-10-

374 23 1
                                    

Tam tamına 2 ay geçmişti. Aramızda eski soğukluk olmasa bile hala neredeyse hiç konuşmuyorduk. Bu durum aramızdaki ilişkinin daha da garipleşmesini sağlıyordu.

Kavgadan sonra kavgayı başlatanlar olarak 1 hafta uzaklaştırma cezası almıştık. Ben bu durumun aramızı ısıtacağını düşünürken, o eve bile gelmiyordu çoğu zaman. Gece yarıları belli belirsiz birkaç tapırtı duyuyorumdum ve eve geldiğini bilmek içimi bir nebze olsun rahatlatıyordu.

Akşam yemeği için çağıran annemi bekletmeden odadan çıktım. Benle aynı anda odasından çıkan Aysar ile karşılaşınca şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Bakışlarım suratında gezinirken, zayıflamış olduğunu ve gözlerinin söndüğünü farkettim.

Kaşlarım çatılırken ailesinin olmamasının farkındalığına yeni varmaya başladığını anladım. Artık onları arayamayacağını bilmek bile onu üzüyor olmalıydı.

Masaya oturduğumuz da annemin de Aysar'ın haline verdiği tepki benimkiyle bire bir olmuştu. İkimizde kaşları çatık bir şekilde onun izlerken o tepkisizce yemek yemeye başlamıştı.

Dış dünyayla alakasını kesmiş gibi görünüyordu. Annem dayanamadı, " Aysar oğlum bir sorun yok değil mi? " Dedi. Aysar sanki bizi yeni fark etmiş gibi başını hızla kaldırdı. Annemle bana baktı bir süre, sonra yüzünde yalandan bir gülümseme ile " Ne olabilir ki Ayten teyze çok iyiyim. " Dedi.

Kaşlarım anında çatıldı, yalan söylüyordu ve sesinden anladığımız kadarıyla da sinirini annemden çıkarmak üzereydi. Annem afalladı bu tavra karşılık, ne diyeceğini bilemediği için ağzını birkaç defa açıp kapattı. Aysar annemden beklediği karşılığı alamadığı için hırsla elindeki kaşığı masaya çarpıp odasına gitti.

Anneme baktığında yüzündeki şaşkın ifade ile bana bakıyordu. Ellerini kaldırıp, " Ne dedim şimdi ben? " Dedi. Omzunu sıktım, " Birşey demedin sadece kendini iyi hissetmiyor. " Dedim.

Annem evden arkadaşları ile buluşacağı için ayrılmıştı. Geç geleceğini bildiğim için içeride oturmuş en sevdiğim filmi izliyordum. Odalardan birinden bir kırılma sesi gelince olduğum yerde sıçradım. Korkarak ayağa kalktım ve sesin geldiği yere doğru adımladım.

Aysarın odasının önüne geldiğimde kapıyı yavaşça tıklattım. Ses gelmiyordu ama iç çekme seslerini duyuyorum. İzin istemeden odaya girdim.

Yerde oturmuş, kanlı ellerine bakarak ağlıyordu. Hemen yanına koşup ellerine baktım. Benim gelmeme birşey demezken ağlamaya devam etti. Ellerine kavanozun camları batmıştı. Büyük yaralar yoktu ama yıkamamız ve temizlememiz gerekiyordu.

Başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Kan çanağına dönmüş gözlerinde yeşil irisleri acıyla parlıyordu. Ellerindeki ellerimi çekip, kafasına sardım. Omzuma yaslayıp yavaş yavaş sırtını okşadım. Ağlamaya devam ediyordu. Kulağına doğru, " Geçti, sakın ol geçti. " Diye fısıldıyordum.

Omzundan kalkmadan boğuk sesiyle konuştu, " Geçmiyor, kimsem kalmadı. Anneme bile anlatamıyorum. " Deyince içimin sızladığını hissettim. Bende onunla birlikte ağlamaya başladım. İkimizde içimiz çıkana kadar ağladık.

Onu yerden kaldırdım, bileklerinden tutarak banyoya götürdüm. Ellerini suyun altına sokup temizlemeye başladım. Yüzü acıyla buruşunca suyun altından çıkardım ellerini. Havluyla yavaş yavaş ellerini silip temizledim.

Dolaptan aldığım sargıyla ellerini sarıyorken, yüzü yüzüme çok yakın duruyordu. Biraz geriye çekilirken, içimden ' etkilenmenin zamandı değil, yakında birini bulursun. ' diyordum. Gözlerimi ona çevirip baktığımda onunda bana baktığını gördüm.

Yavaş yavaş yüzüme yaklaşırken, gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Dudakları benimkilerin üstüne değdiğinde nefes almayı bıraktım.

Yumuşacık öpüyordu, incitmeden. Karşılık vermek için ağzımı aralayıp üst dudağını dudaklarımın arasına alıp emmeye başladım. O da aynı şekilde alt dudağımı emerken, kolunu belime sarıp biraz daha kendine çekti beni.

Öpüşmemiz uzadıkça vahşileşmeye başlamıştı. Ağzımı biraz daha aralayıp dillerimizi buluşturdum. Ağzımın içine ufak mırıltılar bırakırken, kendimi kaybetmek üzereydim. Şuan psikolojik olarak belki bu öpüşmeyi bile isteyerek yapmıyordu.

Omuzlarından ittirirken, öpüşmeyi de yavaşlatmaya başladım. İstemeyerekte olsa ayrıldığımızda, hızlı nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Gözlerimi yavaş yavaş açarken, onun gözlerine baktım.

Bakışlarında herhangi birşey yoktu. Olmayacağını da biliyordum. İçgüdülerim daha fazlasını istese bile ayağa kalktım. Onun yüzüne bakmadan, " İstersen bir duş al bende odayı temizlemeye gidiyorum. " Dedim. Banyodan kaçar gibi çıktığımda arkamdan birşeyler mırıldandığını duymuştum.

  Gecenin bu saatlerinde bölüm atmanın verdiği keyfi hiçbir şey vermiyor. Kısa bir bölüm ama yazdığım gibi bıraktığım için böylesi daha iyi.

Kendinize iyi bakın, oy ve yorum bırakmayı unutmayın😚

Tesadüf(gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin