Tatatatam. Yeni bölüm.
Doruk'un haline şaşırıp aşktan veya delirmekten diye düşüneceksiniz. Öyle mi göreceğiz.Yemek yerken şişen yanakları, gülünce kısılan gözleri, etrafa saçtığı neşesi... O kadar güzeldi ki. Diğer tüm insanlara, canlılara ve bu yüzyılda olan dünya ve dışındaki her şeye o kadar üstün bir güzelliği vardı. Nefes alamıyordum karşısında.
Daha önce hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu kalbim ama bayılmıyordumda.
Erkenden Mardin'e dönmedigim için delicesine pişmadım. Zamanı geriye alıp düğünde beyazlar içindeki haline gitmek istiyordum. Düğün bitiminde tekrar geriye alırdım. Sonra bir kez daha. Ve bir kez daha. Ömrümdeki tüm günleri ona harcaya bilirdim.
"Doruuk daldın. İyi misin!"
Ve her masalın içinde bir cadı, oda olmadı kötü bir karakter vardır. Çok sevgili ablacım, koca göbeği ve çoğu zaman hiç bir mantıkta olmayan hareketleriyle masalımızın cadısı. Süpürgesini sallar gibi elini önümde sallayınca elimin tersini yüzüne yapıştırmak istedim.
Tabi bunu çok beyefendi tarafım kati suretle reddetti. Kadına el kalkmaz değil mi? Asla.
"İyiyim ablacım. İyiyim güzelim. İyiyim göbeği ayrı eve çıkmak isteyen meleğim."
Yüzüne vurma isteğim Elif'in yüzügünü dün almış olması değildi kesinlikle. Kindar bir yapıya sahip değildim değil mi?
"Terbiyesiz!"
Önüne dönüp kahvaltılıkları ağzına atmaya devam ettiğinde, elini ben ve prensesimin arasından çekerek manzaramı izlemeye devam etmemi sağladığı için gülümsedim.
Prenses oysa ben prens oluyordum değil mi? Güzel ile Çirkin masalındaki prensestir o zaman Elif. Şayet güzelliğinin yanında çok çirkin kalıyordum.
Yok ya. Kalmıyorumdur değil mi? O kadar da çirkin değilimdir herhalde.
Kafamı iki yana hızla salladıgımda deliye benzediğimi umursamadım. İyice saçmalamıştım.
Elif beni sevmiyecekte kimi sevecek! Şimdi sevmeyecekte ne zaman sevecek! Benimle çocuk yapmayacakta kiminle yapacak!
Tekrar başımı iki yana salladım. Saçmalama Doruk! İki dakka normal davran. Tövbe tövbe.
Benim ikinci başımı sallayışımda tüm sofra bana dönmüştü. Aferin Doruk. Daha fazla rezil olamazsın Doruk. Mal Doruk.
Kız sana uzaylı gibi bakıyor! Haklı da. Sanki hiç kadın görmemiş gibi ne bu hareketler. Az medeni ol, mantıklı davran.
"Do-"
"Doruk iyi olduğuna iyi misin?"
Elif tam soracakken cadı yine durmadı. Bir durmuyor ki kızla bir şeyler konuşayım.
Sanane ya. Garip garip harekler yani. Sanki çocuk Naim Süleymanoğlu doğacak gibi yemek yemene devam etsene sen. Gerçi öyle bir yiyordu ki çocuk Naim'i, halterini, yarışmanın birinci ve ikincisi tek elle taşır.
"İyi-"
"Doruk bak sinirli sinirli bakarak dalıyorsun yüzüme. Kormaya başlıyorum."
Sakin ol Doruk. Nedir yani. Altı üstü her şeye atlayan salak bir ablan var. Bu çok normal bir şey.
"Abla ikinci kez karımın lafını bölüyorsun."
Elif'e dönüp şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümseme takındım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutan (Koruması Mısın?- 1)
Ficção Adolescente~Kitapların bağlantıları YOKTUR. İkinciyi okumak için birinciyi okumak GEREKMEMEKTEDİR~ Yıllar önce, küçük ve tombul bir kız çocuğu iken düşmüştü genç kadının kalbine aşk. Yıllar sonra kader; oldukça güzel, genç bir yüzbaşı olduğunda tekrar karşılaş...