Üstündeki ince kumaşın bedenine yapışık olması sinir ediyordu sarışın oğlanı. Herkesin ona bakışı, kameraya verdiği amaçsız pozlara 'mükemmel' denmesi de sinir ediyordu onu. Aslında şu an sabah içemediği kahvesi yüzünden her şey sinir edebilirdi onu. Gıcık kardeşi Osamu'nun menajerleri Suna ile cilveleşme seansı yüzünden geç kalmışlardı. Bu çekim hayatında önemli bir yere sahipti ve bunu kaçırmayı asla istemiyordu.
Önü hafif açık haki rengi gömleğini yardımcı kız düzeltti. Bu markanın sırf voleybol takımının sponsoru diye yüzü olmuştu ama onu giydirip soymaları hoşuna gitmiyordu. Zevksiz bir kombini üzerinde taşımanın ne kadar kötü bir his olduğunu tekrar hatırlayarak yüzünü ekşitti.
Sağa doğru bedenini çevirip karşıdaki kameramanın sözlerine itaat ediyordu sadece. Osamu da elini onun omzuna koymuş, her zamanki soğuk bakışlarını yollamıştı kameraya. Uzun saatler ayakta kalmak, değişik şekillere bukalemun gibi girmek yoruyordu sarışını. Çok fazla her şeyden şikayetçiydi, evet. Ama o, içinden sövüp dışarıdan en tatlı gülümsemeleri ile kalp çalan insanlardandı. Bu yüzden oyunculuk için de aranan biriydi. Ama ona da başlarsa nefes almaya vakit bile bulamayacak, Suna da bu sıkışıklığı yüzünden habire kafasını yiyecekti onun. Sesli bir iç çekti ve diğer poza geçtiler ikiziyle.
~~~~~~~~~~~~~
Deniz yeşili. Renkli gözlere sahip olmak isteseydi, kesinlikle kara gözlerinin yerine bu rengin olmasını isterdi Sakusa. Şu an çizdiği karşısındaki kadına özenmişti. Gözlerinin güzelliğine her fırça darbesini tuvale vurduğunda hayran kalıyordu. O, mükemmelliğin aynısını yapamazdı, imkânsızdı. Ama denedi.
İnce, kalın, ince, orta... Eline birçok fırça aldı, bıraktı. Her rengin binbir türlü tonunu kullanarak hep yaptığı gibi, bir şaheser yarattı. Müşterilerinin memnuniyeti her zaman onun için önemliydi. Ama en önemlisi kendi memnuniyetiydi. Belki bir resim için birkaç ay, belki de birkaç hafta uğraşıyordu. Birçok kez tek bir resim için 5 tane tuval değiştirdiğini bilirdi. Renklerdeki tek bir kayma bile her şeyi yırtıp atmasına neden olabilirdi.
Fakat bu seferkinde bir sıkıntı çıkmamıştı. Tuvali karşısındaki kadına çevirip gösterdi. Kadının gözlerindeki mutluluk ışıltısını görmek kalbinde hafif bir rüzgâr estirdi.
Kadın elini uzatmak için yaklaştığında bir adım geriye atmıştı kıvırcık saçlı. Dokunamazdı, insanları sevmiyordu. Onlara dokunmak istemiyordu. Bu yüzden maskesi hiçbir şekilde yüzünden eksik olmaz, müşterilerini 5 metre uzaktan çizerdi.
Bedenini de hafifçe geriye alarak tuvali yerine bıraktı kıvırcık saçlı oğlan. Gözlerine hayran kalan kadının ise parıldayan gülümsemesi solmuş, yakışıklı ressamının alamayacağı numarasına, dokunamayacak bedeni için üzülüyordu. Tam ağzını açıp konuşacakken kadın, kapı hızlıca açılmıştı. Komori, onun yakın arkadaşı, kuzeni içeri girmişti yüzünden düşmeyen bir gülümseme ile. Nefes nefese kalmış, elindeki telefonu sallıyordu sevinçle.
"Tebrik ederim Sakusa, mükemmel bir iş teklifi geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
masterpiece [sakuatsu]
Fanfiction"Gözkapakların bir resim fırçasının yumuşaklığına, bir ressam spatulasının sertliğine sahip." [ tam gaz devam ]