4

604 73 59
                                    

Antrenman çıkışı Suna'nın telefonuna el koyması nedeniyle sosyal medyaya giremiyordu. Biri ile ne konuşup ne de mesajlaşabiliyordu Atsumu. Kulaklıklarını takıp müzik bile dinleyemiyordu! İğrenç, hem de çok iğrenç bir durumdu onun için. Bokuto ve Hinata'nın birbiri ile olan muhabbetine kulak asmak zorunda kalıyordu böyle olunca. Dondurmayı ısırarak mı, yalayarak mı yeme konusunda tartışıyorlardı. Atsumu dondurma yemezdi, sevmezdi. Bu yüzden küçük bir nefes vererek uzaklaşmıştı yanlarından. Black Jackals olarak bazen üyelerinin nasıl seçildiği konusunu uzun uzun düşünüyordu.

Üstünü değiştirmek için soyunma odalarına gittiklerinde Bokuto'nun ağzından çıkan 'Sakusa' kelimesi ile durdu birden. Arkasını aniden dönüp baykuş kafalı çocuğa baktı.

"Sakusa Kiyoomi'den mi söz ediyorsun?"

Her zamanki o güzel gülüşüyle kafasını evet anlamında sallamıştı Bokuto. Üstündeki terli tişörtü çıkarmıştı. Atsumu'nun yanından kabinlere girerken konuşmasına devam etmişti.

"EVET, kendisi müthiş yetenekli bir voleybolcuymuş Akaashi'nin dediğine göre. Ama insanları sevmez, genelde uzak dururmuş. Ancak Akaashi onu kardeşi gibi görüyor, seviyor. Bu yüzden Akaashi onu sevdiyse ben de severim!" elini göğsüne koyup sonrasında havaya kaldırmıştı Bokuto.

Bu enerjisine her zaman hayrandı Atsumu. Saf ve bir o kadar da sağlam biriydi Bokuto, bu takım için çok önemliydi. Onunla takım arkadaşı olmak Atsumu için eğlenceliydi. Akaashi ile olan sevgililik işine pek sıcak bakmıyor olsa da, birbirlerine olan sevgileri hoşuna gidiyordu. Ama asıl olay bu değildi. O maske-çocuk voleybol mu oynuyordu? 4 gün önceki buluşma sonrasında birkaç hafta sonraya randevu almıştı oradan. Yani ona sormaya kalksa o zamana kadar unuturdu.

Kafasında bir sürü düşünce baloncuğu belirtmişti şimdi Atsumu'nun. Telefonu olmadığı için araştıramıyor, antrenman sonrası olduğu için de yorgun hissediyordu. Tahta yere oturdu ve eve gidince yapacağı şeyler listesine Sakusa Kiyoomi'yi araştırma işini ekledi. Şu an ise yapacağı şey Hinata'nın açıklayacağı önemli haberi dinlemekti.

Herkesi tahta dinlenme yerlerine oturtmuş, gergin bir şekilde önündeki yorgunluktan bayılacak adamlara bakıyordu Hinata. Açıklayacağı şey takım için aslında önemsizdi, ama Hinata yine de içini kemiren bir şey kalmasını istemiyordu. Bu yüzden açıklama işine girişmişti tek başına. Boğazını temizledi konuşmadan önce, bir an önce olsun ve bitsin, evet.

"Arkadaşlar... Ihm... Şey. BenKageyamaTobioileçıkıyorum."

Bir anda taramalı tüfek gibi konuşmuştu Shoyou, açıkçası kimse bir bok anlamamıştı. Thomas'tan gelen bir 'Ha?' sesi ile kıpkırmızı olan Hinata tuttuğu nefesi salmıştı. Bokuto ayağa kalmış ve elini çenesine koymuştu, kaşları çatık bir şekilde. Gözlerini kendinden kısa olan çocuğa çevirip dudaklarını oynattı.

"Sen Kageyama'ya mı çakıyorsun?"

Hinata, Bokuto'nun söylediği ile daha da kırmızı olurken Bokuto'nun gördüğü ciddi ifadesi ile yutkunmuştu. Olay çok başka bir yere gitmişti ki.

Meian kaptan olarak ayağa kalmış, Shoyou'nun omzunu tutarak gülümsemişti.

"Tebrik ederim minik ninja, hep mutlu olursunuz umarım."

Bunun sonrasında Bokuto'ya da olayı açıklamış, ve bizim saf kalplimizden (Yazar kesinlikle Bokuto'yu melek olarak görmüyor, kesinlikle. :d) anladığını belirten bir 'haaa' sesini duymuştu. Bir tek Atsumu sessizliğini korumuştu. Osamu kardeşinin sessiz kalmasına karşı kaşlarını çatmıştı. Yanına gidip soru soracakken Hinata'nın ondan önce davrandığını fark etti.

"Atsumu-san? Siz... Bir şey söyle-"

"Beni ilgilendiren bir konu olmadığı için bir şey demem gereksiz. Mutluluklar dilerim."

Demişti sarışın oğlan ciddi bir sesle, arkasında hiçbir şey anlamamış ancak en sevdiği senpailerinden birinin böyle davranışı karşısında kırılan kalbiyle kalan Hinata'yı bırakarak. Osamu sessizce onları izlemişti. Kardeşi, Bokuto ve Akaashi konusunda olduğu gibi davranmamıştı bu sefer, daha ciddiydi.

Bokuto ve Akaashi'nin sevgili olduğunu öğrendiği zaman gülüp geçmiş, unursamamıştı bile Atsumu. Osamu onun bu tarz konular hakkında fazla özgür ruhlu olduğu için mutlu olmuştu aslında. Ama sonrasında Bokuto'ya karşı olan mesafesini fark etmişti kardeşinin. Kendisine karşı bile bu konuda mesafesi vardı ki. Suna ile çıktıklarını söylediği günden sonra Atsumu, Osamu'nun odasına girmez olmuştu. Onunla daha az konuşuyor, yakınına bile gelmiyordu. Osamu, kardeşinin içten içe homofobik olduğunu düşünüyordu. Ama böyle olsa ondan ve onun yaptıklarından nefret ederdi. Yoksa... Atsumu korkuyor muydu? Bilemiyordu. Ancak şu an, gülümsemesi solmuş Shoyou'nun gülümsemesini tekrardan kazandırmaya çalışmalıydı. Gidip herkese birer dondurma ısmarlamayı teklif etti, takımca giyinik oldukları için direkt soluğu dondurmacıda almışlardı.

Atsumu ise başka bir evrendeydi. Çevresindeki herkesin hemcinsine karşı bir şeyler hissettiğini söylemeye başlaması onu boğmaya başlamıştı. Hayır, anlamıyordu. Kızların nesi vardı da onlar hep kendi cinslerine kayıyorlardı ki? Önce Bokuto ve Akaashi, sonra Osamu ve Suna, şimdi de Shoyou ve Tobio. En beklemediği kişi kardeşi iken, artık kim kimle olursa olsun diyeceği sırada sevimli astının da böyle yapması hafif bir hayal kırıklığı yaşatmıştı Atsumu'da. Ama dediği gibi, herkesin hayatı kendinin, onlara karışamazdı. Bu yüzden derin nefes alarak evine doğru arabasını sürdü. Hâlâ daha telefonunu Suna'dan alamadığı için söverek.

[yazım yanlışım varsa affola]

[ id:invaded izleyin, muah ]

masterpiece [sakuatsu]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin