Bu sıralar üst üste üzücü olaylar yaşamamız sebebiyle uzun bir süre bölüm yazamadım maalesef kusura bakmayın.Şu birkaç bölüm geçiş niteliğinde diye söylemiştim daha önce ama artık bu bölümden sonra hüzne biraz ara verip Erendil ailesinin eğlenceli hayatına geri döneceğiz.🎈Yeni kattığım karakterler var.İlerleyen bölümlerde bazılarını çok sevecek bazılarından da nefret edeceksiniz,şimdiden söylemiş olayım.🙊Umarım beğenirsiniz,iyi okumalar !
Arabayı park etmek ile uğraşırken kalbi deli gibi atıyordu Demir'in.Hem de öyle hızlı atıyordu ki kalbinin duracağını sandı karnında da anlayamadığı bir ağrı vardı ve sürekli terliyordu.Daha önce böylesine bir heyecanı en son Deniz'in doğumu ile yaşamıştı ama şimdi heyecanın yanında korku,stres,sinir hepsi bir aradaydı çünkü annesi ile görüşecekti,yıllar sonra.
Selin ile konuşmalarının ve görüşmeyi kabul etmesinin üzerine kararından vazgeçer korkusu ile sabah hemen yola çıkarmıştı Selin onu.Vedat'tan adresi de almış oldukları için direk hastaneye gideceklerdi başka bir yere uğramadan.Meral Hanım İstanbul'da özel bir hastanede yatıyordu.Demir yıllardır bu anı beklemişti annesi ve babası karşısına geldiğinde hesap sormayı,onu neden istemediklerini sormayı,onlarsız da çok güçlü biri olup harika bir aile kurduğunu onlara göstermek istemişti hep.Şimdiyse elinde Selin'in zorla aldırdığı bir çiçek ile hasta yatağında yatan annesini görmeye gidiyordu.Çok zordu onun için; ne tepki vermeliydi mesela ne diyebilirdi ki belki annesi ondan önce söze girerdi ya da tek istediği Demir'den özür dilemekti belki de bilmiyordu hiçbir şey bilmiyordu şu an ! Bir an önce görüşsünler,ne söyleyecekse söylesin ve sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatından çıksın istiyordu ama bu kadar kolay olmayacağının o da farkındaydı.Konuşulacak bir sürü şey,sorulacak bir sürü soru,dağ gibi birikip yüreklere ağırlık yapan pişmanlıklar vardı ve bunlar bir görüşme ile halledilecek şeyler değildi.Titreyen elleriyle tuttuğu buket,geri geri giden adımları ile park yerinden hastanenin girişine doğru yürümeye başladı yürürken de istemsizce annesinin nasıl değiştiğini,nasıl biri olduğunu düşünmeye başladı.
**
Selin,Demir arabayı park ederken çoktan hastaneye girmiş,danışmayı arıyordu.Meral Hanım'ın hangi odada kaldığını öğrenecekti.En az Demir kadar heyecanlıydı o da aynı zamanda deli gibi korkuyordu:sevdiği adamın üzülmesinden,hayal kırıklığına uğramasından.Keşke onu hiç ikna etmeseydim diye geçirdi.Gördüğü bir hemşireye danışmanın nerede olduğunu sordu hemen karşıdaki cam kapıdan geçtiğinde danışmayı göreceğini söylemişti kadın.Kapıya doğru yöneldi otomatik kapının üzerine doğru gitti ve kapının açılmasını bekledi ama açılmadı bunun üzerine biraz geri çıkıp tekrar gitti ama yok kapı yine açılmadı.Etrafa bakındı ama ne kapıyı açacak başka bir şey vardı ne de şans bu ya sorabileceği kimse yoktu etrafında.Zaten gergin olan sinirleri iyice gerilmeye başlamıştı.Kendi kendine söylenmeye başlamıştı bile.-"Gel ya valla gel sen de zorluk çıkar ! Hayır yani ne var açılıversen de beni uğraştırmasan.Böyle şeyler de hep beni bulur zaten."
-"Sanırım kendisi size cevap veremez." diyen ses ile arkasını döndü Selin.Uzun boylu,koyu kahve dalgalı saçları olan genç bir adam yüzünde bir gülümseme ile ona bakıyordu.İçinden dalga geçtiğine emindi.Yine kendi kendine konuşurken yakalanmış ve rezil olmuştu işte.
-"Pardon gerçekten kapı bir türlü açılmayınca işte ben de şey yapayım dedim."
-"Keşke her şeyi konuşarak halledebilsek ne güzel olurdu değil mi eğer konuşmadan anlayabilseydi bu güzel serzeniş karşısında kesin açılırdı kapı kendiliğinden." dedi yüzünde hâlâ hafif bir tebessüm olan adam.Selin kim olduğunu bilmediği bu adamın kendisi ile dalga geçip üstüne bu kadar eğlenmesine sinir olmuştu.Sinirli tavrını takındı hemen adamın yaptığı lakaytlığı anlamasını umarak