Normal İlşki

5.6K 324 45
                                    

Geçilmemiş olması umrumda değil. Kendimi şerefsiz gibi hissediyorum sınır koyunca.
Kısa bir bölüm oldu. Çaktırmayın.
🎈

Çatalıma bir salatalık daha alıp ağzıma tıktığımda göz ucumla saçlarımla oynayan Doruk'a baktım. Ben babamın önünde ayak-ayak üstüne bile atmazdım saygımdan ama Doruk öyle mi? Karşısında babası var nasıl pişkin pişkin sırıtıp saçımla oynuyor. Sanırsınız tacizci Coşkun.

Daha fazla dayanamayıp elimin tersiyle ittim Doruk'un elini. Yüzündeki gülümseme solduğunda alt dudağını üst dudağının üstüne koyup, bir çocuk gibi ellerini göğsünde birbirine sarmıştı. Biz buna ilkokulda çiçek olmak diyoruz.

"Saçlarını kesmişsin. Güzel güzel okşayamıyorum bile. Hıh."

Omuzlarını indirip kaldırdığında ne kadar dengesiz bir insan olduğunu bir kez daha anladım. Şu an yumruğumu yüzüne geçirebilirdim yani.

"Oğlum rahat bırak kızı yemek yesin!"

Yemeğine sonunda döndüğünde Zehra anneye minnetle baktım. Sonunda! Az önceki hasta halinden şimdiki haline hızla dönmüştü belki ama bizi hasta edecekti. Buda kafa yani. Az sessizlik istiyor.

"Baba biz Elif'le yine evlenmeye karar verdik."

Herkesin olduğu gibi benimde başım tabağımdan aniden kalktı. Bundan benim niye haberim yoktu acaba?

Gözler bana dönerken ne cevap vereceğimi düşündüm. Banane canım. Bana güvenip öyle ani ani kararlar vermeseymiş.

"Yok öyle bir şey."

"Var. Az önce birlikte uyuduk. Namusum kirlendi."

Bu adam bir şey mi çekiyor anlamıyorum ki?

"Elif teklif falan almadı."

Aferin Dilan. Tek sorunumuz buydu da sen o dahiyane tespitinle her şeyi açıklığa kavuşturduğuna göre artık huzurla evlenebiliriz. Aferin sana. Yıldızlı pek iyi.

"Evlenecek olsak boşanmazdık zaten."

Konuyu kapatmak istercesine bağırarak ağlayan evin en küçük ferdi biricik Yüsra ile hem ben hemde eniştem Kenan ayağa kalkmıştık.

"Ben giderim."

Yüzündeki minik tebessümle tekrar sandalyesine oturduğunda bende hızla çocuk odasına koştum. Yüsra'yı kucağıma alıp sustururken Mert'in kaşları çatık bir şekilde, sanki onu aldatmışım gibi bakan gözleri ile buluştu gözlerim.

"Öldür onu."

Kaşlarım onunkinin aksine şaşkınlıkla çatıldı. Herkesin neyi vardı Allah aşkına?

"Bebeği mi öldürmemi istiyorsun?"

"Evet. Eğer sen öldürürsen kimse bir şey demez. Hem senin silahın var zaten."

Başımı iki yana salladım.

"Malesef Mert. Masum bir bebeği öldüremem."

Başını iki yana sinirle salladı.

"O zaman ben öldürürüm."

Abimde ben doğduğumda böyle düşünmüş müydü? Yada hiç denemiş miydi? Bunu kesinlikle sorucakım ona.

"Kıskanıyor musun onu?"

"Hayır. O beni kıskanıyor. Benim yerimi aldı. Annemi, babamı. Hatta abimi bile."

"Yada belkide senin gibi güçlü, yetenekli, şirin bir çocuk olmak için örnek alıyordur seni. Bu yüzden de taklit ediyordur seni?"

Direk yelkenleri suya indirdi. Dayısı kılıklı.

Komutan (Koruması Mısın?- 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin