X

5.3K 327 435
                                    


Lanet olsun, bunu gerçekten yapmış mıydım? Alkol yüzünden olmalıydı. Şampanyanın üzerine dört farklı şaraptan dört kadeh içmiştim. Alkışlamakla meşgul olan Louis'se baktım.

Louis suratına yapıştırdığı kocaman ve sahte gülümsemeyle bana doğru eğildi. Yanağımı öptükten sonra soğuk ve kontrollü bir sesle kulağıma fısıldamak için iyice yaklaştı.

"Ayaklarına kapanıp tapınsam mı yoksa şaplaklarla canını mı çıkarsam,karar veremiyorum."
Ah.

Ona maskemin altındab gözlerimi kırpıştırarak baktım.

"Seçenek ikiyi alayım,lütfen." diye fısıldadım. Derin bir nefes alırken o güzel dudakları aralandı. Ah o çizgi ağız. O ağzı tam şu anda üzerimde istiyordum. Onun için yanıyordum. Bana nefesimi kesen,ışık saçan bir gülümsemeyle baktı.

Parmağını çenemde dolaştırırken, "Acı mı çekiyorsun yoksa? Bu konuda ne yapacağımıza bakmamız gerekecek." diye mırıldandı.

Dokunuşu, çok derinlerde, o acının doğup büyüdüğü yerde yankı buldu. Orada,hemen şimdi üzerine atlamak istiyordum ama açık artırmadaki diğer maddeyi izlemek üzere arkama yaslandım.

Kıpırdamadan oturamıyordum. Louis kolunu omuzuma attı. Basparmağı omzuma ritmik daireler çiziyor ve karnımın en derinine ufak titreşimler gönderiyordu. Boştaki eliyle benimkini sıkıca kavrayıp dudaklarına götürdükten sonra kucağına indirdi.

Yavaşça ve gizlice. Oyunu fark ettiğimde artık çok geçti. Elimi bacağından yukarı,ereksiyonuna kaydırdı. İç geçirdim,gözlerim panik halinde masanın etrafını dolaştı ama bütün gözler sahneye sabitlenmişti.

Sırıttım ve parmaklarımın keşfe çıkmasına izin verdim. Yavaşça inlerken ağzı aralandı. Beni istiyordu. Göbek deliğimin altında kalan her yer kasıldı. Bu iş dayanılmaz bir hal alıyordu.

Montana'daki hafta sonu için bahisler yükseliyordu ama hiçbir şeyin farkında değildim. Louis'nin parmaklarımın altında büyüdüğünü hissettim.

Sunucu, "Yüz on bin dolara satıldı!" diye bağırınca bir alkış tufanı koptu.

Durdum. Louis, "Hazır mısın?" diye sordu.

"Hem de nasıl,"

Lottie, "Harry!" diye seslendi. "Gel benimle."

"Ne için?"

"İlk dans açık arttırması var. Haydi." Ayağa kalkıp elini uzattı.

Louis,Lottie'ye neredeyse suratını asarak bakıyordu.

Bir kez daha Lottie Tomlinson adıyla bilinen pembe güç trafosu tarafından engellenmiştik.

Louis kulağıma şehvetle, "İlk dansın benimle olacak,tamam mı? Üstelik dans pistinde olmayacak." diye fısıldadı. Beklenti beni öldürecekti.

"Sabırsızlıkla bekliyorum." Eğildim ve ağzına yumuşak,masum bir öpücük bıraktım.

Louis'nin yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Ve... mutlu görünüyordu.

Lottie, "Haydi,Harry" diye üstledi. Uzattığı eli tutup peşinden altı kız ve beş erkeğin -benimle birlikte altı olacaklardı.- toplandığı sahneye yürüdüm.

"Beyler bayanlar işte gecenin en önemli anı! Hepinizin beklediği o an! Bu altı güzel hanımefendi ve altı yakışıklı beyefendi ilk danslarını açık arttırmada en yüksek rakamı veren kişiyle yapmayı kabul ettiler."
Ah hayır. Ne kadar aşağılayıcı bir şeydi bu!

Your Love Is KingOù les histoires vivent. Découvrez maintenant