Louis Tomlinson'ın dairede olması tuhaftı. Ev sanki ona küçük geliyordu.
Ona hala kızgındım. Ne yapabilirim ki? Ben bir yetişkinim ve kendimi koruyabilirim.
Odada bir ileri bir geri gidip geliyordum. Bakışlarımı ona çevirince tüm dikkatiyle bana baktığını gördüm ve öfkem yatıştı. İki gün önce aramızdaki her şeyin bittiğini düşünürken,şimdi onu bana bakarken görmek içimi ısıtmıştı. Onu seviyordum ve kalbim baş döndürücü bir sevinçle atıyordu. Bakışlarını evde dolaştırıp, "güzel yer," dedi.
"Niall'ın ailesi onun için satın aldı." dedim. "Şey... bir şeyler içmek ister misin?"
"Hayır,teşekkürler,Harold." Gözleri koyu mavi olmuştu. Çok gergindim. Neden bu kadar geriliyordum? Ben arkamdaki duvara yaslanırken o da ayağa kalkıp önümde durdu.
"Bir şeyler..." derin nefes aldım. "...yemek ister misin?"
"Evet,seni."
Bel hizamın altında kalan her şey kasıldı. Sesi bile baştan çıkmam için yeterliydi.
"Bugün bir şey yedin mi ?"
"Öğle yemeğinde sandviç yedim"
Gözlerini kıstı. "Yemen gerek."
"Şu an aç değilim. Yemeğe değil."
Şehvetli bir sırıtış yüzünü kapladı. Ellerini başımın iki yanından duvara koydu. Bana dokunmadan olabildiğince yakınımda duruyordu. Beni öpeceğini sandım,ama öpmedi.
"Seni öpmemi istiyor musun,Harold?" diye fısıldadı kulağıma.
"Evet" Kokusu tüm benliğimi ele geçirmişti.
"Nereni?"
"Her yerimi."
"Daha net olman gerekecek,Harry. Sana benden tam olarak ne istediğini söylemeden dokunmayacağımı söylemiştim."
"Lütfen," dedim.
"Lütfen,ne?"
"Bana dokun."
"Nerene bebeğim?"
O kadar tahrik edici bir yakınlıktaydı ki... Elimi göğsüne doğru uzattım.
"Hayır,hayır,hayır!" diyerek geri çekildi.
"Sana asla dokunamayacak mıyım?"
"Bu benim sınırım,Harold."
"Bazen sana dokunmama izin veriyorsun," dedim. "Belki de bir keçeli kalem bulmalıyım ve yasak bölgeleri işaretlemeliyiz."
"İyi fikir. Neyse,gel bir şeyler yiyelim."
"Yatağa gitmiyor muyuz? Ben seninle yatağa gitmek istiyorum."
Kendini beğenmiş gülümsemesiyle, "Biliyorum," dedi. "Ama bir şeyler yememiz gerek."
"Beni baştan çıkardın ve şimdi ortada mı bırakıyorsun? Seni şimdi istiyorum. Lütfen yatağa gidelim."
Şefkatle gülümseyip saçlarımı öptü. "Ye, fazla zayıfsın."
"SBY'yi almış olmana hala öfkeliyim,şimdi de beni ortada bıraktığın için öfkelendim." Suratımı asıp mutfağa bir şeyler pişirmeye gittim. Peşimden geldi.
"Sen küçük,öfkeli bir çocuksun,öyle değil mi,Harry?"
"Çocuk mu?" Ona döndüm ve hızla yanına gidip onu sertçe öptüm.
"Bir çocuk bunu yapabilir mi?"
"Sanırım,hayır."
Yapmacık bir şekilde gülümseyip dolabı açıp tavuğu ve sebzeleri çıkardım. Bir tencere bulup içine su koydum ve kaynaması için ocağı açtım.
YOU ARE READING
Your Love Is King
Fanfiction"Benim için ne kadar büyük bir anlam ifade ettiğini biliyor musun,Harold?" Sesi acı verecek derecede yumuşaktı ve gözlerimin içine bakıyordu. Cevap vermedim. Derin bir nefes alıp,"Bence biliyorsun," dedi ve içten bir şekilde gülümsedi. "Gitmene izin...