Louis çalışma odasında telefondaydı. Dün kaçırdığı mesajları kontrol ediyor olmalıydı. Kendimi mutfakta öğle yemeği hazırlamaya verdim. Buzlukta somon bulmuştum ve limonlayıp salataya dönüştürüp birkaç patates haşlamakla meşguldüm. Sıradışı bir gevşeklik ve mutluluk hissediyordum. Kelimenin tam anlamıyla dünyanın tepesinde gibiydim. Geniş pencereye dönüp muhteşem göğe baktım.
Yemek neredeyse hazırdı. Aklıma gelen fikirle yatak odasına gidip cep telefonumu aldım. Niall'dan bir kısa mesaj vardı.
*Akşama görüşelim. Uzuuuun bir sohbet için sabırsızlanıyorum.*
Cevap yazdım.
"
*Al benden de o kadar*Niall'la konuşmak iyi gelebilirdi. Lottie, Ethan'la ikisini davet etmiş olmalıydı.
E-postamı açıp Louis'se bir e-posta yazdım.------------------------------------------------------
Kimden: Harold Styles
Konu: Öğle Yemeği
Tarih: 19 Haziran 2013 13:12
Kime: Louis TomlinsonSayın Bay Tomlinson,
Size öğle yemeğinin neredeyse hazır olduğunu haber vermek için yazıyorum.
Ve bugün insanın aklını başından alan, tuhaf bir düzüşme yaşadığımı.
Doğum gününe özel tuhaf düzüşmeyi şiddetle tavsiye ederim.
Ve bir şey daha.
Seni seviyorum.H x
(Nişanlın)----------------------------------------------------
Kimden: Louis Tomlinson
Konu: Tuhaf Düzüşme
Tarih: 19 Haziran 2013 13:15
Kime: Harold StylesInsanın aklını başından alan yönleri nelerdi?
Not alıyorum.Louis Tomlinson
Sabahki Eylemlerden Sonra Açlıktan Ölen ve Bitap Durumdaki CEO, Tomlinson ŞirketleriNot: Imzanı sevdim.
----------------------------------------------------
Kimden: Harold Styles
Konu: Açlık Ölen mi?
Tarih: 19 Haziran 2013 13:18
Kime: Louis TomlinsonSevgili Bay Tomlinson,
Dikkatinizi bir önceki e-postamın öğle yemeğinizin neredeyse hazır olduğunu haber veren ilk satırına çekebilir miyim? Yani, "Açlıktan Ölen ve Bitap Durumdaki" zırvalığı boşuna.
Düzüşmenin insanın aklını başından alan yönlerine gelince, dürüst olmak gerekirse, tamamı. Notlarınızı okumak ilgimi çekerdi. Ve parantez içindeki imzamı ben de seviyorum.H x
(Nişanlın)Gönder tuşuna basıp yemekle uğraşmaya devam ettim.
Somonun yanına, su teresi, kişniş ve ekşi kremalı sos yapıp kahvaltı barına sofra kurmuştum. O çalışırken araya girmekten nefret ediyordum ama şimdi ofisinin kapısındaydım. Hala telefondaydı. Tamamen dağınık saçları ve parlak mavi gözleriyle, göz doyuran bir ziyafetti. Beni görünce kafasını kaldırdı ve gözlerini benden ayırmadan telefonla konuşmaya devam etti.
Elimi yemek yer gibi ağzıma götürdüm. Sırıtarak başını salladı.Ben de ona gülümsedikten sonra yeniden mutfağa döndüm ve onun gelmesini bekledim.
Beş dakika sonra, elinde telefonla yeniden karşımdaydı."Des telefonda seni istiyor," dedi.
Vücudumdaki bütün hava bir anda çekilivermişti. Telefonu aldım ve ağız kısmını elimle örttüm.
"Ona söyledin!"Louis kafasını salladı ve bariz sıkıntılı ifadem karşısında kafasını eğdi.
Derin bir nefes aldım. "Merhaba, baba.""Louis az önce benden seninle evlenmek için izin istedi," dedi hiç nefes almadan.
CZYTASZ
Your Love Is King
Fanfiction"Benim için ne kadar büyük bir anlam ifade ettiğini biliyor musun,Harold?" Sesi acı verecek derecede yumuşaktı ve gözlerimin içine bakıyordu. Cevap vermedim. Derin bir nefes alıp,"Bence biliyorsun," dedi ve içten bir şekilde gülümsedi. "Gitmene izin...