakiyim suna bir "Hassiktirr, harbi benziyor" diye devreye girdi iç ses. Yandaki kuduruk yerinde durmadı ve "Oğlum aç şu gözleri kız bakışları ile seni yedi bitirdi!!" diyerek onu dürtmeye başladı. "Ne diyorsun teyze ya!! Şu mala bakarmısın nasılda tutmuş elimi!!" diye tısladım. Anında elimi daha sıkı tutup gözlerini açtı ve kafasını bana doğru çevirdi. "Uçak fobim var yoksa tutmazdım o buz gibi elini!' dedi. "Allahım ya çattık hem sakar hem korkak! Teyzenin elini tutsaydın o zaman!" diyerek lafı yapıştırdım.
"Senin elini tuttum, çünkü sende bembeyaz olmuştun! Sende korkuyordun yeme beni!" bu kez sesi az sinirli gelmişti. Sinirlenince daha farklı ve güzel görünüyordu.. Durun ya ne diyorum ben!! Hayır hiçte yakışıklı değil!
Aha koca memeli hostes bu tarafa geliyordu elinde içeceklerle. Bize bakarak, veya düzeltenyim ortadaki hıyarı keserek ciyak sesiyle "Bir şeyler içermisiniz?" dedi. Allahım sese bak! Resmen sivrisinek gibi ses çıkıyordu sesi. Bizim kuduruk bu sefer kıza tip tip bakıp tek bizim duyabileceğimiz ses tonu ile "Maşallah kızım her yerin ortada, başka üniforman yok mu senin?" dedi. Hahahahah!!!! Işte şimdi teyze girdin gözüme! Hostesin yüzü bir asıldı ki teyzenin kulağına eğilip bir şeyler söyledi. Kuduruk hanım sonradan ise çay istediğini belirtti. Koca memeli bu sefer gözlerini üzerimize dikti. "Peki siz ne alırdınız?" Ikimiz aynı anda "Kahve" dedik. Hıyar şaşırıp bana bakıp kulağıma doğru eğildi ve "Bir ortak yanımız daha" diye fısıldadı. Ben ise onu aldırmayıp hostesin servis ettiği kahve ve keki aldım ve tabletime yerleştirdim. Yolculuğun geri kalanı çok sakin ve güzel geçmişti. Kahvemi yudumluyor ve müzik dinliyordum. Uçakta çok güzel bir müzik listesi hazırlamışlardı, ve huzurumu bozan tekrar bizim mal olmuştu. "Yine ne var!" diye homurdandım. "Uçak inişe geçiyor." Vah garibim yüzü yine bembeyaz kesildi. Itiraf etmeliyim ki bende korkmaya başladım. Tekrardan gözümü kapattım ve onun sımsıcak elini hissettim. Nedense elimi tutmasına kızmadım bu sefer. Sonunda uçağımız Bodrum'a indi. Içimde büyük bir sevinç, ama bi o kadar tarif edemediğim bir hüzün vardı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dilim Aşk
RomanceBir yolculuk bir genc kizin hayatini ne kadar degistirebilir ki? Okudugunuza kesinlikle pisman olmayacaksiniz benden söylemesi :)